Irak'a asker gönderilecek mi'-6

Türkiye de birkaç defadır IMF ile işbirliği yaptı, fakat bir türlü ekonomisini düzeltemedi. Şimdi ise durum değişti. IMF şu anda Türkiye'ye kendisini Türkiye'ye başarı sağlayan bir örnek olarak göstermek istemektedir. Zaten büyük patronları da bunu belirtmiştir. Niyetleri ve sebebi ise gayet açıktır:

1- ABD Türkiye'yi bir örnek müslüman laik devlet ve Ortadoğu'da numine olarak göstermek istemektedir.

2- Numine devletin ekonomisi ise kesinlikle zor ve perişan durumda olmamalıdır.

3- Onun için Türkiye'nin muvakkat bir zaman dilimine mahsus olarak üvey evlat yerinden alınıp, kısmen de olsa has evlat muamelesi görmesi gerekmektedir. (Bu durum gaye ve isteklerine ulaşıncaya kadar ya da ulaşamayacaklarını anlayıncaya kadar devam edecektir!)

İşte gerek ABD'nin gerekse IMF'nin bize iyimser bakmasının başlıca sebepleri bunlar olsa gerek! Şimdi bakalım durumlar nasıl gerçekleşecek! Bekleyelim görelim!

Bizim şu anda sanki tek bir derdimiz var. O da ABD'nin işgalinden sonraki Irak'ta batağa saplanması ve her gün zayiat vermesidir. ABD bizden yardım istiyor! Bizim Irak'a büyükçe bir asker göndermemizi istemektedir. Çünkü her gün kendi askerlerinden birkaçı, Irak gizli savaşçıları tarafından öldürülmektedir. Bu bitmeyen tükenmeyen bezdirici, şaşırtıcı ve gizli direnişe karşı koskoca ABD teknolojisi ve savaş güçleri bir türlü başa çıkmamaktadır.

Üstelik devamlı olarak köyleri, kasabaları, şehirleri ve evleri basmakta ve sokaklarda neredeyse kıpırdayanı taramaktadırlar. Zavallı halk ne yapacağına şaşmış durumdadır. Acımazsızca davranan ABD askerleri yine de bu gizli durumla nasıl başa çıkacaklarını planlayamamaktadır...

İşgal sırasında kimseye aldırmayan, her millete ve devlete yüksekten bakan o büyük ABD, şimdi bütün dünyadan yardım istemektedir. Şu ana kadar yaklaşık olarak 30 kadar ülkeden 9-10 bin kadar bir asker gücü Irak'a gelmeyi kabul etmiş durumdadır. Tabii ki, bütün bu küçük devletler, ABD'ye yaranmak için birkaç yüz askerden ibaret birlikler göndermektedirler.

Bunun yanında, ABD'nin baskı ve etkisiyle, Güvenlik Konseyi'ne sunulan Irak Konseyi'nin tanınması teklifi, bire karşı 14 oyla kabul edilmiş oldu. Oylamada sadece Suriye müstenkif kaldı. Böylece BM de ABD Irak işgalini ve onun oluşturduğu Konseyi tanımış oldu. Bu sayede Cumhurbaşkanımızın isteklerinden biri de gerçekleşmiş oldu. Yani, BM, ABD işgalinin geliştirdiği sivil oluşumların en önemlisini, 25 kişilik Konseyi resmen tanımış ve onun faaliyetlerine hukiki yolu açmıştır. Demek ki ABD işgali merşuiyet kazanmış oldu.

Sonuç olarak, Türkiye çok hassas bir yerde çok hassas bir dönemden geçmektedir. Basiretli kararlar alması gerekmektedir. Kararlarında, sadece siyasi durumları kurtarmak yerine, topyekün içerikleri düşünmek gerekir. Uzun vadeli, ülkemize yakışır ve Türk Milletine layik kararların alınması gerekir. Bu kararlar gerek şu anda Türkiye'yi gerekse gelecekteki nesillerimizi de büyük çapta etkileyecektir. Siyasi rüzgarlara kapılıp da, ani verilen karalar daima gelecekte büyük zararlara sebep olmaktadır. Başkalarına dönük değil Türkiye'nin ve Türk milletinin menfaatlerine hizmet etmek gerekir.

Bunun yanında bu kararlarda herkesin sorumluluğu mevcuttur. Ama şu anda hükümet yapanlarda ve BM.M'mizi oluşturan siyasilerimizde daha da büyük bir sorumluluk mevcuttur. Medyamızın bazı kısımları, her zamanki gibi büyük çapta kendi düşüncelerini hatta, dıştakilerin düşüncelerini bile, bizlere kabul ettirmek çabasında buluncaktır. Ama milletimizin ve ülkemizin basiretlerinin bu defa da galip geleceğine inanmak durumundayız! (Son)