İmam Hüseyin’in (a.s.) isimleri
İmam Hüseyin’in isimleri şunlardır: Er-Reşid, el-Vafi, et-Tayyib, ez-Zeki, el-Mübarek, et-Tabi’ Li Merzatillah, ed-Delil Ala Zatillah, es-Sibt, eş-Şehid
16.02.2022 22:38:00





İmam Hüseyin'in isimleri şunlardır: Er-Reşid, el-Vafi, et-Tayyib, ez-Zeki, el-Mübarek, et-Tabi' Li Merzatillah, ed-Delil Ala Zatillah, es-Sibt, eş-Şehid.
Ehl-i Beyt, kelime mânâsı olarak ev halkı anlamına gelse de, Ehl-i Beyt, sadece Resulüllah (s.a.v.), Hz. Ali (a.s.), Hz. Fatıma (a.s.), Hz. Hasan (a.s.) ve Hz. Hüseyin (a.s.)'dır. Aba altındaki beş kişidir.
Konu Kur'an ayetlerine göre ele alındığında; Mübahale ayeti olan Âl-i İmran 61, Ebrar ayetleri olan İnsan 11-12, Tathir ayeti olan Ahzab 33 ve Meveddet ayeti olan Şûra 23, Ehl-i Beyt'in Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hz. Ali, Hz. Fatıma (a.s.), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (a.s.) olduğunu göstermektedir.
Biz burada Ahzab 33'ü hatırlatarak konuyu ele alacağız: "Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden her çeşit pisliği, fenalığı gidermek ve sizi tertemiz bir hâle getirmek diler."
Bu ayet Resulüllah (s.a.v.)'in hanımı Ümmü Seleme validemizin evinde nâzil olmuştur.
Bu olayı Sünnî Beyhakî ve İbn'ul-Münir'in Sünen kitaplarında yer aldığı gibi; Sünnî Ahmed b. Hanbel, Müsned'inde Ümmü Seleme'den şu nakli yapmaktadır:
"Peygamber (s.a.v.) Fatıma'ya, "Eşin Ali ve çocukların Hasan ve Hüseyin'i yanıma getir" diye buyurdu.
Fatıma'da (a.s.), onları alıp Peygamberin (s.a.v.) huzuruna getirdi. Sonra da hepsinin üzerine Fedekî cübbesini örttü.
Daha sonra Peygamber (s.a.v.) mübarek ellerini onların üzerine koyarak şöyle buyurdu: "Allah'ım! Bunlar Muhammed'in Ehl-i Beyt'idir. Rahmet ve bereketin Muhammed'e ve Ehl-i Beyt'ine olsun. Şüphesiz Sen, Hamid ve Mecid'sin."
Ümmü Seleme diyor ki, "Ben, cübbeyi elimle kenara iterek altına girmek istedim. Ama peygamber elimi iterek, "Sen hayır üzeresin" buyurdu.
Bu ayetten sonra Resulüllah (s.a.v.) altı ay boyunca devamlı olarak Fatıma (a.s.)'ın kapısına sabah namazı vaktinde gelip bu ayeti okumuştur.
Bir de hadis nakledelim: "Bize ibn el-Müsenna Ebu Said'den nakletti ki, Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden eksikliği gidermek ve sizi tertemiz temizlemek ister" ayeti beş kişi hakkında nâzil olmuştur: Ben, Ali, Hasan, Hüseyin ve Fatıma."
Resulüllah'ın (s.a.v.) Ehl-i Beyt'ine mahsus özellikler
Resulüllah (s.a.v.)'in Ehl-i Beyt'i olan Hz. Ali (a.s.), Hz. Fatıma (a.s.), Hz. Hasan (a.s.) ve Hz. Hüseyin (a.s.)'ı Cenab-ı Hak aşağıdaki konularda Hz. Peygamber (s.a.v.) ile beraber zikretmiştir:
Kur'an-ı Kerim'de, "Âl-i Yâsin'e selam olsun" yani, "Muhammed (s.a.v.)'in Ehl-i Beyt'ine selam olsun" buyurulmaktadır.
