İnançlara saygı, insana saygının doğal bir sonucudur. "İnsana saygılıyız" deyip, sonra da inançlara hakaret etmek, büyük bir çelişkidir. Maalesef Batı dünyasında, bu yapılmaktadır. Peygamber (sav) Efendimize basın-yayın vasıtalarıyla hakaret etmeyi, hürriyet çerçevesinde değerlendiriyorlar.Batılı bazı siyaset ve bilim adamları, "inançlara saygılı olmak gerekir" diyor, fakat ondan öteye gitmiyorlar. Dahası, bir uygulama ve bir eylem ortaya koymuyorlar. İnançlara saygı nerede başlar, nerede biter, sınırı nedir, bu konuda hiçbir şey söylemiyorlar. Anlaşılan o ki, siyaset adamlarının, siyaseten söyledikler birkaç olumlu söz, Müslümanları yatıştırmaya, yüreklerine su serpmeye yöneliktir. Batılıların "insana saygı" kavramının içi boştur. İnsan için en önemli değer, inancıdır. Ona hakareti hürriyet olarak telâkki eden Batılılardan insana saygı beklenir mi?Müslümanlarla Batılılar arasında cereyan eden karikatür krizi, basit görünse de temel bir ayrılığa işaret etmektedir. O da din ve medeniyet ayrılığıdır. Söz konusu ayrılık sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel her alanda kendini göstermektedir. Bunu göz ardı edenler, eninde sonunda gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalırlar. Örnek mi arıyorsunuz? En bariz örnek Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan iken "Medeniyetler İttifakı" eş başkanlığını yürütüyordu. Huntington, yıllardır medeniyetler çatışması tezini savunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Medeniyetler İttifakı toplantılarında, medeniyetler ittifakını mutlaka gerçekleştireceklerini, Huntington'a nazire yaparak anlatıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı dünyasında yeniden yükselen İslam karşıtlığını görünce ve İspanya Hükümeti, önemini yitirdi gerekçesiyle Medeniyetler İttifakını rafa kaldırınca, şimdi "Medeniyetler savaşı çıkartılmasından endişe ediyorum" diyor. Devlet adamları da bir insandır, elbette onların da yanıldığı, yanlış yaptığı olabilir. Ancak, yanılma ve yanlış yapma böylesi temel bir konuda olmaz ve olmamalıdır. Bunu yapan devlet adamları mazur görülmez ve affedilmez. . Medeniyetler, dinlerin vücut bulmuş şeklidir. O bakımdan Medeniyetler İttifakı, tamamen hayal ürünü idi. Batılılar, medeniyetler ittifakında samimi olsalardı, ilkönce Batı medeniyetinin iyisiyle kötüsüyle Doğu'dan alındığını itiraf ederlerdi. Bilindiği üzere medeniyetlerin kurucuları peygamberlerdir. Batı dünyasında bir peygamber zuhur etmediğine göre, orada bir medeniyet de kurulmamıştır. Batı medeniyeti denilen çelişkiler yumağı, Doğu'dan aşırılmış batıl ve temelsiz bir oluşumdur. Batılılar, bu gerçeğin tam aksine medeniyetin öncüsü kendilerini kabul etmiş ve dışındakileri 'barbar' olarak nitelendirmişlerdir. Bundan dolayıdır ki, diğer medeniyetleri düşman bellemiş ve yok olmaları için her türlü hile ve desiseye başvurmuşlardır. Bir başka deyişle Batılılar, medeniyet yıkıcısıdırlar. Eski Amerika'da yıktıkları ve geride hiçbir eser bırakmadıkları medeniyetlerin hesabı kendilerinden sorulmalıdır. Medeniyet farklılığımızdan dolayı, Batılılarla aynı kavramları kullansak bile, aynı şeyleri anlamayız. Bu, karikatür kriziyle bir kere daha teyit edilmiştir. Şöyle ki, Batılılar hürriyeti, kendi mülkiyetleri gibi görüyor ve diyorlar ki: "Bireyler kendi malını nasıl istediği gibi kullanıyorsa, hürriyeti de kullanabilir." Söz konusu anlayış gereği, İnsan Hakları Bildirgesi'nde, "Benim hürriyetim, başkalarının hürriyetinin başladığı yerde biter" denilmiştir. Bu eksik ve noksan bir anlayıştır. Fakat Batılılar, buna dahi riayet etmiyorlar, etselerdi, Peygamber (sav) Efendimizin karikatürlerini yayınlamazlardı. Doğru olan hürriyet anlayışı, başkasının hürriyetini -ki en önemli hürriyet, din hürriyetidir- kendi hürriyetinin şartı görmektir.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018