'İyimserler' olarak adlandırılan ekonomistler, son günlerde kafa karıştırıyorlar. Çünkü onların da kafası karıştı. IMF'den karışık, bulanık, iyi kötü arasında gidip gelen mesajlar veriliyor. IMF'nin tavrı böyle olunca, muhipler şaşırıyor. Ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilmez hale düşüyorlar. IMF'nin İcra Direktörler Kurulu'nda konuşan birinci başkan yardımcısı ve Türkiye uzmanı bayan Anne Krueger, ekonomimiz hakkında olumlu mesaj vermedi. Türk ekonomistler bunu, "IMF kıvırtmaya başladı" şeklinde özetlediler.Sözlerinin, taraftarlarını tedirgin ettiğini anlayan bayan Krueger, Avustralya'nın Sidney kentinde yaptığı "IMF'nin Modern Küresel Ekonomideki Rolü" başlıklı sunumda, Türkiye'ye olumlu mesajlar uçurdu. Dedi ki: "Türkiye'de reformlar IMF'nin bir programı ile desteklendi. Birbirini izleyen hükümetler reform programına etkileyici bir bağlılık gösterdiler. Sonuç olarak, son dönemdeki ilerleme kayda değer oldu". İşte bu sözler, hükümetin ve IMF'cilerin sevinmesine yetti, hatta artı bile.Aslında karışık mesajlar, kafa karıştırmalar, bir kriz sinyali olarak algılanmalıdır. Çünkü geçmişte de hep böyle olmuştu. "Yüksek faiz-düşük kur" politikasını ekonomiyi bir çıkmaza sürükledi. Bunu görmeyen kalmadı. Artık mızrak çuvala sığmıyor. İthalat patladı, cari açık tehlike sınırını çoktan aştı. IMF yetkilileri, çözüm olarak 'fiskal tedbirleri' teklif ediyor. Neymiş fiskal tedbirleri? Yatırımları durdurmak, devlet harcamalarını kısmak, halkın satın alma gücünü azaltmak. Bugüne kadar bunlardan başkası mı yapılıyordu? Hayır. Demek ki, anlayış hiç değişmiyor. Hastalığa çare, hasta eden mikrobu çoğaltmak gösteriliyor. Hatırlayacaksınız, 1 Ocak 2000 tarihinde uygulanmasına başlanılan 'kur çıpası' programı tutmadı. Fiyasko ile sonuçlanan bu program için bilim ve işadamları, politikacılar, ittifakla şöyle diyorlardı: "Bu program, Türkiye'nin tek seçeneğidir. Başka bir kurtuluş yolu yoktur". Bu kişilerin, söylediklerinin tam tersi bir ortaya çıktığı halde, yine susmadılar, yine ahkâm kesmeye devam ettiler. Halbuki bilim ve iş haysiyeti, halktan özür dilemeyi ve olacakları önceden haber verenleri tebrik etmeyi gerektiriyordu. Bu tebriği ziyadesiyle hak eden kişi Prof. Dr. Haydar Baş idi. Zira o, ta baştan programın yanlış olduğunu, ekonomiyi krize götürdüğünü söylemişti. Sonuç, onun dediği gibi oldu. O dönemde başbakan olan Bülent Ecevit, Dünya Bankası'ndan Kemal Derviş'i ithat etti ve ekonomi yönetiminin başına getirdi. Halka da şöyle seslendi: "Bundan sonra IMF'nin her dediğini yapmayacağız. Biz ulusal bir program hazırladık". Başbakan yardımcısı Mesut Yılmaz da, "ekonomik krize, IMF programına harfiyen uymamız neden oldu" dedi. Bunlara karşı Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle bir uyarıda bulundu: "Hem IMF ve Dünya Bankası'ndan borç para isteyeceksin, hem de ulusal program hazırlayacaksın. Bu olmaz. Bu kuruluşlar, ulusal programları desteklemezler. Gerçekten ulusal program hazırlanmak isteniyorsa, bunun ilk şartı, IMF ve Dünya Bankası'nı elin tersiyle itmektir". Bunları, aynı sürece tekrar girdiğimiz için hatırlatma gereği duyduk. IMF yetkililerinin ve yerli işbirlikçilerinin ağız değiştirmeleri, aynı süreç içerisinde olduğumuzun delilidir. Bakınız, halkın kafasını karıştıranlardan biri olan Asaf Savaş Akat ne diyor? "Pembe tablolar çiziliyor, herşey iyiye gidiyor deniliyor ya.... Sokaktaki insanın da kafası karıştı. 'Herşey iyiye gidiyorsa hani benim payıma düşen? Ben de payımı istiyorum' diyor". Sanki pembe tabloları çizen ve halkın kafasını karıştıranlar başkaları. Anlaşılan o ki, bu kişiler, kriz çıktığında geçmişte yaptıkları gibi yine pişkinliğe vuracak ve yine aynı yola ve yönteme devam edecekler. Niyetleri böyle. Ama şartlar çok değişti. Köprünün altından çok sular geçti. Bunu Anadolu'ya çıkınca anlayacaklar. Çünkü Türk milletinin önüne, ekonomik kurtuluşunun ve bağımsızlığının reçetesi olan "Milli Ekonomi Modeli" konulmuştur. Onun içindir ki, halkın kafası karışık değil, kafası karışık olanlar IMF'cilerdir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018

















































































