İnsanlık tarihi kadar eski bir olan ibadet kurban, Hz. Adem (a.s) ile başlayan ve bütün ümmetlerde yerine getirilen mali bir ibadettir.
Maide suresinde Hz. Âdem'in iki oğlunun kıssası haber verilmektedir.
"Onlara Âdem'in iki oğluyla ilgili haberi hakkıyla oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen, ötekine):" Seni öldüreceğim" demişti. Diğeri ise şöyle demişti: Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder.
Allah'a yemin ederim ki, sen, beni öldürmek için bana el uzatsan da, ben, seni öldürmek için sana el uzatacak değilim, ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.
Ben isterim ki sen, benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip ateş halkından olasın! Zalimlerin cezası budur".
Bunun üzerine kurbanı kabul edilmeyenin nefsi kendisini, kardeşini öldürmeye teşvik etti ve onu öldürdü. Böylece zarara uğrayanlardan oldu.
Derken Allah bir karga gönderdi, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için toprağı eşeliyordu. "Yazıklar olsun bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim ben?" dedi ve pişman olanlardan oldu." (Maide 27-31).
Kurban her ümmete emredilmiştir
"Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlâhınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlaslı ve mütevazi insanları müjdele!" (Hac, 34)
Hz. İbrahim'in sünneti
Kurban, bugünkü şekliyle bize, Hz. İbrahim'den (a.s) kaldığı anlaşılmaktadır. Zira sahabe, Resulullah'a (s.a.a.v.) kurbanların durumundan sorduklarında Efendimiz (s.a.a.v) "İbrahim aleyhisselamın sünneti" olduğunu bildirmiştir (İbn Mâce, Edâhî, 3; İbn Hanbel, IV, 368).
Saffat Suresinde şöyle buyuruluyor;
100. "O : "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver", dedi.
101. İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.
102. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.
103. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:
104. Biz ona: " Ey İbrahim!" diye seslendik.
105. Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.
106. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.
107. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik."
Kevser Suresi ikinci ayetinde ise "O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" buyrulmaktadır.
Hadis-i Şeriflerde Kurban
Peygamber Efendimiz (s.a.a.v), vefatından sonra da kendisi adına kurban kesilmesini istemiştir.
Haneş (r.a.), Hz. Ali'yi (r.a.) iki tane koç kurban ederken görmüş ve niçin böyle yaptığını sormuştu. Hz. Ali (r.a.) şu cevabı verdi:
"Resulullah, bana (vefatından sonra) kendisi için de kurban kesmemi vasiyet buyurmuştu. Bunlardan birini, onun adına kesiyorum ve bunu da hiçbir zaman terk etmeyeceğim!" dedi. (Ebû Dâvûd, Edâhî, 1-2/2790; Tirmizî, Edâhî, 3/1495; Ahmed, I, 107))
Ali b. Ebî Talip (a.s) şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.a.v) bize kurbanlık hayvan alırken göz ve kulağına dikkat etmemizi, kulağı, burnu kesik, boynuzu kırılmış hayvanlardan kurban kesmemeyi bize emretti." (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Dahaya: 8)
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir.
O kurban kıyamet günü boynuzları kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun." (İbn Mâce, Edaha: 3)
Kurban, nisap miktarı malı olan her Müslümana kesmesi emredilen, asaleten veya vekâleten yerine getirilen bir ibadettir.
Peygamber Efendimiz (s.a.a.v) kendisine farz olan kurban ibadetini hicretin ikinci yılı emredildikten sonra her yıl ifa etmiştir. Hatta ümmeti için de her sene bir kurban kesmiştir.
Kurban kesmek, hüküm olarak Hanefi mezhebine göre vacip, diğer mezheplerde müekket sünnettir.
Deve, sığır, manda, koyun ve keçi gibi evcil hayvanların erkeği de, dişisi de kurban edilebilmektedir.
Devenin beş yaşını bitirmiş, büyük başların iki yaşını doldurup üç yaşına basmış koyun ve keçinin ise bir yaşını doldurmuş olması gerekmektedir.
Yalnız koyunlarda altı ayını doldurup büyükleri kadar gelişmiş olanlar da kurban edilebilmektedir.
.
Ayrıca kurban edilecek hayvanların sağlıklı, organlarının tam, ağır kusurlarının olmaması gerekmektedir.
Bayramımız mübarek olsun...
Maide suresinde Hz. Âdem'in iki oğlunun kıssası haber verilmektedir.
"Onlara Âdem'in iki oğluyla ilgili haberi hakkıyla oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen, ötekine):" Seni öldüreceğim" demişti. Diğeri ise şöyle demişti: Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder.
Allah'a yemin ederim ki, sen, beni öldürmek için bana el uzatsan da, ben, seni öldürmek için sana el uzatacak değilim, ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.
Ben isterim ki sen, benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip ateş halkından olasın! Zalimlerin cezası budur".
Bunun üzerine kurbanı kabul edilmeyenin nefsi kendisini, kardeşini öldürmeye teşvik etti ve onu öldürdü. Böylece zarara uğrayanlardan oldu.
