"İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı…" diye başlayan Orhan Veli'nin ve Yahya Kemal'in; "Aziz İstanbul" şiiri İstanbul'u anlatan en güzel şiirler olarak bilinir.
Ne var ki İstanbul, şiirlerde anlatıldığı gibi kalmadı. Ne azizliği kaldı ne de şiirlerdeki cıvıl cıvıl hali.
Suriyelilerle birlikte 20 milyona yaklaşan İstanbul'u seviyorsanız, İstanbul'un geleceğini düşünüyorsanız gözlerinizi açın ve İstanbul'un feryadını görün. İstanbul'u yeniden şiirlere konu yaşanabilir bir şehir haline getirmek, sloganlarla değil uygulanabilir projelerle mümkündür.
Suriyelilerle birlikte 20 milyona yaklaşan İstanbul'u seviyorsanız, İstanbul'un geleceğini düşünüyorsanız gözlerinizi açın ve İstanbul'un feryadını görün. İstanbul'u yeniden şiirlere konu yaşanabilir bir şehir haline getirmek, sloganlarla değil uygulanabilir projelerle mümkündür.
Belediyeler, kenti vatandaşlara yaşamaya değer hale getirecek hizmetler sunmak için kurulmuştur. Vatandaşlara belediye hizmetlerinin yüksek standartta verilmesi gerekir. Yüksek standarttan kasıt çağın teknolojik imkânlarının zamanında vatandaşa sunulmasıdır. Bu da yeterli değil, bu hizmetlerin vatandaşlara zamanında verilmesi gerekir. Mesela dünyanın yıllar önce tamamladığı yeraltı ve yerüstü ulaşım ağını, şimdi yapıyor olmak maharet değil, görevin ihmalinin itirafıdır.
Anayasamızda, Türkiye Cumhuriyeti; Devleti bir "Sosyal Hukuk Devleti" olarak tanımlanmıştır. İnsanların ihtiyaçlarının karşılanması belediyeler için kanuni bir görev; vatandaşlar için de anayasal bir haktır. Bu hak anayasada yazılı olduğu için var olan bir hak değil; doğuştan gelen sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkıdır.
Bunun uygulanabilirliği uluslararası alanda on defa yapılan Milli Ekonomi Modeli Kongrelerinde bilim adamları tarafından enine boyuna tartışılmıştır. Neticede Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli tezi kanun (ispatlanmış tez) halini almıştır. Bu kitapta sosyal devlet anlayışındaki devlet; "aldığından bir kısmını veren el olma" değil; "aldığından daha fazlasını verebilme" anlayışı olarak ifade edilmektedir. İstanbulluların tam da buna ihtiyacı vardır.
İstanbul'u yönetmeye aday belediye başkan adayları arasında sadece Bağımsız Türkiye Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Selim Kotil; Milli Ekonomi Modeli'ni İstanbulluların hizmetine sunacağını kamuoyuna açıklamış ve bu çerçevede projelerini açıklamaya başlamıştır. İstanbul tarihinde ilk defa uluslararası bilim çevrelerince kabul görmüş Milli Ekonomi Modeli ile yönetilmeye aday durumuna gelmiştir.
İstanbul'u, Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan sosyal devlet anlayışı ve sosyal devlet projeleri ile yeniden şairlerin dilindeki "Aziz İstanbul" haline getirmek mümkündür. İstanbul'un geleceğini düşünüyorsanız; İstanbul'u dinleyin ama gözlerinizi sloganlara, karşılıklı siyasi atışmalara değil; bilime ve projelere açın.
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021