Nasp edilmiş imamların yedincisi İmam Musa bin Cafer, yani İmam Musa Kazım'dır.
İmam Musa Kazım, İmam Cafer es-Sadık'ın oğlu ve İmam Rıza'nın babasıdır.
Meşhur lakabı Kazım, karşılaştığı eziyetlere ve kötü muameleye rağmen öfkesini yutabilen demektir.
İmam Kazım dört yaşında iken yıkılan Emevi devletinin yerini alan Abbasiler, din kisvesine bürünmüş, hilafeti ellerine geçirmiş ve Ehl-i Beyt soyuna madden ve manen en ağır baskıları yapmaktan geri durmamışlardır.
Ehl-i Beyt'in değişmez kaderi, çile, eziyet ve meşakkat hayatları boyunca onları gölgeleri gibi takip etmiştir.
İmam Musa b. Cafer, ömrünün on yıla yakın bir zamanını hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden atıldığı zindanda geçirmiştir.
Zindanda geçen günleri de dâhil olmak üzere, mübarek zamanları her an ibadetle ve insanları Hakk'a (c.c.) davetle geçmiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş, Yeni Mesaj).
Musa Kâzım (a.s.), Resûlullah Efendimizin yüksek nesebine sâhib olan Ehl-i Beyt'in en büyüklerindendir. Nurlu kalbine akıp gelen ilmin ve feyizlerin çokluğu, akıl ve dil ile anlatılamaz. İnce mârifetleri bildiren sözleri, nükte ve latifeleri çok meşhurdur.
Hikmetli sözlerinden biri şöyledir. Buyurdular ki: "Arkadaşlık ettiğin biri, önceleri hâli hâline uyar, sonraları kalbine sıkıntı verirse, hemen kendine bak! Kendi eğriliğini anlarsan, hemen tevbe et. Doğru olduğunu anlarsan, bilesin ki, o arkadaşın yoldan sapmıştır. Bu durumda dur, biraz düşün. Hemen ondan ayrılma! Onu yalnız başına bırakma. Cenâb-ı Hak tarafından bir düzelme gelinceye kadar bekle."
Rivâyet edilir ki, Mûsâ bin Câfer el-Hâşimî (Mûsâ Kâzım) Hazretleri Mescid-i Nebevî'ye girip, gecenin ilk vaktinde secdeye vardı. Sabaha kadar secdede şöyle dediği duyuldu:
"Yâ Rabbî! Günahım çok fakat senin affın büyük."
Ebu'l-Ferec-i İsfahani şöyle demektedir: Yahya b. Hasan bana şöyle nakletti: Musa b. Cafer'e (a.s) bir şahsın kendisine iyi gözle bakmadığı ve arkasından konuştuğu haberi gelseydi, bu şahsa dinarla dolu bir kese yollardı ve kese içinde iki yüz ila üç yüz dinar bulunurdu. İmam'ın bu işi dillere destan olmuştu. Musa b. Cafer (a.s) böyle biriydi.
Hem şöyle demektedir: İkinci halifenin torunlarından biri Musa b. Cafer'i (a.s) gördüğünde Hz. Ali'ye (a.s) hakaret etmeye ve İmam'a kötü davranmaya başlardı. İmam'ın bazı taraftarları, "onu öldürmemiz için bize izin ver" dediler. İmam ise "hayır" dedi. Bir gün İmam, merkep üzerindeyken bu şahsın tarlasına girdi. O şahıs "ekin ve mahsullerimizi yok ettin" diye bağırdı. İmam aynı şekilde ilerledi ve böylece onun yakınına vardı ve indi. Onun kenarına oturup kendisiyle konuşmaya ve şaka yapmaya başladı. "Mahsulünün tazminatı ne kadardır" diye sordu. O şahıs "yüz dirhem" diye cevap verdi. İmam, "onun kârı ne kadardır" diye sordu. O da, "bilmiyorum" diye cevap verdi. İmam, "ne kadar tahmin ediyorsun" diye sordu. O da, "yüz dirhem daha" dedi. İmam kendisine üç yüz dirhem verdi. Bunun üzerine o şahıs yerinden kalktı ve İmam'ın başını öptü. Bundan sonra ne zaman İmam mescide gelse o şahıs yerinden ayağa kalkar, kendisine selam verir ve "Allah risaletini kimde karar kılacağını daha iyi bilir" diye söylerdi. İmam onu öldürmek isteyen taraftarlarına şöyle buyurdu: "Bu iki işten hangisi daha iyiydi, sizin istediğiniz mi yoksa benim yaptığım iş mi?" (İrşad, 298; Kâfi, c. 1, s. 13-20; Tuhefu'l-Ukul, s. 283).
İmam'ın hapiste de halk içerisinde etkisinin yoğunlaştığını anlayan Abbasi halifelerinden Harun Reşit, Hazret'in hayatta kalmasına tahammül edemeyerek, onun Yahudi olan Sindi bin Şahik'in yönettiği bir hapse intikal ettirilmesini ve orada zehirletilerek şehit edilmesini emretti. Sonunda 55 yaşındayken hicri 183. yılın Receb ayının yirmi beşinde Bağdat'ta sözü edilen zindanda şehit edildi. Kabri, Bağdat'ın yakınında olan Kazimeyn şehrindedir.
Yani geçtiğimiz 2 Mayıs günü İmam'ın şahadet günüydü.
Allah, onların şefaatinden bizleri ayırmasın.
(Detaylı bilgi için: Musa el-Kazım, Prof. Dr. Haydar Baş, İcmal Yay.)
