1915 Martından sonra, Anlaşma Gurubu Devletleri ilk önce Boğazlar bölgesine asker çıkararak hem siyasi hem de askeri açıdan Osmanlı Devletini saf dışı etmek isteyeceklerdir. Osmanlı genelkurmaylığı bu nedenle Almanlar ile bir anlaşmaya varınca bu bölgeye askeri yığınak yapmaya başlar.Suriye'deki IV. ordu komutanlığına bağlı Arap birliklerinden yalnız 2 tümen askeri ve kıyı şeridinde de bir miktar jandarma birliğinin dışındaki askerleri Boğazlar bölgesine gönderir.Şerif Faysal Şam'da Cemal Paşa'yı ziyaret ettiği zaman bu durumu öğrenince hemen babası Şerif Hüseyin'e bilgi verir. Şerif Hüseyin de öğrendiği bu askeri bilgileri Mısır'da ilişki kurarak isyan için işbirliğine girdiği İngiliz subaylarına bildirir. İngilizler bu askeri bilgileri Mısır gazetelerinde yayınlayarak Arap milliyetçilerini bilgilendirirler hem de kışkırtırlar. Bilhassa Mısır'da Arap milliyetçiliğini uyandırmaya çalışan ELLA-MERKEZİYE CEMİYETİ bu askeri bilgileri Osmanlı aleyhine kullanmaya çalışır. Mısır Suriye diğer bölgelerdeki Arap dünyasında büyük bir propaganda başlar. IV. Ordu Komutanı Cemal Paşa bu propagandalar karşısında Suriye'deki Arap önderlerden Abd-el-Kerim'in Halil'e Mısırdaki bu yayınların maksadını sorar. O da ,Mısır'a giderek bu hareketlerin amacının ne olduğunu öğrenebileceğini ve oradaki nüfuzu sayesinde de önleyebileceğini söyler. Fakat Cemal Paşa Abd-el-Kerim'in bu davranışından şüphelenir. Abd-el-Kerim ve temas kurduğu arkadaşlarını takip ettirir. 1915 Haziranına doğru Abd-el-Kerim- el-Halil ve Osmanlı Meclis-i Mebusanın da görevli olan Beyrut mebusu Rıza-el Sulh'un Sur şehri dolaylarında isyan hazırlığı içerisinde bulunduğunu öğrenir. Fakat bunlar sıkı takip altında olduklarını hissedince 1915 yılında Filistin ve Beyrut'ta herhangi bir isyan olmaz.Cemal Paşa, Fransız Konsolosluğundaki belgelere göre, düşmanlarımızla birlikte hareket ederek Osmanlı'ya karşı haince düşüncelerde bulunan bu kişilerin yargılanmasını ister. Talat Bey ve Enver Paşa'nın desteği ile kurulan Divan-ı Harp'te İstanbul Meclis-i Mebusanın dan ve orduda görevli olan Arap subaylar istenerek yargılanır. Şerif Faysal yargılanan suçlulardan bazılarının affı için Cemal Paşa'dan ricada bulunur. Fakat onun bu ricası kabul edilmez ve 20 Arap önderi idam edilir. Cemal Paşa idam edilenlerin suçlarını bir genelge ile açıklar. Şerif Faysal bu suçları öğrenince affını istediği suçlular hakkında şu sözleri söyler: "Eğer bu hainlerin cürümlerinin bu kadar şeni olduğunu bilseydim, ceddimin ruh-u pakine yemin ederim ki haklarında şefaat ve müracaatta bulunmak değil, her bir uzuvlarının ayrı, ayrı kesilip atılmak suretile teşdid-i ukubetleri ricasında bulunurdum". Şerif Faysal herhalde kendilerinin de bu şekilde suçlu görülmemesi için kendini gizlemek nedeni ile bu sözleri fazlaca abartarak söylemiştir.Alman subaylardan von Kress ise suçlu Arap milliyetperverlerin suçlarını okuyunca şunları der: "Yalnız Araplar değil, Türkler dahi bu şiddetli adaletin tatbikinden dolayı Cemal Paşa'yı ağır bir şekilde itham etmişlerdir. Fakat bence bu itham haksızdır. Çünkü bir düzüne vatan haini hakkında bu şiddetli cezanın tatbikile Cemal diğer asi unsurların harp esnasında isyan ederek Türk ordusunu arkadan vurmak hususundaki emel ve heveslerinin önüne geçmiştir." Von Kress Cemal Paşa'yı haklı çıkaran en güzel sözleri söylemiştir.O sırada Lavrens Şerif Faysalın isteği ile Arap kıyafeti ile Şam'da dolaşmakta ve Cemal Paşanın yaptıkları için de şunları söyler: "? Suriyeli rolüne sadık olarak Şam'da Cemal Paşa tarafından idam edilmiş olan Arap şefleri hakkında sempatik bir işarette bulundum. Hazır olanlar şiddetle itiraz ettiler. Yayınlanan bu mektuplar, bu adamların yabancı adamlarla muhabere ettiklerini, bir yardım karşılığında İngiliz ve Fransız egemenliğini kabule hazır olduklarına hazır olduklarını itiraf etmişlerdir?" Lavrens, idam edilen Arap şeflerinin İngiliz ve Fransız egemenliğini, Osmanlı egemenliğine tercih ettiklerini açıklamaya çalışır.İdam edilen suçlular içerisinde Şam Mebuslarından olup İstanbul'da Meclis-i Mebus anda bulunan Emir Abdülkadirzade Ali ve Faris -el-Huri mebusluktan çekilirler. Bu olay şöyle gelişir: Cemal Paşa 22 Nisan 1916 tarihinde harbiye nezaretine bu Şam Mebuslarının suçları bildirilir. Harbiye nazırlığı 5 Mayıs 1916 da bu evrakı Meclis-i Mebusan'a gönderir. Meclis-i Mebus an, Cemal Paşanın isteğini 18 Kasım 1916'da işleme koyar. Şam mebusu Emir Abdülkairzade Ali istifasını Şam'da IV. cü Ordu komutanı Cemal Paşanın isteği üzerine Suriye valiliği yolu ile istemiş ve kabul olunmuştur. Faris el Huri'nin istifası ise yine ayni tarihte mazeret-i meşrua sına göre yapıldığını ifade eder.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011