logo
03 TEMMUZ 2025

İhanetler zamanı…

15.03.2022 00:00:00

Büyük bir Nebula'nın içinde kaybolup gitmiş dünya gezegenini düşününce, Yaradan'ın; diğer dünyalardan bizi gizlemiş olmasına hiç şaşırmıyorum. Koca evrende eğer canlı türü olarak sadece biz var isek, yazıklar olsun bize…

Neden diye sorarsanız bu savaş günleri bana evrimleşememiş, kendi ırkını yok etme yolunu seçmiş, gelecekten ziyade günü yaşama tercihleri içinde; hiç ölmeyecekmiş gibi, nefsi ile hareket eden insanoğlunun davranış ve anlayış bozukluklarını düşündürüyor. 

Yaşamın iki nefes arasındaki süreçte geçip gitmesi; can ve dünya hayatını kendi eli ile sonlandıracak bombaları, silahları yapması; bunları kendi ırkına yönelterek kullanabilmesi akıllara zarar bir yanlış. 

Maalesef para, pul, mal, mülk, şehvet, şöhret, en büyük benim egosu gibi geçici hevesler hiçbir güzelliğin keyfini sürmeden ölümle yüzleşme aşamasına kadar devam ediyor. 

Şimdi İhanet zamanı. Mevcut iktidarın bir uzantısı iken onları satıp, bugüne kadar yararlandığı kaynaklar kuruduğu için, muhtemelen iş başına gelecek olanlarla gizli görüşmeler yapmak, araya aracılar koymak, yeminlerde ve vaatlerde bulunmak tam günümüz çıkarcısı insan tipinin işleri…

Doğru veya yanlış birlikte yola çıktığı, nimetlerinden faydalandığı insanları yok saymak demek ki insanın fıtratında var.  Omurgalı olmak dik duruşu, kimseyi satmamayı, onları sonuna kadar savunmayı gerektirmez mi? Madem yanlış insanlar ile birlikte idin, niçin işin başında fark edince vaz geçmedin diye sormazlar mı?

Düşünce dünyasında fırtınalara tutulmuş bir geminin güvertesinde ayakta durmak çok zordur. Ancak çıkar yolculuklarında böyle bir zorunluluk yoktur. Bazı insanlar için gördükleri haksızlıklara, söylenen yalanlara, bu yalanlara kanarak elindeki gücü kötülük için kullananlara karşı dik durmak demek ki her zaman mümkün değil. 

Rahmetli Haydar Hoca gerek yazdığı kitaplarda ve gerekse konuşmalarında İnsanlara yol gösterecek öğütlerde bulunmayı; aklını kullanmayı, kendisinden önce yaşamış olan herkese saygı duymayı, yaşamı kendisinden sonrakilere borçlu olduğunu, geçmişti insanlığa hizmeti dokunanların iyi sözlerle anılması gerektiğini hatırlatmış, vefa örneği olmuştur. 

Ancak gün öyle bir gün ki, insan olanın insanca yaşamaktan utandığı bir anafor oluşmuştur. 

İnşallah bunlar bir rüyadır diyerek uyandığım sabahlar oluyor. Ölen sevdiklerimizin bizden uzakta öldüğüne, sağlıklı arkadaşlarımızın covid illetinden entübe olmasına bir türlü alışamadık.

Galiba sağlığımıza dikkat ettiğimiz sürece ölümü kendimizden uzak tutmayı başarsak da, ihaneti çevremizden uzaklaştıramıyoruz.  

Gün geçmiyor ki, yıllarca hizmet ettiği kuruma, ona mevki ve para veren, güç veren kişileri kötüleyenleri, görevde bulunduğu kurumun sırlarını ifşa etmeyenleri duymayalım. 

Duyduklarımızın bir kısmına yalan deyip geçsek te öyle kişiler tanıyoruz ki;  fıtratını bildiğimiz için neler yapabileceklerini tahmin etmek ve bu tür davranışlarını tahmin etmek zor olmuyor. Söylenenlerin gerçek olduğunu var sayıyorsunuz. 

Yaşamın kuralı, gerçekleri olduğu gibi kabullenmektir. Ancak bir zamanlar iyi tanıdıklarınızın değişimlerine tahammül edemiyorsunuz. Ne yazık ki sonuçlarına katlanamayacağınız o makamları kabul etmemek, pişmanlık duyduğunuz anda istifa etmek gerekirdi. Onurlu bir insan davranışı bunu gerektirir.

