Namaz kılanlar kıldıkları namazdan istenilen lezzeti alamadıklarını sürekli dile getirirler. Lezzet alamama onları bazen farz olan bu ibadeti terk etmeye kadar götürmektedir.
Namaz kılan insanın kıldığı namazdan lezzet almasına da huşû diyebiliriz.
Abdullah İbn Abbâs da namazdaki huşu ile alakalı şöyle buyurmuştur.
"Huzur ve huşû ile kılınan iki rekât namaz, gâfil (Allah-ü Teâlâ'yı unutmuş) bir kalb ile akşamdan sabaha kadar kılınan namazdan hayırlıdır."
Şimdi huşu kelimesinin sözlük anlamını ortaya koyalım dilerseniz.
Huşu demek: Tevazu, alçak gönüllülük, Hakk'a boyun eğmek, korku ve sevgiden meydana gelen edepli haldir.
Cenab-ı Hak Mü'minun Suresi 1. ila 4. ayetlerinde: "Muhakkak mü'minler felah buldu ki onlar namazlarında huşûludurlar. Onlar ki, faydasız işe, boş lafa bakmazlar. Onlar ki, zekâtlarını vermek için çalışırlar" buyurarak, namazlarını huşû ile kılan mü'minlerin felah bulacağını beyan etmektedir.
O zaman namazda huşu çok önemli bir mevzudur. Mutlaka sağlanması gerekmektedir. Namazda huşûnun zıddı gaflettir. Gafletle namaz kılanlar, Kur'an da Maun suresinde tehdit edilmişlerdir:
"Yazıklar olsun O namaz kılanlara ki, onlar kıldıkları namazdan gafildirler."
Kılınan namazın gafletten kurtarılması; yalnız Allah için kılındığının şuuruna erişmekle mümkündür.
Yani kılınan namaz Allah'ı hatırlatıyorsa istenilen namazdır.
Aksi halde bu namaz fiili birkaç hareketten öte değildir ve hak katında kabulü zordur. Bu sebeple Yüce Allah Taha suresinde 14. ayeti kerimedeki ayeti kerime bunu işaret eder: "Ve zikrim için namaz kıl."
İşte o namaz, sahibini gafletten kurtarır; huşûya yönlendirir.
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.a.), "Kul namaza durduğu zaman, ancak Hz. Allah'ın huzurundadır. Sağa-sola iltifat ederse, Hz. Allah; 'Kime iltifat ediyorsun? Benden hayırlısına mı? Bana dön ey âdemoğlu! Çünkü Ben iltifat ettiğin şeyden daha hayırlıyım' buyurur." (Ruhu'l-Beyan, c.6, s.67).
Bir sohbetlerinde Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza sorulmuştu: "Namazda huşû nasıl sağlanabilir?"
Cevaben, "Namazın dışında huşûyu sağlarsanız o zaman namazda da huşûyu sağlarsınız."
Bu nasıl olur diye sorulunca, o da konuya şöyle bir açıklık getirmişti:
"İnsan kalbini fotoğraf stüdyolarındaki banyo odasına benzetirsek, makine ile çekilen pozlar banyoda tüm detaylarıyla meydana nasıl çıkarsa; namazda da namaz dışında meşgul olduğunuz şeyler gönlünüze gelir. Sizi meşgul eder. Namazın dışında dünya ile meşgul olur, zamanınızı boş ve gereksiz şeylerle geçirirseniz, namaza durunca da gönlünüzün, gözünüzün ve diğer azalarınızın yaşadıkları şeyler kalbinize gelir ve sizi meşgul eder. Bu haldeyken namazda huşûyu sağlayamazsınız. Eğer namazın dışında hayırla, hasenatla, iyiliklerle, zikirle velhasıl Allah'la meşgul olursanız; namazda da Allah'la meşgul olur ve istenilen huzuru yani huşûyu yakalamış olursunuz. İşte o namaz, seni Allah'ı anmaya yöneltir. Maksat hâsıl olur."
Değerli dostlarım namazda huşû meselesi mutlaka öğrenilmeli ve tatbikatı yapılmalıdır. Aksi takdirde huşû ile kılınmayan namaz insanın sinesine bir yük olur. Zamanla, namazla insan arasına soğukluk girer, bir de bakarsınız ki, namaz kılmaktan uzaklaşırsınız.
Huşû, namazın devamı ve kabulü için şart olduğuna göre, namazda huşûyu yakalamak şarttır. Rabbim namazda huşûyu yakalamayı ve namazın sırrına ermeyi nasip eylesin.
Namaz kılan insanın kıldığı namazdan lezzet almasına da huşû diyebiliriz.
Abdullah İbn Abbâs da namazdaki huşu ile alakalı şöyle buyurmuştur.
"Huzur ve huşû ile kılınan iki rekât namaz, gâfil (Allah-ü Teâlâ'yı unutmuş) bir kalb ile akşamdan sabaha kadar kılınan namazdan hayırlıdır."