Derken Allah bir karga gönderdi, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için toprağı eşeliyordu. "Yazıklar olsun bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim ben?" dedi ve pişman olanlardan oldu." (Maide 27-31).
Kurban her ümmete emredilmiştir
"Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlâhınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlaslı ve mütevazi insanları müjdele!" (Hac, 34)
Hz. İbrahim'in sünneti
Kurban, bugünkü şekliyle bize, Hz. İbrahim'den (a.s) kaldığı anlaşılmaktadır. Zira sahabe, Resulullah'a (s.a.a.v.) kurbanların durumundan sorduklarında Efendimiz (s.a.a.v) "İbrahim aleyhisselamın sünneti" olduğunu bildirmiştir (İbn Mâce, Edâhî, 3; İbn Hanbel, IV, 368).
Saffat Suresinde şöyle buyuruluyor;
100. "O : "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver", dedi.
101. İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.
102. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.
103. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:
104. Biz ona: " Ey İbrahim!" diye seslendik.
105. Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.
106. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.
107. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik."
Kevser Suresi ikinci ayetinde ise "O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" buyrulmaktadır.
Hadis-i Şeriflerde Kurban
Peygamber Efendimiz (s.a.a.v), vefatından sonra da kendisi adına kurban kesilmesini istemiştir.
Haneş (r.a.), Hz. Ali'yi (r.a.) iki tane koç kurban ederken görmüş ve niçin böyle yaptığını sormuştu. Hz. Ali (r.a.) şu cevabı verdi:
"Resulullah, bana (vefatından sonra) kendisi için de kurban kesmemi vasiyet buyurmuştu. Bunlardan birini, onun adına kesiyorum ve bunu da hiçbir zaman terk etmeyeceğim!" dedi. (Ebû Dâvûd, Edâhî, 1-2/2790; Tirmizî, Edâhî, 3/1495; Ahmed, I, 107))
Ali b. Ebî Talip (a.s) şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.a.v) bize kurbanlık hayvan alırken göz ve kulağına dikkat etmemizi, kulağı, burnu kesik, boynuzu kırılmış hayvanlardan kurban kesmemeyi bize emretti." (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Dahaya: 8)
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir.
O kurban kıyamet günü boynuzları kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun." (İbn Mâce, Edaha: 3)
Kurban, nisap miktarı malı olan her Müslümana kesmesi emredilen, asaleten veya vekâleten yerine getirilen bir ibadettir.
Peygamber Efendimiz (s.a.a.v) kendisine farz olan kurban ibadetini hicretin ikinci yılı emredildikten sonra her yıl ifa etmiştir. Hatta ümmeti için de her sene bir kurban kesmiştir.
Kurban kesmek, hüküm olarak Hanefi mezhebine göre vacip, diğer mezheplerde müekket sünnettir.
Deve, sığır, manda, koyun ve keçi gibi evcil hayvanların erkeği de, dişisi de kurban edilebilmektedir.
Devenin beş yaşını bitirmiş, büyük başların iki yaşını doldurup üç yaşına basmış koyun ve keçinin ise bir yaşını doldurmuş olması gerekmektedir.
Yalnız koyunlarda altı ayını doldurup büyükleri kadar gelişmiş olanlar da kurban edilebilmektedir.
.
Ayrıca kurban edilecek hayvanların sağlıklı, organlarının tam, ağır kusurlarının olmaması gerekmektedir.
Bayramımız mübarek olsun...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Adalet yoksa yolsuzluk vardır / 17.09.2025
- Osmanlı’da vergiyi tabana yaymıştı / 15.09.2025
- Türklerle dost ol ama düşman olma / 14.09.2025
- Misyonerlerin hedefi Atatürk / 13.09.2025
- AKP 14 yıl önce verip tutmadığı sözleri ileri bir tarihe güncelledi / 12.09.2025
- Kolombiya’nın, İspanya’nın yaptığını AKP yapamadı / 11.09.2025
- Yaşanılanlar tesadüf değil / 10.09.2025
- Bebek katili: ‘Suriye ve Rojava kırmızıçizgimdir’ / 08.09.2025
- Yolsuzluğun, rüşvetin, kul hakkını partisi olur mu? / 07.09.2025
- Vahşet adasındaki kilisede ayin var / 06.09.2025
- Osmanlı’da vergiyi tabana yaymıştı / 15.09.2025
- Türklerle dost ol ama düşman olma / 14.09.2025
- Misyonerlerin hedefi Atatürk / 13.09.2025
- AKP 14 yıl önce verip tutmadığı sözleri ileri bir tarihe güncelledi / 12.09.2025
- Kolombiya’nın, İspanya’nın yaptığını AKP yapamadı / 11.09.2025
- Yaşanılanlar tesadüf değil / 10.09.2025
- Bebek katili: ‘Suriye ve Rojava kırmızıçizgimdir’ / 08.09.2025
- Yolsuzluğun, rüşvetin, kul hakkını partisi olur mu? / 07.09.2025
- Vahşet adasındaki kilisede ayin var / 06.09.2025