Eğer görevde kalmak için önümüzdeki dönemde iktidar olacağına yüzde yüz emin olduğunuz bir partinin tanıdığınız ilçe başkanı ile il başkanına gidiyor seçildiğiniz görevde kalmak için kırk takla atıyor, sizi seçenleri karalıyorsanız size yazıklar olsun demezler mi? 

15 yılı aşkın bir süredir,  dışladığınız ve giderek çoğunluğa dönüşenlerin iktidarı ele geçireceğinden,  hesap sorulacağından korkuyorsanız saf değiştirmekle günahların vebalinden kurtulamazsınız. Böyle bir karar duyulduğunda toplumun size yakıştırdığı lakaplar ile yaşamak zorunda kalırsınız

Ne yazık ki bu yıl ihanetler yılıdır. Her seçim öncesinde olduğu gibi…

Arkadaş sandıklarınızın birbirini koltuk uğruna sattığı; ikbali olsa da olmasa da saltanat kumarı oynadığı,  "ya gelirse de" diyerek zar tuttuğu zamanlardır. 

Oysa biliriz ki, gölde yoğurt bakracını yıkarken yakalanan Nasrettin hocaya ne yaptığı sorulduğunda "Maya çaldığını" söyleyerek gölü kirletme suçundan kurtulması kadar basit bir aldatmaca ve gülmecedir. 

Bu anafor, bu ihanet yılları sona erecek, fırtına ve sürüklenme mutlaka duracaktır. 

İşte o zaman yalanlardan gerçeği sıyırmak hepimize farz olacaktır.

Ne mutlu başını dik tutanlara… Omurgalı bir duruş sergileyenlere…

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Taner Tümerdirim / diğer yazıları
İsrail Gazze'de 48 saatte 26 katliam yaptı
300'den fazla Filistinli öldü
Trump-Fed kavgası büyüyor
"Powell derhal istifa etmeli"
Tek motorlu uçak düştü
Arama çalışmaları sürüyor
Türkiye'nin ilk iklim kanunu
Tartışmalı yasa Meclis'ten geçti
İsrailli bakanlar Batı Şeria'nın ilhakını istedi
Mısır'dan İsrail'e kınama
Karikatür provokasyonunda
4 kişi tutuklandı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanık tahliye edildi
Çeşme'de yangın büyüdü
5 uçak, 18 helikopterle müdahale sürüyor
'Kimseyi satmadım'
'Tunç Soyer'i de satmam'
Özgür Özel'e fezleke
Dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor
Gemlik'te yine deprem oldu
Çevre kentlerden de hissedildi
Memur ve emekli yarını bekliyor
Gözler TÜİK'e çevrildi
İşte Tunç Soyer'in ilk görüntüsü
Gözaltındakilerin işlemleri sürüyor
Resmen askıda
Pezeşkiyan'dan kritik adım
2 bin 500 kişi yurtlara yerleştirildi
Antakya ormanları küle döndü
İsrail Gazze'de 48 saatte 26 katliam yaptı
300'den fazla Filistinli öldü
Trump-Fed kavgası büyüyor
"Powell derhal istifa etmeli"
Tek motorlu uçak düştü
Arama çalışmaları sürüyor
Türkiye'nin ilk iklim kanunu
Tartışmalı yasa Meclis'ten geçti
İsrailli bakanlar Batı Şeria'nın ilhakını istedi
Mısır'dan İsrail'e kınama
Karikatür provokasyonunda
4 kişi tutuklandı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanık tahliye edildi
Çeşme'de yangın büyüdü
5 uçak, 18 helikopterle müdahale sürüyor
'Kimseyi satmadım'
'Tunç Soyer'i de satmam'
Özgür Özel'e fezleke
Dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor
Gemlik'te yine deprem oldu
Çevre kentlerden de hissedildi
Memur ve emekli yarını bekliyor
Gözler TÜİK'e çevrildi
İşte Tunç Soyer'in ilk görüntüsü
Gözaltındakilerin işlemleri sürüyor
Resmen askıda
Pezeşkiyan'dan kritik adım
2 bin 500 kişi yurtlara yerleştirildi
Antakya ormanları küle döndü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.