İmam Musa Kazım, İmam Cafer es-Sadık'ın oğlu ve İmam Rıza'nın babasıdır.
Meşhur lakabı Kazım, karşılaştığı eziyetlere ve kötü muameleye rağmen öfkesini yutabilen demektir.
İmam Kazım dört yaşında iken yıkılan Emevi devletinin yerini alan Abbasiler, din kisvesine bürünmüş, hilafeti ellerine geçirmiş ve Ehl-i Beyt soyuna madden ve manen en ağır baskıları yapmaktan geri durmamışlardır.
Ehl-i Beyt'in değişmez kaderi, çile, eziyet ve meşakkat hayatları boyunca onları gölgeleri gibi takip etmiştir.
İmam Musa b. Cafer, ömrünün on yıla yakın bir zamanını hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden atıldığı zindanda geçirmiştir.
Zindanda geçen günleri de dâhil olmak üzere, mübarek zamanları her an ibadetle ve insanları Hakk'a (c.c.) davetle geçmiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş, Yeni Mesaj).
Musa Kâzım (a.s.), Resûlullah Efendimizin yüksek nesebine sâhib olan Ehl-i Beyt'in en büyüklerindendir. Nurlu kalbine akıp gelen ilmin ve feyizlerin çokluğu, akıl ve dil ile anlatılamaz. İnce mârifetleri bildiren sözleri, nükte ve latifeleri çok meşhurdur.
Hikmetli sözlerinden biri şöyledir. Buyurdular ki: "Arkadaşlık ettiğin biri, önceleri hâli hâline uyar, sonraları kalbine sıkıntı verirse, hemen kendine bak! Kendi eğriliğini anlarsan, hemen tevbe et. Doğru olduğunu anlarsan, bilesin ki, o arkadaşın yoldan sapmıştır. Bu durumda dur, biraz düşün. Hemen ondan ayrılma! Onu yalnız başına bırakma. Cenâb-ı Hak tarafından bir düzelme gelinceye kadar bekle."
Rivâyet edilir ki, Mûsâ bin Câfer el-Hâşimî (Mûsâ Kâzım) Hazretleri Mescid-i Nebevî'ye girip, gecenin ilk vaktinde secdeye vardı. Sabaha kadar secdede şöyle dediği duyuldu:
"Yâ Rabbî! Günahım çok fakat senin affın büyük."
Ebu'l-Ferec-i İsfahani şöyle demektedir: Yahya b. Hasan bana şöyle nakletti: Musa b. Cafer'e (a.s) bir şahsın kendisine iyi gözle bakmadığı ve arkasından konuştuğu haberi gelseydi, bu şahsa dinarla dolu bir kese yollardı ve kese içinde iki yüz ila üç yüz dinar bulunurdu. İmam'ın bu işi dillere destan olmuştu. Musa b. Cafer (a.s) böyle biriydi.
Hem şöyle demektedir: İkinci halifenin torunlarından biri Musa b. Cafer'i (a.s) gördüğünde Hz. Ali'ye (a.s) hakaret etmeye ve İmam'a kötü davranmaya başlardı. İmam'ın bazı taraftarları, "onu öldürmemiz için bize izin ver" dediler. İmam ise "hayır" dedi. Bir gün İmam, merkep üzerindeyken bu şahsın tarlasına girdi. O şahıs "ekin ve mahsullerimizi yok ettin" diye bağırdı. İmam aynı şekilde ilerledi ve böylece onun yakınına vardı ve indi. Onun kenarına oturup kendisiyle konuşmaya ve şaka yapmaya başladı. "Mahsulünün tazminatı ne kadardır" diye sordu. O şahıs "yüz dirhem" diye cevap verdi. İmam, "onun kârı ne kadardır" diye sordu. O da, "bilmiyorum" diye cevap verdi. İmam, "ne kadar tahmin ediyorsun" diye sordu. O da, "yüz dirhem daha" dedi. İmam kendisine üç yüz dirhem verdi. Bunun üzerine o şahıs yerinden kalktı ve İmam'ın başını öptü. Bundan sonra ne zaman İmam mescide gelse o şahıs yerinden ayağa kalkar, kendisine selam verir ve "Allah risaletini kimde karar kılacağını daha iyi bilir" diye söylerdi. İmam onu öldürmek isteyen taraftarlarına şöyle buyurdu: "Bu iki işten hangisi daha iyiydi, sizin istediğiniz mi yoksa benim yaptığım iş mi?" (İrşad, 298; Kâfi, c. 1, s. 13-20; Tuhefu'l-Ukul, s. 283).
İmam'ın hapiste de halk içerisinde etkisinin yoğunlaştığını anlayan Abbasi halifelerinden Harun Reşit, Hazret'in hayatta kalmasına tahammül edemeyerek, onun Yahudi olan Sindi bin Şahik'in yönettiği bir hapse intikal ettirilmesini ve orada zehirletilerek şehit edilmesini emretti. Sonunda 55 yaşındayken hicri 183. yılın Receb ayının yirmi beşinde Bağdat'ta sözü edilen zindanda şehit edildi. Kabri, Bağdat'ın yakınında olan Kazimeyn şehrindedir.
Yani geçtiğimiz 2 Mayıs günü İmam'ın şahadet günüydü.
Allah, onların şefaatinden bizleri ayırmasın.
(Detaylı bilgi için: Musa el-Kazım, Prof. Dr. Haydar Baş, İcmal Yay.)
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018