(dünden devam…)
"Ehl-i Beyt'ini sevmenin vacipliğini ifade eden sayılmayacak kadar çok mütevatir rivayetin bulunmasını ne ile izah edeceğiz? Bu yorumun, "Sen bunun için onlardan bir ücret istemiyorsun" ayetiyle çelişmesi meselesine gelince, yukarıda sunduğumuz açıklamalarla, bu yaklaşımın da yersiz ve isabetsiz olduğu ortaya çıkmıştır. Söz konusu ayetin anlamı, risalete karşılık ücret istenmesini olumsuzlayan ayetlerle mukayese edildiğinde, aşağıdaki ayete benzer bir konumda belirginleşir: "De ki: Buna karşılık, sizden Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler olmanız dışında herhangi bir ücret istemiyorum." (Furkan, 57).
El-Keşşaf adlı tefsirin müellifi de bu yorumu benimsedikten sonra şunları söylüyor: "Eğer desen ki: Akrabaların sevgisinden başka veya akrabalar için sevgi başka, denilseydi ya, akrabalık sevgisi denilmesinin anlamı nedir? Buna cevap olarak derim ki: Burada akrabalar sevginin yeri ve karar kıldığı mekan olarak öngörülmüş. Bu tıpkı şöyle demene benziyor: Bende falan oğullarının sevgisi var. Bende onlara karşı şiddetli bir istek ve sevgi var. Bunu söylerken, onları seviyorum, demek istiyorsun. Diyorsun ki, onlar sevgimin yeri ve mekanıdırlar." (el-Mizan, Şûra, 23. ayet tefsirinden).
Aslında ifade edilmek istenen şey, ayette geçen, Allah ve Resulü'ne itaat etmekten maksat, Ali (a.s.)'ın ve ondan sonraki imamların velayetlerini kabul etmektir. Yoksa, aynı ifadenin ayetin orijinal metninde yer aldığı şeklinde bir anlam kastedilmemiştir."( Usul-i Kafi, c.1, s.754, 757).
"Ey inananlar! Allah'tan korkun, doğrularla beraber olun" (Tevbe, 119) Bu ayet hakkında İmam Muhammed Bâkır şöyle diyor: "Yani Âl-i Muhammed ile birlikte olun." (Tercemet-u İmam Ali min Tarih-i Medinet-i Dimaşk, c.2, s.421).
Abdullah b. Ömer ise bu ayet hakkında şöyle söylüyor: "Allah, Muhammed ashabının tümüne Allah'tan korkmalarını emretmiş ve sonra da, "doğrularla beraber olun" buyurmuştur. Burada doğrular olarak Muhammed ve Ehl-i Beyt'i kastedilmiştir." (Menakıb-ı Ali-i Ebu Tâlib, İbn-i Şehraşub, c.3, s.11).
Ebu Bâsir şöyle rivayet etmiştir: "Câfer-i Sâdık'a Allah'ın, "Ve işte Biz emrimizle Sana böylece Ruh'u gönderdik de vahyettik. Ne kitap nedir bilirdin ve ne de iman…" (Şûra, 52) ayetini sordum. Buyurdu ki: "Bu ayette geçen "ruh"tan maksat Allah'ın yarattığı varlıklardan biridir. Ve bu varlık Mikail ve Cebrail denen meleklerden daha büyüktür. Bu ruh her zaman Resûlullah ile beraberdi. O'na bazı şeyleri haber verir, O'na kıla vuzluk ederdi. Resûlullah'tan sonra da imamlarla beraberdir." (Usul-i Kafi, c.1, s.473).
"Bilmiyorsanız zikir ehline sorun." (Nahl, 43) İmam Muhammed Bâkır şöyle buyuruyor: "Bu ayet nâzil olunca İmam Ali buyurdu ki; "Zikir ehli biziz, ulu Allah Kitabında bizi kastetmiştir." (Tefsir-i Taberî, c.14, s.108, Hasais'ul Vahy-il Mubin, s.229).
Abdurrahman b. Kesir şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Abdullah'a (Câfer-i Sâdık), "Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun" ayetinin tefsirini sordum. Buyurdu ki: "Zikirden maksat Muhammed (s.a.v.)'dir. Biz de, bilinmeyen şeylerin sorulması gereken ehliyiz." Dedim ki, "Bu Kur'an Senin için ve kavmin için bir zikirdir. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız." (Zuhruf, 44) İmam Câfer buyurdu ki: "Burada kastedilen biziz. Biz, zikir ehliyiz. Biz sorulan kimseleriz." (Usul-i Kafi, c.1, s.362).
el-Veşşa şöyle rivayet ediyor: İmam Rıza'ya bir soru yöneltim ve dedim ki: "Sana kurban olayım, "Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun" ayetinin anlamı nedir?" Buyurdu ki: "Biz zikir ehliyiz ve bilinmeyen şeylerin sorulması gerekenler biziz." Dedim ki: "Siz sorulanlar biz de soranlar mıyız?" İmam Rıza, "evet" dedi. Dedim ki: "Size sormamız bizim üzerimize bir hak mıdır?" O, "evet" dedi. O zaman ben, "Sizin de cevap vermeniz sizin üzerinize bir hak mıdır?" İmam Rıza, "Hayır, bu bize kalmış, dilersek yaparız, dilemezsek yapmayız. Allah'ın şu ayetini duymadın mı: 'İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister tut. Hesapsızdır.' (Sa'd, 39) buyurdu." (Usul-i Kafi, c.1, s.363, 364)."
(devam edecek…)
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020