"Şüphesiz ki şânı yüce olan Allah ve melekleri Peygambere (s.a.v.) salat ve selam ederler. Ey iman edenler! Siz de O'na (Resulüllah'a) salat ve selam edin"
Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Kesik bir şekilde Bana salat etmeyiniz."
Ashab sordular ki: "Ya Resulallah! Kesik salat etmek de ne demektir?"
Resulüllah (s.a.v.) buyurdu: "Kesik salat, 'Allahümme salli ala Muhammed'dir. Salatın tamamı ise şöyledir: Allahümme salli ala Muhammedin ve ala Âl-i Muhammed."
"Âl-i Muhammed"den murad; İmam Ali (a.s.), Fatıma (a.s.), Hasan (a.s.), Hüseyin (a.s.)'dır."
Namazda ettahiyyatü'den sonra okunan Allahümme salli ve barik dualarında Hz. Peygambere (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'ine salat edilmektedir.
Yine Kur'an'da Allah-u Teala Tathir ayeti ile Ehl-i Beyt'in temizliğini bildiriyor:
"Allah her çeşit kötülüğü siz (Ehl-i Beyt'ten) uzaklaştırmak ve sizi tertemiz kılmak istiyor.". Bu ayet âl-i aba olan beş insan hakkında nâzil olmuştur.
Ehl-i Beyt'e, Hz. Peygamber (s.a.v.) gibi sadaka haram kılınmıştır.
"Yezid ibn-i Esam şöyle demiştir: Hurma devşirildiği zaman bir kişi, bir salkım hurma getirip caminin bir kenarına asardı. Fakir gelip bastonuyla ona vurur, düşenden yerdi.
Bir kere Resulüllah (s.a.v.) Hasan veya Hüseyin (a.s.) yanındayken mescide girdiğinde torunu, düşen bir hurmayı ağzına atınca, hemen Resulüllah (s.a.v.) onu ağzından geri çıkarttı. Çünkü Resulüllah ve Ehl-i Beyt'i sadaka yemezdi."
Allah-u Teala Şûra Sûresi 23. Ayette, "Ey Peygamber de ki: Ben buna karşılık, akrabalara (Ehl-i Beyt'ime) sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum" buyurmaktadır. Yani, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e olan sevgi ile Ehl-i Beyt'e olan sevgi birdir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin eserinden) H: Akın Aydın
Ehl-i Beyt, kelime mânâsı olarak ev halkı anlamına gelse de, Ehl-i Beyt, sadece Resulüllah (s.a.v.), Hz. Ali (a.s.), Hz. Fatıma (a.s.), Hz. Hasan (a.s.) ve Hz. Hüseyin (a.s.)'dır. Aba altındaki beş kişidir.
Konu Kur'an ayetlerine göre ele alındığında; Mübahale ayeti olan Âl-i İmran 61, Ebrar ayetleri olan İnsan 11-12, Tathir ayeti olan Ahzab 33 ve Meveddet ayeti olan Şûra 23, Ehl-i Beyt'in Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hz. Ali, Hz. Fatıma (a.s.), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (a.s.) olduğunu göstermektedir.
Biz burada Ahzab 33'ü hatırlatarak konuyu ele alacağız: "Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden her çeşit pisliği, fenalığı gidermek ve sizi tertemiz bir hâle getirmek diler."
Bu ayet Resulüllah (s.a.v.)'in hanımı Ümmü Seleme validemizin evinde nâzil olmuştur.
Bu olayı Sünnî Beyhakî ve İbn'ul-Münir'in Sünen kitaplarında yer aldığı gibi; Sünnî Ahmed b. Hanbel, Müsned'inde Ümmü Seleme'den şu nakli yapmaktadır:
"Peygamber (s.a.v.) Fatıma'ya, "Eşin Ali ve çocukların Hasan ve Hüseyin'i yanıma getir" diye buyurdu.
Fatıma'da (a.s.), onları alıp Peygamberin (s.a.v.) huzuruna getirdi. Sonra da hepsinin üzerine Fedekî cübbesini örttü.
