logo
19 NİSAN 2024

Kadına hangi gözle bakıyoruz?

08.03.2017 00:00:00
 Tahrif edilmiş İseviliğe göre; Hz. Âdem'in cennetten çıkarılışına sebep olarak eşi Hz. Havva gösterilmiş ve bütün kadınların bu günahın yükünü taşıdıklarına, bunun mirasçısı olduklarına inanılmıştı.
Eski İran'da yaygın olan Mazdek felsefesine göre kadın; havanın, suyun ve ateşin ortak kullanılması gibi ortak kullanılabilirdi. 
Budizm'in kurucusu olan Buda ise yaşadığı sürece kadınları dinine kabul etmemişti. 
İlk ve Ortaçağ Avrupa'sında ise kadınların ruhu olup olmadığı konusunda tartışmalar dahi yapılmıştı.
Kadını "köle" kabul eden anlayış, tarihte ilk olarak antik Grek kentlerinde ortaya çıktı. Hatta Grek kentlerinde fahişelik bir sanayi haline gelmiş, eşcinsellik yayılmıştı.
Atina demokrasileri ise kadını kölelerle bir tutar. Bir baba kızını istediği adama satardı.
Roma İmparatorluğu dönemi ise köleciliğe ve şiddete dayanıyordu. Roma hukukunda kadın, kölelerin bile altında idi. Çocukları üzerinde velayet hakkı yoktu. Evlat edinemezdi. Çocuklarının geleceğine karar veremezdi. Soy zincirinde yer almazdı. Baba dilerse çocuğu satar, annesine bir şey sormazdı. 


Türk geleneğinde
kadın:
Aynı dönemlerde Türk geleneğinin kadına müstesna bir yer verdiğini görüyoruz. Eski Türklerde kadın, gelin gittiği evin hak sahibi bir üyesi olurdu. Kocası ölürse, çocuklarının ve mallarının velayeti ona kalırdı. 
İtalyan seyyah Marco Polo, Türk kadınlarının dünyanın en temiz ve en ahlaklı kadınları olduğunu söyler. 
Eski Türklerde toplumu ilgilendiren siyasi konularda hakan kadar hatunun da yetki ve sorumluluğu vardı. Herhangi bir buyruğun uygulanması için hakanın yanı sıra hatunun da imzası olmalıydı. 
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk 1923 yılında, "Şuna inanmak lazım ki dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadın eseridir" diyerek kadının toplum içerisindeki önemini ve kıymetini ortaya koymuştur. 
Atatürk, 3 Nisan 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını, 5 Aralık 1934 yılında ise milletvekilliği seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını Türk kadınlarına verirken, çalışma ortamı ile ilgili kadınları koruyan birçok düzenlemeyi devreye koyarken halen birçok Batı ülkesinde kadının siyasi hakkı bulunmuyordu.
 
