İhtiyatlı politika bu mu?

Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin dünkü Meclis grup toplantısında muzaffer komutan edasıyla konuşuyor.

Sanırsınız ki Irak'ı işgal eden ABD değil de AKP iktidarı...

Öyle ya ne de olsa işgal koalisyonunun bir parçası haline geldi sayelerinde Türkiye...

Irak halkının tepesine inen her füzenin ve bombanın Türkiye hava sahasından geçtiğini unutturmaya çalışan bir konuşma.

Iraklı masum çocukları ve anneleri paletlerinin altından geçirdiği bir çok ABD tankının ambulans diye yutturularak Türkiye topraklarından geçirildiğini unutturmaya çalışan bir konuşma.

Iraklının her bir apartmanını delik deşik eden roketatarları taşıyan ciplerin benzin ikmalinin Türkiye'den yapıldığını unutturan bir konuşma.

Iraklı çocukları sokak ortasında kurşuna dizdikten sonra "hiç acımadım" diyen Amerika conilerine (conileri diye yazılıyor ama siz böyle okuyun, doğrusu bugünkü) insani yardımı yapanın bu iktidar olduğunu unutturan bir konuşma.

Türk Ordusunun elini kolunu bağlayan, Kuzey Irak'a girişini yasaklayan ABD'ye 1 milyar dolarlık rüşvet karşılığında tam olduğunu unutturan konuşma.

MHP lideri Bahçeli de aynı taktikle milletimizi 3.5 yıl oyalamasını başarmıştı, ama ilk fırsatta silinip gitti.

AKP lideri Erdoğan da aynı taktiğe başvuruyor.

ABD'ye kendilerinden daha meftun olan medyaya yüklenerek hayali gerilim üreterek suyun üstüne çıkma çabası.

Medya ile kayıkçı kavgasına girişerek sanki ABD'ye teslim olmamış bir görüntü çizme telaşı.

Ama çok sırıtan samimiyetsiz bir duruş.

Millet artık söyleme değil eyleme bakıyor.

Eylem ise ortada. ABD'yi darıltmama uğruna İsrail'e dahi temenna çeken bir teslim oluş ihtiyatlı politikaymış. Bu ne biçim ihtiyat ki ABD-İsrail ikilisinin her geçen gün iştahım kabartıyor.