İspanya hak ederek Berlin'deki finale ilk bileti aldı. Maçtan önce herkes turnuvanın en güzel maçını izleyebileceğimizi söylüyordu.
Güzel maçtan kasıt ne olabilir diye düşündüm. Bence kastedilen büyük ihtimalle süratli bir maç olması idi.
Fakat ben oldum olası süratli oyunun futbolun estetiğini bozduğunu düşünüyorum. Tabii şunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Güzel bir maç oldu gerçekten. Fakat yine de çok süratli bir maç olmadı. İyi ki de olmadı. Şimdi bakın İspanya bir pas takımı ve bu özelliği ile de turu geçmesinin en temel nedeni.
Futbolun ikinci gerçeği bağlamında da İspanya, Fransa'ya çok üstündü. Maç boyunca İspanyollar hiçbir şekilde mevkilerini kaybetmediler. Fransa ise işin açıkçası dağıldı.
Maçın ilk düdüğü ile birlikte İspanya Fransa'ya nazaran daha hareketli ve istekli başladı.
İlk anlarda topa hakim olan taraf İspanya idi. Fakat golü bulan Fransa oldu.
Mbappe'nin ortasında Kolo Muani kafa ile golü attı. Golden sonra tempo artmadı.
Oyunda dengede devam etti. Her iki takım da top rakipteyken 1. bölgelerine çekildiler.
İkili mücadele düzeyi nispeten düşüktü. Fakat Fransa'da ön plana çıkan oyuncu yoktu.
Bir nebze Dembele göze çarpıyordu. Fakat bu düzeyde bir tek futbolcu ile maçı sürüklemek mümkün değil.
Nitekim Fransa da oyunu sürüklemede başarısız oldu. Bunun sonucu olarak İspanya 21 ve 25'te 2 gol buldu.
Şimdi bakın İspanya sağ tarafta Lamine Yamal ve sol tarafta Nico Williams diye iki genç bulmuş. Fakat olay bunun ile bitmiyor.
Bu iki gencin arkasında oynayan Cucurella ve Navas oyunları ile onları çok rahatlatıyor.
Özellikle Navas'ı tebrik ederim. Navas'ın karşısında Mbappe oynuyor. Fakat Navas oralı olmadı.
Sürekli ileri çıktı ve hücuma katkı verdi. Futbolda cesaret ne kadar önemli. Ayrıca bu sporda hücum ne kadar kıymetli.
İşte bu maçta Navas, Mbappe'yi kafasında büyütseydi ne hücuma katkı verirdi ne de iyi savunma yapabilirdi.
Bu arada şunu da söylemek lazım. Yamal'a bakıyorum ve bir de bizim Arda Güler'e bakıyorum. Arda, Yamal'dan 3 yaş büyük.
Fakat Yamal, fizik anlamda Arda'dan çok daha gelişmiş durumda. Ayrıca Yamal'ın attığı gol de çok şıktı.
Bu golden sonra ekranlara yansıyan görüntülerde Mbappe gole dudak büktü. Her halde kendisinin daha iyi bir gol atabileceğini düşünüyordu.
Mbappe bu gole dudak büktü ama kendisinin doğru düzgün ilk tehlikeyi yarattığı dakika 86 idi.
İspanya'nın ikinci golünde golü atan Olmo, Tchouameni'ye öyle bir çalım attı ki golün oluşmaması mümkün değildi. İkinci yarıya da göz atarsak şunları yazabiliriz.
Bu yarı Fransa canlanır gibi oldu. Bunda nihayet Kounde'nin Williams'ı durdurması etkili oldu.
Navas sakatlanıp çıkıp onun yerine Nacho sağ beke geçince de İspanya'nın sağ kanadının daha etkisizleştiği gayet rahatlıkla söylenebilir.
Fakat her şeye rağmen İspanya'yı ayakta tutan bir Fabian Ruiz vardı.
Orta sahada sıklıkla topa sahip olup oyunun temposunu başarılı şekilde düşürünce Fransa'nın oyuna hakim olma çabaları da anlamsızlaştı.
Fransa'nın dağıldığını gösteren en güzel an 90. dakikada gerçekleşti. Bu dakikada sol bek Hernandes oyunun gelişimi içinde bir sağ bekmiş gibi sağ taraftan hücum geliştirmeye çalışıyordu.
Bu şartlarda Fransa'nın bir mucize gol bulması da pek mümkün olmadığı için final biletini de İspanya aldı.
Evet sayın okurlar iyi olan taraf İspanya finale çıktı. Şimdi bakalım İspanya'nın rakibi İngiltere mi olacak yoksa Hollanda mı?
Hollanda daha takım oyunu oynayan bir ekip. Ben işin açıkçası İspanya Hollanda finalinde daha estetik bir futbol seyrederiz diyorum. O yüzden Hollanda'nın İspanya'ya rakip olmasını tercih ediyorum.
Güzel maçtan kasıt ne olabilir diye düşündüm. Bence kastedilen büyük ihtimalle süratli bir maç olması idi.