Daha sonra Peygamber (s.a.v.) mübarek ellerini onların üzerine koyarak şöyle buyurdu: "Allah'ım! Bunlar Muhammed'in Ehl-i Beyt'idir. Rahmet ve bereketin Muhammed'e ve Ehl-i Beyt'ine olsun. Şüphesiz Sen, Hamid ve Mecid'sin."
Ümmü Seleme diyor ki, "Ben, cübbeyi elimle kenara iterek altına girmek istedim. Ama peygamber elimi iterek, "Sen hayır üzeresin" buyurdu.
Bu ayetten sonra Resulüllah (s.a.v.) altı ay boyunca devamlı olarak Fatıma (a.s.)'ın kapısına sabah namazı vaktinde gelip bu ayeti okumuştur.
Bir de hadis nakledelim: "Bize ibn el-Müsenna Ebu Said'den nakletti ki, Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden eksikliği gidermek ve sizi tertemiz temizlemek ister" ayeti beş kişi hakkında nâzil olmuştur: Ben, Ali, Hasan, Hüseyin ve Fatıma."
Resulüllah'ın (s.a.v.) Ehl-i Beyt'ine mahsus özellikler
Resulüllah (s.a.v.)'in Ehl-i Beyt'i olan Hz. Ali (a.s.), Hz. Fatıma (a.s.), Hz. Hasan (a.s.) ve Hz. Hüseyin (a.s.)'ı Cenab-ı Hak aşağıdaki konularda Hz. Peygamber (s.a.v.) ile beraber zikretmiştir:
Kur'an-ı Kerim'de, "Âl-i Yâsin'e selam olsun" yani, "Muhammed (s.a.v.)'in Ehl-i Beyt'ine selam olsun" buyurulmaktadır.
"Şüphesiz ki şânı yüce olan Allah ve melekleri Peygambere (s.a.v.) salat ve selam ederler. Ey iman edenler! Siz de O'na (Resulüllah'a) salat ve selam edin"
Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Kesik bir şekilde Bana salat etmeyiniz."
Ashab sordular ki: "Ya Resulallah! Kesik salat etmek de ne demektir?"
Resulüllah (s.a.v.) buyurdu: "Kesik salat, 'Allahümme salli ala Muhammed'dir. Salatın tamamı ise şöyledir: Allahümme salli ala Muhammedin ve ala Âl-i Muhammed."
"Âl-i Muhammed"den murad; İmam Ali (a.s.), Fatıma (a.s.), Hasan (a.s.), Hüseyin (a.s.)'dır."
Namazda ettahiyyatü'den sonra okunan Allahümme salli ve barik dualarında Hz. Peygambere (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'ine salat edilmektedir.
Yine Kur'an'da Allah-u Teala Tathir ayeti ile Ehl-i Beyt'in temizliğini bildiriyor:
"Allah her çeşit kötülüğü siz (Ehl-i Beyt'ten) uzaklaştırmak ve sizi tertemiz kılmak istiyor.". Bu ayet âl-i aba olan beş insan hakkında nâzil olmuştur.
Ehl-i Beyt'e, Hz. Peygamber (s.a.v.) gibi sadaka haram kılınmıştır.
"Yezid ibn-i Esam şöyle demiştir: Hurma devşirildiği zaman bir kişi, bir salkım hurma getirip caminin bir kenarına asardı. Fakir gelip bastonuyla ona vurur, düşenden yerdi.
Bir kere Resulüllah (s.a.v.) Hasan veya Hüseyin (a.s.) yanındayken mescide girdiğinde torunu, düşen bir hurmayı ağzına atınca, hemen Resulüllah (s.a.v.) onu ağzından geri çıkarttı. Çünkü Resulüllah ve Ehl-i Beyt'i sadaka yemezdi."
Allah-u Teala Şûra Sûresi 23. Ayette, "Ey Peygamber de ki: Ben buna karşılık, akrabalara (Ehl-i Beyt'ime) sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum" buyurmaktadır. Yani, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e olan sevgi ile Ehl-i Beyt'e olan sevgi birdir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin eserinden) H: Akın Aydın
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.