"İnşaat sektörü mü, imalat sanayi mi" tartışmaları devam ediyor. Herkes kendi penceresinden bakıyor. Ali Babacan dikey yapılaşmanın şehirleri çirkinleştirdiğini, kolay ve hızlı para kazanma yöntemi olduğunu söyledi. İmar mevzuatını suçladı. Şehirleri çirkinleştiren dikey yapılaşmanın suçu iktidara aittir. Yanlışı yapan kendileridir. Bürokratlar projelere siyasilerin talimatlarıyla, onlardan aldıkları güç ile olur vermektedirler. Siyasilerin izni olmadan çizik çizemezler. Yoksa duman olurlar. İnşaatın öne çıkarılmasının yanlış tercih olduğunu, imalat sanayinin ihmal edildiğini söyleyerek yanlışı itiraf etmiştir. İktidar, 12. yılında 'yanlış yaptık' derken, aklı başına yeni mi geldi? Zenginliğin konuttan gelmeyeceğini bilmiyor muydu? Aklı başında bir danışmanı yok muydu? Hiç kimse ona söylemedi mi? Ekonomide konut gelirinin yüzde 4 - 4.5 olduğu bilinen bir gerçektir. Konut almakta kullanılan kredilerin faizi yüzde 12-15'dir. Yüzde 4.5 gelir getiren konut için yüzde 15 faiz giderinin akla ziyan tercih olduğu açıktır. Zengin olan ülkeler ihtiyaçlarını ürettikleri, ürettiklerini ihraç ettikleri, dış ticaret fazlası verdikleri oranda zenginlediler. İktidardakilerin insanımızı hangi akılla yanlış yönlendirdikleri, konuta gömdükleri izaha muhtaçtır. Bir ekonomik tetikçinin itirafları kitabında John Perkins, kredili konut projeleri yöntemini kullandıklarını, bu yolla insanları nasıl borçlandırdıklarını ve ülkeleri çökertip sömürdüklerini açık açık anlatmaktadır. İktidar ve yandaş medya marifetiyle halk konuta yönlendirilmiş, imar avantajı verilen yandaş işadamlarına müşteri yapılmıştır. Hane halkı 10 -20 yıl borcun altına sokulmuş sömürülmektedir. İktidar ve yandaşları bu kumpasları kurarken, Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli'nde (MEM) konut ihtiyacı olan vatandaşlarımızı 'maliyetine 20 yıl vadeli' ödeme kolaylığı sağlayarak ev sahibi yapacaktı. Bu proje onun sosyal devlet projelerinden biri idi. İmalat sanayini ihmal etmekten öte bitirmişlerdir.İthalata verilen düşük döviz kuru avantajı ile imalat sanayinin işi baştan bitirilmişti. Zar zor ayakta kalmaya çalışan fedakâr sanayicilerimiz yüksek enerji giderleri, yüksek SSK primleri, yüksek vergiler, yüksek girdiler, finans giderleri vs sebebiyle ithal ürünler karşısında çoktan pes etmişti. İmalat sanayinin hali pür melali ortadadır. "Biz sadece sanayinin önünü açmak değil, diğer taraftaki aksaklıkları da gidermek zorundayız" diyor. Kim elini tutuş da yaptırmamış. Söylesin de bilelim. Babacan'ın sözleri ölüye ağıt yakmak gibi? Prof. Dr. Haydar Baş beyin MEM'deki önerileri uygulansa, vergiler indirilse, senyoraj hakkı kullanılarak üreticiler faizsiz kredilerle desteklense, üretim patlaması yapsak daha iyi olmaz mıydı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020