'Hz Peygamberin kabri başında' seslendirme dosyası:
(Hz. Fatıma anamızdan…)
Hz. Ahmet'in türbesindeki kokuyu bir kez hisseden
Artık yaşadığı güzel kokuları hiç koklamasa ne çare…
Birisi kat kat toprağın altındaki Babama desin ki,
Üzerime öyle musibetler döküldü ki,
Şayet onlar yıldızların üzerine dökülseydi
Hepsi karanlık gecelere dönüşürdü…
Ben babamın kanatları altında
Onun himayesi altındaydım
Haksızlığa uğramaktan hiç korkmazdım oysa
Bugün boynum bükük, perişanım
Başıma neler geleceğine dair koku içindeyim
Kendimi savunabileceğim sadece örtüm vardı
Ne zaman gecenin bir vakti
Dalın üstünde kumrunun ağlayışını duysam
Onunla sabaha dek ağlardım…
Andolsun ki bundan sonra
Hüzün benim tek sırdaşım olacak
Ve yemin ederim ki,
Boynuma takacağım tek gerdanlığım da
Senin için süzülen gözyaşlarım olacak…
Hz. Ahmet'in türbesindeki kokuyu bir kez hisseden
Artık yaşadığı güzel kokuları hiç koklamasa ne olur ki…
Sen bütün insanlığı aydınlatan bir nurdun
Sen karanlık gecelerimizdeki dolunaydın
Sana iniyordu Aziz ve Celil olan Rabbimizin ayetleri
Ve Ruhul Kudüs Cebrail ziyaretçimiz
Sen gidince o da terk etti bizi…
Ve bütün hayırlar perdelendi artık bize
Ah keşke ölüm senden önce bize uğrasaydı
Bizi bırakıp gidişinden sonra
Sana kavuşmamıza engel olan nice perdeler girdi aramıza
Biz Arap ya da Acem bütün insanlar içinde
Nerde gönlü kırık biri varsa
İşte onlardan hiçbirinin uğramadığı bir musibete uğradık
Yani seni kaybettik…
Onca genişliğine rağmen
Artık şehirler bana dar geliyordu…
İki torunun da toza toprağa bulandılar
Bu da bana zor gelir…
Artık bize ağlamak düşüyor
Yaşadığımız sürece
Hem de öyle bir ağlayış ki,
Göklerde bir damla yaş kalmayıncaya kadar…
Sana olan hasretim dayanılmaz bir hal aldığında
Ağlayarak seni ziyarete geldim
Kabrinin başında ağlıyor ve inliyorum
Ama ne çare ki hasretinden şikâyet eden bana,
Sen hiçbir cevap vermiyorsun
Ey toprağın bağrındaki Babacığım
Senden öğrendiğim ağlamayı
Ve ancak seni anmakla unutuyorum…
Bütün derdimi ve kederimi
Her ne kadar sen toprağın altında
Benden uzakta isen de,
Bu mahzun kalbim seni asla unutmadı
Unutmayacak…
Hz. Ahmet'in türbesindeki kokuyu bir kez hisseden
Artık yaşadığı güzel kokuları hiç koklamasa ne çare…
Birisi kat kat toprağın altındaki Babama desin ki,
Üzerime öyle musibetler döküldü ki,
Şayet onlar yıldızların üzerine dökülseydi
Hepsi karanlık gecelere dönüşürdü…
Ben babamın kanatları altında
Onun himayesi altındaydım
Haksızlığa uğramaktan hiç korkmazdım oysa
Bugün boynum bükük, perişanım
Başıma neler geleceğine dair koku içindeyim
Kendimi savunabileceğim sadece örtüm vardı
Ne zaman gecenin bir vakti
Dalın üstünde kumrunun ağlayışını duysam
Onunla sabaha dek ağlardım…
Andolsun ki bundan sonra
Hüzün benim tek sırdaşım olacak
Ve yemin ederim ki,
Boynuma takacağım tek gerdanlığım da
Senin için süzülen gözyaşlarım olacak…
Hz. Ahmet'in türbesindeki kokuyu bir kez hisseden
Artık yaşadığı güzel kokuları hiç koklamasa ne olur ki…
Sen bütün insanlığı aydınlatan bir nurdun
Sen karanlık gecelerimizdeki dolunaydın
Sana iniyordu Aziz ve Celil olan Rabbimizin ayetleri
Ve Ruhul Kudüs Cebrail ziyaretçimiz
Sen gidince o da terk etti bizi…
Ve bütün hayırlar perdelendi artık bize
Ah keşke ölüm senden önce bize uğrasaydı
Bizi bırakıp gidişinden sonra
Sana kavuşmamıza engel olan nice perdeler girdi aramıza
Biz Arap ya da Acem bütün insanlar içinde
Nerde gönlü kırık biri varsa
İşte onlardan hiçbirinin uğramadığı bir musibete uğradık
Yani seni kaybettik…
Onca genişliğine rağmen
Artık şehirler bana dar geliyordu…
İki torunun da toza toprağa bulandılar
Bu da bana zor gelir…
Artık bize ağlamak düşüyor
Yaşadığımız sürece
Hem de öyle bir ağlayış ki,
Göklerde bir damla yaş kalmayıncaya kadar…
Sana olan hasretim dayanılmaz bir hal aldığında
Ağlayarak seni ziyarete geldim
Kabrinin başında ağlıyor ve inliyorum
Ama ne çare ki hasretinden şikâyet eden bana,
Sen hiçbir cevap vermiyorsun
Ey toprağın bağrındaki Babacığım
Senden öğrendiğim ağlamayı
Ve ancak seni anmakla unutuyorum…
Bütün derdimi ve kederimi
Her ne kadar sen toprağın altında
Benden uzakta isen de,
Bu mahzun kalbim seni asla unutmadı
Unutmayacak…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Adil İmam / 25.06.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025