IMF, AKP iktidarına kocaman bir aferin verdi. IMF Türkiye Masası Şefi Moghadam 6. Gözden Geçirme Görüşmelerini tamamlarken, iktidara, "çok başarılısınız, hedefleri aştınız" iltifatında bulundu.
Geçen dönem IMF'nin Türkiye için atadığı CHP'li Kemal Derviş de benzer laflar etti.
Derviş'in iktidarın politikalarını övmesi ve halefi AKP'li Bakan Babacan'a iltifatları partisini isyan ettirdi.
Biz de bu yaman başarıya bir göz atalım dedik.
Ekonomide iktidarların performansını ölçmek için dört temel büyüklüğe bakılır. Büyüme, enlasyon, borç dengesi ve istihdam. Buna bir de gelir dağılımını eklemek gerekir.
Biz bu yazımızda bu dörtlü dengenin borç ayağını irdeleyeceğiz.
Türkiye'nin elini kolunu bağlayan sadece ekonomik çöküntüyü değil, siyasi esareti davet eden iç ve dış borçlar meselesi ekonominin en temel sorunudur.
Önce dış borçlara bir göz atalım.
2003 Haziran rakamlarına göre tablo şu: Hazine'nin kefil olduğu banka ve finans kurumlarının borcu 12 milyar dolar. 7.5 milyar doları kısa vadeli. Özel sektör şirketlerinin borçları 9 milyar doları kısa vadeli olmak üzere 35.6 milyar dolar. Merkez Bankası'nın doğrudan borçları 23.3 milyar dolar. Bunların dışında kamunun borcu 67 milyar dolar.
Bu tablonun toplamı 138 milyar dolar ediyor.
Özetle devletin ilk altı aylık dış borç toplamı 138 milyar dolar.
Bunun 22 milyar dolarının doğrudan IMF'ye ödenmesi gerekiyor.
İç borç rakamı da aşağı yukarı aynı: 140 milyar dolar.
İç borcun dağılımı da şöyle:
Nakit 120 katrilyon. Nakit dışı 59 katriyon. Kamuya 87 katrilyon.
Piyasaya 93.3 katrilyon. Ödenen reel faiz yüzde 15. İç borcun yüzde 33'ü dövize endesli. Yani bu da dış borç aslında. Toplam iç borç 179 katrilyon.
Hükümet bu yıl 107 milyar dolar iç ve dış borç ana para ve faiz ödedi/ödeyecek.
Hükümet şu iddiayı seslendiriyor: Ne yapalım bizden öncekiler bu hale getirmiş. İyi de sizi de milletimiz bu halden çıkarmanız için tek başına iktidar etti.
Hükumet 107 milyar dolar borç ödedi ama yüksek faizle yeniden borçlanarak.
Bu mantıkla borcun bitmesi asla mümkün değil. İşte ispatı. Ocakta milli gelir 270 katrilyon, iç borç 145 katrilyon. Oranladığımız zaman yüzde 53 ediyor.
Bu gün gelinen nokta ise 180 katrilyon iç borç, 340 katrilyon milli gelir.
Oranladığımız zaman yüzde 63. Yani borcun milli gelire oranı artmış.
Bir de döviz patlarsa hesaplar iyice karışacak. Peki öyleyse IMF eniştemiz iktidarı niye öpüyor
Geçen dönem IMF'nin Türkiye için atadığı CHP'li Kemal Derviş de benzer laflar etti.
Derviş'in iktidarın politikalarını övmesi ve halefi AKP'li Bakan Babacan'a iltifatları partisini isyan ettirdi.
Biz de bu yaman başarıya bir göz atalım dedik.
Ekonomide iktidarların performansını ölçmek için dört temel büyüklüğe bakılır. Büyüme, enlasyon, borç dengesi ve istihdam. Buna bir de gelir dağılımını eklemek gerekir.
Biz bu yazımızda bu dörtlü dengenin borç ayağını irdeleyeceğiz.
Türkiye'nin elini kolunu bağlayan sadece ekonomik çöküntüyü değil, siyasi esareti davet eden iç ve dış borçlar meselesi ekonominin en temel sorunudur.
Önce dış borçlara bir göz atalım.
2003 Haziran rakamlarına göre tablo şu: Hazine'nin kefil olduğu banka ve finans kurumlarının borcu 12 milyar dolar. 7.5 milyar doları kısa vadeli. Özel sektör şirketlerinin borçları 9 milyar doları kısa vadeli olmak üzere 35.6 milyar dolar. Merkez Bankası'nın doğrudan borçları 23.3 milyar dolar. Bunların dışında kamunun borcu 67 milyar dolar.
Bu tablonun toplamı 138 milyar dolar ediyor.
Özetle devletin ilk altı aylık dış borç toplamı 138 milyar dolar.
Bunun 22 milyar dolarının doğrudan IMF'ye ödenmesi gerekiyor.
İç borç rakamı da aşağı yukarı aynı: 140 milyar dolar.
İç borcun dağılımı da şöyle:
Nakit 120 katrilyon. Nakit dışı 59 katriyon. Kamuya 87 katrilyon.
Piyasaya 93.3 katrilyon. Ödenen reel faiz yüzde 15. İç borcun yüzde 33'ü dövize endesli. Yani bu da dış borç aslında. Toplam iç borç 179 katrilyon.
Hükümet bu yıl 107 milyar dolar iç ve dış borç ana para ve faiz ödedi/ödeyecek.
Hükümet şu iddiayı seslendiriyor: Ne yapalım bizden öncekiler bu hale getirmiş. İyi de sizi de milletimiz bu halden çıkarmanız için tek başına iktidar etti.
Hükumet 107 milyar dolar borç ödedi ama yüksek faizle yeniden borçlanarak.
Bu mantıkla borcun bitmesi asla mümkün değil. İşte ispatı. Ocakta milli gelir 270 katrilyon, iç borç 145 katrilyon. Oranladığımız zaman yüzde 53 ediyor.
Bu gün gelinen nokta ise 180 katrilyon iç borç, 340 katrilyon milli gelir.
Oranladığımız zaman yüzde 63. Yani borcun milli gelire oranı artmış.
Bir de döviz patlarsa hesaplar iyice karışacak. Peki öyleyse IMF eniştemiz iktidarı niye öpüyor
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014




































































