Kapitalizmin
kadına bakışı:
Liberal?kapitalist anlayışlara göre kadının özgürleşmesi demek, onun çalışma ortamına dâhil edilmesi demektir. Yoksa bu özgürlükten maksat, kadının siyasi haklar edinmesi, iktisadi olarak kimseye muhtaç olmayacak bir gelire devlet tarafından kavuşturulması veya sosyal faaliyetlerin ve organizasyonların içinde olması değildir. 
Kapitalizmin kadını sözde özgürleştirme adı altında üretime katılmasını istemesinin birkaç sebebi vardır. 
1- Kadın, daha ucuz ücretle çalıştırılmaktadır. 
2- Kadının çalışma ortamına yoğunluklu olarak katılması, işgücü oranını arttırarak ücretleri aşağıya çekmektedir. 
3- İhtiyaçları sınırsız gören kapitalizme göre kadının çalıştığı bir aile ortamında çocuk sayısı ister istemez ya hiç olmayacak ya da çok az sayıda olacaktır. Bu da nüfus kontrolü demektir. 
Kaynakları sınırlı, ihtiyaçları sınırsız gören kapitalizm, nüfusun artmasını büyük bir problem olarak kabul etmektedir. "anne" olan kadın yerine "fabrikada çalışan" kadın, yani "tüketime değil, üretime katkıda bulunan kadın" kapitalist modellerin hedefidir.
1857 yılında ABD'de New York'ta, 40.000 kadın dokuma işçisi, çalışma koşulları ve düşük ücretten dolayı 8 Mart günü greve başlayarak başkaldırmıştır. 16 Aralık 1977 tarihinde BM tarafından 8 Mart günü, "Dünya Kadınlar Günü" kabul edilmiştir. Yani kadınların özgürleştirilmeleri adı altında, üretimde adeta birer köle olarak kullanılmalarına karşı kadınların verdikleri mücadeleyi başlattıkları 8 Mart, dünyada artık kadınlar günüdür!
Özgürlüğü çalışmak olarak kadının önüne koyan kapitalizm, bu sayede "ucuz işgücü" için güzel bir fırsat elde etmiştir. Çalışmak zorunda olan kadın değil, istediği zaman çalışabilecek ama çalışmadığı halde de kimseye ihtiyaç duymadan asgari bir gelire sahip olan kadın özgürdür. 
Çalışmak zorunda olduğu için yeterince okuyamayan kadın özgür müdür; kendine, ailesine, dinlenmeye veya sosyal faaliyetlere yeterince vakit ayıramayan kadın, acaba ne kadar özgürdür?! Bu önemli sorunun cevabını, kapitalist?liberal modellerde "evet özgürdür" diye vermek mümkün değildir. 


Baba Devlet'in
kadına bakışı:
Türk Devletçilik anlayışında iktisadi ve sosyal hayatı yöneten devlet, "Baba Devlet"tir. Baba Devletin ise, kadına vereceği maddi destekler kadının çalışmasını, zorunluluk olmaktan çıkarmakta, bireysel bir tercih meselesi haline getirmektedir. İşte asıl özgürlük budur.
Kadının ekonominin büyümesi için en önemli vazifesi esasında üretmek değil, tüketmektir. Zaten ekonomilerin en büyük problemi tüketim problemidir. Sürekli büyüme için üretim mukabili tüketimin de olması şarttır. Oysa liberal-kapitalist modeller, birçok sebepten dolayı buna imkân tanımamaktadır. Baba Devlet ise, kadının gelir düzeyine katkıda bulunarak sadece onun hayatını güvence ve koruma altına almalıdır. Ayrıca ekonomilerde sürekli büyüme için gerekli olan "tüketim artışı"nı da devreye sokmaktadır...
Baba Devlet'in kadına bakışı, devleti var eden her insanına verdiği değerin bir göstergesi olarak, hayatının her aşamasında onu koruyan, hak ve hürriyetlerini yaşamasına müsaade eden ve bunları devlet garantisine alan bir devlet anlayışıdır. Bu sayede kadın, gerçek manada özgürlüğüne kavuşurken; kadının istismarına son verilmektedir. 


Kadın ve aile:
Aile kurumu ancak kadın ile koruma altına alınarak hem nesillerin iyi yetiştirilmesi, hem de milletlerin bekası sağlanabilmektedir. Evlilik ile başlayan erkek ve kadının birlikteliğinde, her şeyden önce fertlerin birbirlerine duydukları sevgiyi, bir kadının anne olarak çocuğuna duyduğu sevgiyi, çocuklarının ebeveynlerine karşı taşıdıkları sevgi, saygı ve güven duygusunu başka bir şeyin onlara yaşatması mümkün değildir. 
Bu sevgiden, bu aşktan ve bu güven duygusundan mahrum olan bireylerin, hayatlarında tam bir dengenin oluşması imkânsızdır. Aile, bireyler için, kendi mahremlerini paylaştıkları bir limandır. Aile, fertler için sevginin kaynağı, huzurun adresidir. Çocuklar için de duygusal gelişimlerini tamamladıkları okul gibidir.
Kadını yaşat ki medeniyet yaşasın!
 
Mustafa Doğan / diğer yazıları
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.