Mübarek Muharrem ayını ve Kerbela Matemini idrak ettiğimiz şu günlerin aynı zamanda biraz tefekkür etmeye ve bazı şeylerin farkına varmaya vesile olması gerektiğini düşünüyoruz. Biz biliyoruz ki her şeyi yoktan var eden Allah (c.c.) her şeye kadirdir. O isterse, O 'Ol!' derse her şey olur. Ebrehe'nin ordusuna ebabil kuşlarıyla gönderdiği küçücük taşlarla dersini verdiği gibi istese Yezid'in ordusuna da aynısını yapmaz mıydı? O istese elbette 72 kişiyi, 35000 kişiye karşı galip kılardı. Ama demek ki orada o mübarek insanların o şekilde şehit olmaları gerekiyordu. Çünkü müminlerin ve Müslümanların bazı dersler almaları ve o dersler sayesinde doğru olan İslam'ı yaşamaya ve yaşatmaya devam etmeleri gerekiyordu. Bu olayda bize en büyük derslerden biri Kûfe halkının tutumudur. 15000 mektup göndererek Hz. Hüseyin Efendimizi yanlarına çağıran "gel başımıza geç" diyen Kûfeliler, Yezid'in gönderdiği ordunun gücünü ve sayıca çok üstün oluşunu görünce o yazdıkları mektupları unutup Hz. Hüseyin'e sırtlarını dönmüşlerdir. Şurası iyice anlaşılmalıdır ki yalnız bırakılarak Hz. Hüseyin'in kaybettiği hiç bir şey yoktur. Evet canını, ailesini ve hakkı olan makamı belki kaybetmiş görünmekle birlikte ebedi hayatta kazandıkları, Allah-u Teala'nın nazarındaki değeri kelimelerle ifade edilemez boyuttadır. Kûfeliler sonrasında yanlışlarının farkına varmış ve pişman olmuşlardır ama iş işten geçmiştir. Artık ne kadar üzülseler de geç kalmışlardır. Hz. Hüseyin ve yanındakiler ise Allah yolunda doğru olduğuna inandıkları duruştan bir an bile şüphe etmeden bile bile ölüme gitmişlerdir. Onların kıyamı adeta imanın somutlaşmış tanımı gibidir. Yezid ve taraftarlarına bakıldığında ise bu katliamı İslam adına yapıyor olmaları ayrıca manidardır. Demek ki her İslam adına yapılan şey İslami olmuyor. Önemli olan Allah'ın muradını anlamaktır.Tarih 23 Nisan 1920? Seyyid Mustafa Kemal yeni kurulan mecliste konuşuyor ve Hüseynî kıyama bir örnek veriyor:"Bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Kimseyi zorla Büyük Millet Meclisi'ne davet etmedim. Herkes kararında özgürdür. Ben, kutsal davaya inanmış bir insan olarak hiçbir yere gitmemeye karar verdim. Hepiniz gidebilirsiniz! Asker Mustafa Kemal olarak ben; mavzerimi elime alır, fişekleri göğsüme dizerim. Bir elime de bayrağımı alır, Elmadağ'a çıkarım. Orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince değersiz vücudumu bayrağıma sarar, temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna ant içtim!"İşte Hüseynî kıyam? İşte çoğunluğa karşı tek başına bile olsan doğrudan ayrılmamaya örnek. İşte bütün bunlardan kendimize çıkarmamız gereken en büyük ders. Çoğunluk, iktidar, güç bizi yanıltmamalı. Eğer Atatürk ve yanındakiler düşman ordusundan korkup mandacı zihniyet tarafına geçselerdi bugün hiçbirimiz olmazdık. İşte biz de doğrudan ayrılmamalı, safımızı doğru belirlemeliyiz. Kaybedenlerden olmak istemiyorsak, Hz. İbrahim'in ateşine su taşıyan karınca misali kendimizi, tarafı olduğumuz doğruyu azımsamamalı, bir benden ne olur dememeliyiz. Bilmeliyiz ki Yaradandan yana olmak ebediyen kazanmaktır. Son nefes için yaşamak budur. Bu dünya gelip geçicidir. Çoğunluğu tercih etmek ebedi hayatı unutmak demektir. Ahirette de çoğunluğun cehennemde olacağını unutmamak gerekir.Bütün bunların ışığında, şunu da bilmeliyiz ki bugün de Hüseynî kıyam eden insanlar var. Onları bulup beraber olmak lazım. Yezid'in tarafında olanların değil Hz. Hüseyin'le olanların, doğruyu savunmaktan çekinmeyenlerin yanında olmak lazım. Gücün, iktidarın, çoğunluğun peşinden değil, Ehl-i Beyt'in yanında olanların arkasından gitmek lazım. Bugün bu tarife uyan tek insan da yıllardır doğruları söylemekten çekinmeyen, tabir caizse Türkiye'deki birçok tabuyu yıkan, söylenemeyenleri söyleyen ve her yaptığını sadece Allah rızası için yapan Prof. Dr. Haydar Baş var. Ama ne yazık ki bizler bütün Hüseynî kıyam edenlere yaptığımız gibi O'nu yalnız bıraktık, bugüne kadar yeterince sahip çıkmadık. Bari bu Muharrem ayı bu yanlışımızdan dönmeye vesile olsun ki bizler de Kûfeliler gibi pişman olmayalım. Bu Aşura Matemi bize vesile olsun ki dünyasını da ahiretini de kaybedenlerden olmayalım?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020