İmam Bakır (a.s.) için sıla-i rahimin önemi
Sıla-i rahimde bulunmak, yani akrabalık bağına riayet etmek Resulullah’ın (s.a.v.) hadislerinde yer alan güzel ahlak vasıflarından biridir
27.09.2023 17:50:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Sıla-i rahimde bulunmak, yani akrabalık bağına riayet etmek Resulullah'ın (s.a.v.) hadislerinde yer alan güzel ahlak vasıflarından biridir.
Akrabaları ile beraber olmayan ve onlara sahip çıkmayanların günah işlediğini belirten hadisler mevcuttur.
Aşağıdaki hadis, İmam Ali'den (a.s.) rivayet edilmiştir. İmam Bâkır (a.s.) bu konuda İmam Ali'nin (a.s.) bir hadisini nakletmektedir.
Câbir rivayet eder: "Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki: Emirü'l-Mü'minin Basra'ya gitmek üzere harekete geçince Rebeze denilen yerde konakladı. Savaşçılardan bir adam yanına geldi ve şöyle dedi:
'Ey Mü'minlerin Emiri! Kavmim arasında bir yükün arasına girdim. Onlardan bir gruptan destek ve yardım istedim fakat onlar bana kötü sözlerle karşılık verdiler.
Ey Mü'minlerin Emiri! Onlara, bana yardım etmelerini emret ve bana eşlik etmeleri için onları teşvik et.'
Buyurdu ki: 'Onlar neredeler?'
Dedi ki: 'Şu gördüklerin onlardan bir gruptur.'
Emirü'l-Mü'minin bineğini sürdü. Hayvan bir deve kuşu gibi sıçradı. Bazı arkadaşları da onun arkasından bineklerini koşturdular.
Nihayet İmam o kavmin bulunduğu yere geldi. Onlara selam verdi. Onlara neden arkadaşlarına eşlik etmediklerini sordu. Derken onlar adamdan, adam da onlardan şikayetçi oldular.
Emirü'l-Mü'minin İmam Ali (a.s.), şöyle dedi: 'Kişi, kendi aşireti ile beraber olmalı, onlarla ilişki içinde bulunmalıdır. Çünkü onlar, ona iyilik etmeye ve elinden tutmaya daha layıktır.
Aşiretinde kendi ferdi ile ilişkisini sürdürmesi, ona eşlik etmesi daha iyidir. Zaman onu düşkün kılmış ve dünya ona arkasını dönmüş olsa bile.
Çünkü akrabalık bağını sürdüren ve akrabalarına cömert davranan kimseler karşılığını alırlar. Buna karşılık akrabalık bağını kesen ve akrabalarına arkalarını dönenler, günah işlerler.'
Sonra İmam Ali (a.s.) devesini sürdü ve 'deh' dedi."
Câbir rivayet eder: "Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki:
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ümmetimden şu anda hazır bulunanlara ve kıyamet gününe kadar gelecek olup şu anda babalarının sulbünde, analarının rahminde olanlara kadar burada bulunmayanlara akrabalık bağını gözetmelerini tavsiye ediyorum. Bu akrabalar bir yıllık mesafede dahi olsalar, gidip ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum çünkü bu dindendir."
Yine İmam'ın (a.s.) akrabalık bağı ile ilgili bir hadisi de şöyledir: Fudayl b. Yesar rivayet eder: "Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) şöyle buyurdu:
Kıyamet günü akrabalık bağı, Allah'ın Arş'ına asılı olarak şöyle der: Allah'ım! Beni gözeteni Sen de gözet, beni terk edeni Sen de terk et."
Hannan b. Sedir, babasından rivayet eder: Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki:
Resulullah'ın (s.a.v.) şöyle dediğini duydum: Kıyamet günü Sırat Köprüsü'nün iki kenarından biri akrabalık bağı, öbürü de emanettir. Akrabalık bağını gözeten ve emanete riayet eden kimse Sırat Köprüsü'nden geçince cennete ulaşır.
Emanete ihanet eden ve akrabalık bağlarını gözetmeyen kimse buradan geçince işlediği hiçbir sâlih amelin faydası olmaz, Sırat Köprüsü onu cehenneme yuvarlatır."
Akrabalık ilişkilerinin önemine değinen İmam Bâkır (a.s.), mü'minin mü'min kardeşini ziyaretinin de Allah rızası için bir vesile olduğunu vurgulamaktadır.
