38 seneden beri yayın hayatına devam eden aylık İCMAL dergisinin Ekim 2021 sayısında yayınlanan yazımız şöyle:
Bir ailenin yönetimi, aile reisinin, ebeveynin omuzlarındaki en ulvi emanettir.
Herhangi bir kurumun yönetimi, o kurumun başında bulunanların omuzundaki en kutsal ve en ağır emanettir.
Bir genel müdürlük, bir bakanlık, bir başbakanlık, o kurumların yönetimini üstlenmiş olan insanların omuzlarındaki en ağır emanettir.
Aile reisliğinden devletin tepe yönetimine kadar hemen her alandaki yöneticiler aslında hayatlarındaki en ağır yükü yüklenmiş insanlardır.
Yönetim emanetini üzerlerine aldıkları kurumlardaki en küçük bir yanlış, en ufak bir aksaklık ve aksilik aslında o insanların uykularını ve huzurlarını kaçırmaya yeter sebeplerdir.
Yönetim emaneti bir yönüyle böylesine sorumluluk gerektiren, uykuları kaçıran bir vazife iken, diğer yönü ile de her zaman ve herkesin eline geçmeyecek bulunmaz bir fırsat, bulunmaz bir gönül alma, gönüller kazanma kapısıdır.
Yönetim emaneti eğer hakkı verilirse, gerektiği gibi kullanılırsa, yönetilen kurumun her yönü ile örnek bir kurum olmasını sağlayacak eşsiz bir imkandır.
Ele geçen bu fırsat en iyi ve en verimli bir biçimde değerlendirilmelidir.
Kısacık insan hayatı içinde bir daha böyle fırsatlar ele geçer mi bilinmez.
Bu fırsatı ganimet bilerek, doğruluğun ve dürüstlüğün, hakkın ve adaletin ve her çeşit iyiliğin yayılması için koşmak, koşturmak gerek.
Ele geçen fırsatı, elde edilen yetkileri gerçekten ganimet bilerek, hayatın hemen her alanında güzle ahlakın yayılmasını sağlamak gerek.
Bir toplumda yönetim katında bulunanların, her daim toplumun gözü önünde bulunanların, sözlerinden ziyade örnek davranışları, mütevazi yaşantıları halk nezdinde daha etkili olacağından, onlar mutlaka her alanda güzel ahlakın, her çeşit iyiliğin temsilcisi olmalıdırlar.
Halka tasarrufu tavsiye ederken gırtlaklarına kadar israfa batanlar, halka kurallara uymayı öğütlerken her çeşit kuralı çiğneyip geçenler elbette ki yönetim emanetini heba edenlerdir.
Yönetim emanetini üstlenmiş olanlar, halka verdikleri sözlerini mutlaka tutmalıdırlar, yapmayı vadettikleri hizmetleri mutlaka yerine getirmelidirler ve kesinlikle halka tepeden bakmamalı, bu manaya gelecek davranışlardan kesinlikle uzak durmalıdırlar.
Yönetenlerin yaşantıları, yemeleri-içmeleri, giyim kuşamları, hal ve davranışları, yönettikleri halkın yaşantısına aykırı olmamalı, örneğin geniş kitlelerin geçinmeye çalıştığı asgari ücretin onlarca katı değerinde elbise, ayakkabı giymemeli kollarında çanta taşımamalıdırlar.
Yönetenler, yönetme yetkilerini servet toplamak ve mal biriktirmek için kullanırlarsa kendilerine olan güveni sıfırlamış olurlar.
Söz konusu yönetim emanetini asla ve kesinlikle, şahsi ikbal uğrunda, şahsi servet toplama yolunda kullanmamak gerek.
Ömürde bir ele geçen, ufukta doğan imkanların zerresi dahi asla heba edilmeden, boşa harcanmadan azami derecede değerlendirilmelidir.
Sağlık, sıhhat afiyet, beden ve ruh sağlığı her daim misafir olmayabilir, bu paha biçilmez nimetlere sahipken insan, kendisini; Allah'ın kullarına uzanan yardım kolu, dertli kullara derman kolu, yaralı kullara merhem kolu, hasta kullara şifa kolu, aç kullara aş kolu ve işsiz kullara iş kolu kabul edip mevcut gücünün sonuna kadar koşmalı ve koşturmalıdır.
Bir daha asla koşamayacağı günlerin geleceğini hesap ederek, koşa bildiği kadar hayır istikametinde, gönül alma, gönülleri fethetme yolunda koşmalıdır.
Kendi öz evladına dahi söz geçiremeyeceği günlerin geleceğini hesaba katarak, sözü geçerli iken, her sözü emir telakki edilir iken ve elinde sınırsız yetkiler varken, bütün bu imkanları yönetmekte olduğu alanın, kurumun, bakanlığın ya da devletin en iyiye, en verimliye ulaşması için kullanmalıdır.
Hiçbir fırsat ve hiçbir imkan boşa harcanmamalı ve asla heba edilmemelidir.
Yönetim emaneti ise daha başka, bambaşka bir fırsat ve mutlaka iyi değerlendirilmesi gereken sorumluluk alanıdır.
Hiçbir hırs, hiçbir ihtiras bu emanete layıkıyla sahip çıkmaya mani olmamalıdır, olmamalıydı.
Elde edilen yetkiler, sahip olunan imkanlar, daha fazla yetkiler, daha fazla şahsi imkanlar toplamak için değil de, bu yetkiler ve imkanlar toplum yararına, insanların mutluluklarını artırma yolunda kullanılsaydı elbette yönetim emaneti tam yerinde ve çok verimli kullanılmış olurdu.
Yönetim emanetini, refahın, müreffeh bir hayatın toplum tabanına yayılması doğrultusunda kullananlar her iki dünyada da kazançlı çıkanlardır.
Yönetim emanetini, kendi şahsi çıkarları uğruna, şahsi kasasını ve kesesini doldurma yolunda kullananlar elbette her hal ve şartta kaybedenlerden olacaklardır.
Yönetim emanetini, her zaman ve zeminde, her hal ve şartta adaletin tecellisi için kullananlar elbette bu emanetin hakkını verenlerdir.
Yönetim emanetini, hukukun gücü için değil de güçlülerin hukukunun tecellisi için kullananlar kesinlikle hep kaybetmeye mahkumdurlar.
Yönetim emanetini, haksız ve hukuksuz iş yapanların, iş tutanların ve bu yolla insanların kanlarını emenlerin korkulu rüyası olacak şekilde kullananlar elbette bu emaneti tam yerinde ve gereği gibi kullananlardır.
Yönetim emanetini, bir şefkat mendili gibi mazlumların göz yaşlarını silmek için kullananlar, yürek yangınlarını dindirmek için kullananlar söz konusu emanete sahip çıkanlardır.
Yönetim emanetini, yönettikleri kurumun imkanlarını bir arpalık yolunda kullananlar, hem şahsi servetinin hem de yakın çevresinin servetlerinin katlanarak büyümesi yolunda kullanalar kesinlikle söz konusu emaneti zayi edenlerdir.
Yukarıdan beri saymaya çalıştığımız ölçüler ve benzerlerini bir ayna kabul ederek, yirmi seneden beri ülkeyi yöneten mevcut kadroyu bu boy aynasında tarafsız olarak seyredip değerlendirdiğimizde ne yazık ki yazımızın başlığındaki hükme varıyoruz:
İhtiraslar uğruna heba edilen yönetim emaneti.
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025