Fakat ben oldum olası süratli oyunun futbolun estetiğini bozduğunu düşünüyorum. Tabii şunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Güzel bir maç oldu gerçekten. Fakat yine de çok süratli bir maç olmadı. İyi ki de olmadı. Şimdi bakın İspanya bir pas takımı ve bu özelliği ile de turu geçmesinin en temel nedeni.
Futbolun ikinci gerçeği bağlamında da İspanya, Fransa'ya çok üstündü. Maç boyunca İspanyollar hiçbir şekilde mevkilerini kaybetmediler. Fransa ise işin açıkçası dağıldı.
Maçın ilk düdüğü ile birlikte İspanya Fransa'ya nazaran daha hareketli ve istekli başladı.
İlk anlarda topa hakim olan taraf İspanya idi. Fakat golü bulan Fransa oldu.
Mbappe'nin ortasında Kolo Muani kafa ile golü attı. Golden sonra tempo artmadı.
Oyunda dengede devam etti. Her iki takım da top rakipteyken 1. bölgelerine çekildiler.
İkili mücadele düzeyi nispeten düşüktü. Fakat Fransa'da ön plana çıkan oyuncu yoktu.
Bir nebze Dembele göze çarpıyordu. Fakat bu düzeyde bir tek futbolcu ile maçı sürüklemek mümkün değil.
Nitekim Fransa da oyunu sürüklemede başarısız oldu. Bunun sonucu olarak İspanya 21 ve 25'te 2 gol buldu.
Şimdi bakın İspanya sağ tarafta Lamine Yamal ve sol tarafta Nico Williams diye iki genç bulmuş. Fakat olay bunun ile bitmiyor.
Bu iki gencin arkasında oynayan Cucurella ve Navas oyunları ile onları çok rahatlatıyor.
Özellikle Navas'ı tebrik ederim. Navas'ın karşısında Mbappe oynuyor. Fakat Navas oralı olmadı.
Sürekli ileri çıktı ve hücuma katkı verdi. Futbolda cesaret ne kadar önemli. Ayrıca bu sporda hücum ne kadar kıymetli.
İşte bu maçta Navas, Mbappe'yi kafasında büyütseydi ne hücuma katkı verirdi ne de iyi savunma yapabilirdi.
Bu arada şunu da söylemek lazım. Yamal'a bakıyorum ve bir de bizim Arda Güler'e bakıyorum. Arda, Yamal'dan 3 yaş büyük.
Fakat Yamal, fizik anlamda Arda'dan çok daha gelişmiş durumda. Ayrıca Yamal'ın attığı gol de çok şıktı.
Bu golden sonra ekranlara yansıyan görüntülerde Mbappe gole dudak büktü. Her halde kendisinin daha iyi bir gol atabileceğini düşünüyordu.
Mbappe bu gole dudak büktü ama kendisinin doğru düzgün ilk tehlikeyi yarattığı dakika 86 idi.
İspanya'nın ikinci golünde golü atan Olmo, Tchouameni'ye öyle bir çalım attı ki golün oluşmaması mümkün değildi. İkinci yarıya da göz atarsak şunları yazabiliriz.
Bu yarı Fransa canlanır gibi oldu. Bunda nihayet Kounde'nin Williams'ı durdurması etkili oldu.
Navas sakatlanıp çıkıp onun yerine Nacho sağ beke geçince de İspanya'nın sağ kanadının daha etkisizleştiği gayet rahatlıkla söylenebilir.
Fakat her şeye rağmen İspanya'yı ayakta tutan bir Fabian Ruiz vardı.
Orta sahada sıklıkla topa sahip olup oyunun temposunu başarılı şekilde düşürünce Fransa'nın oyuna hakim olma çabaları da anlamsızlaştı.
Fransa'nın dağıldığını gösteren en güzel an 90. dakikada gerçekleşti. Bu dakikada sol bek Hernandes oyunun gelişimi içinde bir sağ bekmiş gibi sağ taraftan hücum geliştirmeye çalışıyordu.
Bu şartlarda Fransa'nın bir mucize gol bulması da pek mümkün olmadığı için final biletini de İspanya aldı.
Evet sayın okurlar iyi olan taraf İspanya finale çıktı. Şimdi bakalım İspanya'nın rakibi İngiltere mi olacak yoksa Hollanda mı?
Hollanda daha takım oyunu oynayan bir ekip. Ben işin açıkçası İspanya Hollanda finalinde daha estetik bir futbol seyrederiz diyorum. O yüzden Hollanda'nın İspanya'ya rakip olmasını tercih ediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Gabriel Sara neden var / 04.02.2025
- Curcuna / 03.02.2025
- Mahalle maçında olmaz / 31.01.2025
- Şampiyonluk hayal değil / 27.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025
- Uğursuz gün / 22.01.2025
- Fenerbahçe'de işler yolunda / 20.01.2025
- Muazzam ikinci yarı / 18.01.2025
- Dağılmadan ve sıkılmadan / 14.01.2025
- Curcuna / 03.02.2025
- Mahalle maçında olmaz / 31.01.2025
- Şampiyonluk hayal değil / 27.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025
- Uğursuz gün / 22.01.2025
- Fenerbahçe'de işler yolunda / 20.01.2025
- Muazzam ikinci yarı / 18.01.2025
- Dağılmadan ve sıkılmadan / 14.01.2025