Ebu Hamza rivayet eder: "Ebu Câfer (a.s.) şöyle buyurdu:
Müslüman kul, başka bir şey için değil, sırf Allah rızası için, O'nun rızasını kazanmak ve katındaki nimetlere kavuşmak adına, Allah uğruna kardeşini ziyaret etmek maksadıyla evinden çıktığı zaman, Allah Azze ve Celle onun için yetmiş bin melek vekil kılar ve bu melekler, o, evine dönünceye kadar arkasından şöyle seslenirler: Ne mutlu sana! Cennet sana mübarek olsun." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Akrabaları ile beraber olmayan ve onlara sahip çıkmayanların günah işlediğini belirten hadisler mevcuttur.
Aşağıdaki hadis, İmam Ali'den (a.s.) rivayet edilmiştir. İmam Bâkır (a.s.) bu konuda İmam Ali'nin (a.s.) bir hadisini nakletmektedir.
Câbir rivayet eder: "Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki: Emirü'l-Mü'minin Basra'ya gitmek üzere harekete geçince Rebeze denilen yerde konakladı. Savaşçılardan bir adam yanına geldi ve şöyle dedi:
'Ey Mü'minlerin Emiri! Kavmim arasında bir yükün arasına girdim. Onlardan bir gruptan destek ve yardım istedim fakat onlar bana kötü sözlerle karşılık verdiler.
Ey Mü'minlerin Emiri! Onlara, bana yardım etmelerini emret ve bana eşlik etmeleri için onları teşvik et.'
Buyurdu ki: 'Onlar neredeler?'
Dedi ki: 'Şu gördüklerin onlardan bir gruptur.'
Emirü'l-Mü'minin bineğini sürdü. Hayvan bir deve kuşu gibi sıçradı. Bazı arkadaşları da onun arkasından bineklerini koşturdular.
Nihayet İmam o kavmin bulunduğu yere geldi. Onlara selam verdi. Onlara neden arkadaşlarına eşlik etmediklerini sordu. Derken onlar adamdan, adam da onlardan şikayetçi oldular.
Emirü'l-Mü'minin İmam Ali (a.s.), şöyle dedi: 'Kişi, kendi aşireti ile beraber olmalı, onlarla ilişki içinde bulunmalıdır. Çünkü onlar, ona iyilik etmeye ve elinden tutmaya daha layıktır.
Aşiretinde kendi ferdi ile ilişkisini sürdürmesi, ona eşlik etmesi daha iyidir. Zaman onu düşkün kılmış ve dünya ona arkasını dönmüş olsa bile.
Çünkü akrabalık bağını sürdüren ve akrabalarına cömert davranan kimseler karşılığını alırlar. Buna karşılık akrabalık bağını kesen ve akrabalarına arkalarını dönenler, günah işlerler.'
Sonra İmam Ali (a.s.) devesini sürdü ve 'deh' dedi."
Câbir rivayet eder: "Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki:
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ümmetimden şu anda hazır bulunanlara ve kıyamet gününe kadar gelecek olup şu anda babalarının sulbünde, analarının rahminde olanlara kadar burada bulunmayanlara akrabalık bağını gözetmelerini tavsiye ediyorum. Bu akrabalar bir yıllık mesafede dahi olsalar, gidip ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum çünkü bu dindendir."
Yine İmam'ın (a.s.) akrabalık bağı ile ilgili bir hadisi de şöyledir: Fudayl b. Yesar rivayet eder: "Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) şöyle buyurdu:
Kıyamet günü akrabalık bağı, Allah'ın Arş'ına asılı olarak şöyle der: Allah'ım! Beni gözeteni Sen de gözet, beni terk edeni Sen de terk et."
Hannan b. Sedir, babasından rivayet eder: Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki:
Resulullah'ın (s.a.v.) şöyle dediğini duydum: Kıyamet günü Sırat Köprüsü'nün iki kenarından biri akrabalık bağı, öbürü de emanettir. Akrabalık bağını gözeten ve emanete riayet eden kimse Sırat Köprüsü'nden geçince cennete ulaşır.
Emanete ihanet eden ve akrabalık bağlarını gözetmeyen kimse buradan geçince işlediği hiçbir sâlih amelin faydası olmaz, Sırat Köprüsü onu cehenneme yuvarlatır."
Akrabalık ilişkilerinin önemine değinen İmam Bâkır (a.s.), mü'minin mü'min kardeşini ziyaretinin de Allah rızası için bir vesile olduğunu vurgulamaktadır.
Ebu Hamza rivayet eder: "Ebu Câfer (a.s.) şöyle buyurdu:
Müslüman kul, başka bir şey için değil, sırf Allah rızası için, O'nun rızasını kazanmak ve katındaki nimetlere kavuşmak adına, Allah uğruna kardeşini ziyaret etmek maksadıyla evinden çıktığı zaman, Allah Azze ve Celle onun için yetmiş bin melek vekil kılar ve bu melekler, o, evine dönünceye kadar arkasından şöyle seslenirler: Ne mutlu sana! Cennet sana mübarek olsun." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.