Şimdi huşu kelimesinin sözlük anlamını ortaya koyalım dilerseniz.
Huşu demek: Tevazu, alçak gönüllülük, Hakk'a boyun eğmek, korku ve sevgiden meydana gelen edepli haldir.
Cenab-ı Hak Mü'minun Suresi 1. ila 4. ayetlerinde: "Muhakkak mü'minler felah buldu ki onlar namazlarında huşûludurlar. Onlar ki, faydasız işe, boş lafa bakmazlar. Onlar ki, zekâtlarını vermek için çalışırlar" buyurarak, namazlarını huşû ile kılan mü'minlerin felah bulacağını beyan etmektedir.
O zaman namazda huşu çok önemli bir mevzudur. Mutlaka sağlanması gerekmektedir. Namazda huşûnun zıddı gaflettir. Gafletle namaz kılanlar, Kur'an da Maun suresinde tehdit edilmişlerdir:
"Yazıklar olsun O namaz kılanlara ki, onlar kıldıkları namazdan gafildirler."
Kılınan namazın gafletten kurtarılması; yalnız Allah için kılındığının şuuruna erişmekle mümkündür.
Yani kılınan namaz Allah'ı hatırlatıyorsa istenilen namazdır.
Aksi halde bu namaz fiili birkaç hareketten öte değildir ve hak katında kabulü zordur. Bu sebeple Yüce Allah Taha suresinde 14. ayeti kerimedeki ayeti kerime bunu işaret eder: "Ve zikrim için namaz kıl."
İşte o namaz, sahibini gafletten kurtarır; huşûya yönlendirir.
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.a.), "Kul namaza durduğu zaman, ancak Hz. Allah'ın huzurundadır. Sağa-sola iltifat ederse, Hz. Allah; 'Kime iltifat ediyorsun? Benden hayırlısına mı? Bana dön ey âdemoğlu! Çünkü Ben iltifat ettiğin şeyden daha hayırlıyım' buyurur." (Ruhu'l-Beyan, c.6, s.67).
Bir sohbetlerinde Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza sorulmuştu: "Namazda huşû nasıl sağlanabilir?"
Cevaben, "Namazın dışında huşûyu sağlarsanız o zaman namazda da huşûyu sağlarsınız."
Bu nasıl olur diye sorulunca, o da konuya şöyle bir açıklık getirmişti:
"İnsan kalbini fotoğraf stüdyolarındaki banyo odasına benzetirsek, makine ile çekilen pozlar banyoda tüm detaylarıyla meydana nasıl çıkarsa; namazda da namaz dışında meşgul olduğunuz şeyler gönlünüze gelir. Sizi meşgul eder. Namazın dışında dünya ile meşgul olur, zamanınızı boş ve gereksiz şeylerle geçirirseniz, namaza durunca da gönlünüzün, gözünüzün ve diğer azalarınızın yaşadıkları şeyler kalbinize gelir ve sizi meşgul eder. Bu haldeyken namazda huşûyu sağlayamazsınız. Eğer namazın dışında hayırla, hasenatla, iyiliklerle, zikirle velhasıl Allah'la meşgul olursanız; namazda da Allah'la meşgul olur ve istenilen huzuru yani huşûyu yakalamış olursunuz. İşte o namaz, seni Allah'ı anmaya yöneltir. Maksat hâsıl olur."
Değerli dostlarım namazda huşû meselesi mutlaka öğrenilmeli ve tatbikatı yapılmalıdır. Aksi takdirde huşû ile kılınmayan namaz insanın sinesine bir yük olur. Zamanla, namazla insan arasına soğukluk girer, bir de bakarsınız ki, namaz kılmaktan uzaklaşırsınız.
Huşû, namazın devamı ve kabulü için şart olduğuna göre, namazda huşûyu yakalamak şarttır. Rabbim namazda huşûyu yakalamayı ve namazın sırrına ermeyi nasip eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namazdaki huşu namazın dışında yakalanır / 05.05.2025
- Namazdaki huşu ile alakalı kıssalar / 04.05.2025
- Türkiye Cumhuriyeti’ni ideal Türk gençleri koruyacak ve yüceltecektir / 03.05.2025
- İdeal Türk genci ‘mandacı değil bağımsızlık yanlısı olmalıdır’ / 02.05.2025
- İdeal Türk genci ‘ırkçı değil milliyetçi olacak’ / 01.05.2025
- İdeal Türk genci ‘fundamentalist olmayacak dindar olacak’ / 30.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Namazdaki huşu ile alakalı kıssalar / 04.05.2025
- Türkiye Cumhuriyeti’ni ideal Türk gençleri koruyacak ve yüceltecektir / 03.05.2025
- İdeal Türk genci ‘mandacı değil bağımsızlık yanlısı olmalıdır’ / 02.05.2025
- İdeal Türk genci ‘ırkçı değil milliyetçi olacak’ / 01.05.2025
- İdeal Türk genci ‘fundamentalist olmayacak dindar olacak’ / 30.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025