O stratejiyi bir de bana sor! Eşikteyiz? ABD ve sahadaki operasyon örgütü NATO'ya boyun eğiş mi? Yoksa Ortadoğu'da yeni bir düzenin anahtarı oluş mu?
1999'da "Türkiye kilit konumdadır" tespitinde bulunan Clintonların meramı, Asya kapılarını ABD'ye kapatan kilit olarak gördükleri Türkiye'yi bu kez anahtar olarak kullanmak.
Anahtar olmak var ama ah şu taktiklerin gözü kör olsun!
Türkiye kendi toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını koruyarak ve de özellikle ABD emperyalizmine karşı savunarak tarihi ve stratejik bir karar verme noktasına gelmiştir. Anahtar olacağız ama aynı zamanda cesur ve inisiyatifli bir kararla ABD için değil, ülkemizin menfaati için, geleceği için Asya kapılarını açacağız. Kendimiz için anahtar, Amerikan emperyalizminin Asya'ya uzanmasına karşı da kilit olacağız.
Türkiye, insanlığın ön cephesi AVRASYA platformunda stratejisini belirlemelidir.
Ülkemiz, öncelikle coğrafi konumu, sosyal yapısı, nüfus yapısı, kültürü, ordu-millet geleneği bakımından hem Avrasya hem de bir Akdeniz devletidir.
Avrasya virajındaki Türkiye'yi Batı yanlısı, Avrupa Birliği için can atan, Washington'a tam boyun eğen olarak kabul edenlerin sayısı oldukça kabarıktır. Bunu tersine çevirecek, tam bu kertede alacağımız karar olacaktır.
ABD'nin yedeğinden Avrasya'ya geçiş?
Bunun için sadece bölgesel değil, daha geniş anlamda uygarlıklar düzeyinde jeopolitik konumumuzu ciddi bir şekilde gözden geçirmemiz gerekmektedir.
Avrupa Asya arasında köprü olan Türkiye, bu rolüne uygun hareket etmelidir.
Yukarıda değindiğimiz gibi, Avrasya'da Türkiye, Asya kapısının kilididir. Emperyalizmin her devirde Türkiye'yi hedef almasının nedeni bu kilidi açmak içindir.
Bu konum bize önemli sorumluluklar yüklemektedir. Kurtuluş Savaşı'mızda da aynı sorumluluklarla mazlum uluslara umut kaynağı ve örnek olduk.
O halde;
Yeniden Cumhuriyet Devrimi rotasına girmemiz gerekiyor. Yeniden ATATÜRK'ün bölge merkezli dış politikası gündeme gelmeli; yeniden Gazi Mustafa Kemal'in "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine sahip çıkılmalıdır.
Öncelikle, İran, Suriye, Azerbaycan ve Irak'la oluşturulacak jeopolitik alanın, Avrasya jeopolitik güç odağıyla bütünleşmesi, Batı'ya karşı ve dahi Avrasya'ya meydan okuyan NATO'ya karşı bir güç oluşturacaktır.
Rusya'ya gelince, NATO'nun Doğu'ya doğru genişleme politikası bu ülkeyi ister istemez baskılamaktadır. Ankara-Moskova ilişkileri olumlu görüntü verse de Putin ve Trump arasındaki görüşmeler ve Suriye'de yer kapma politikaları bize temkinli olmamızı işaret ediyor.
Bir türlü öğrenemediğimiz jeopolitik yasaları, Türkiye üzerine oynan oyunlar yani yaşadıklarımız bize öğretmektedir.
Milletine hanidir kalk borusu çalan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Atatürk'e dönüş projelerinin gereğini yapmak için tüm şartlar oluşmuştur.
Dış güçler ve onların içimizdeki temsilcilerine rağmen büyük değişim ve dönüşüm başlamıştır yani:
"Hoş Geldin Atatürk" diyoruz.
1999'da "Türkiye kilit konumdadır" tespitinde bulunan Clintonların meramı, Asya kapılarını ABD'ye kapatan kilit olarak gördükleri Türkiye'yi bu kez anahtar olarak kullanmak.
Anahtar olmak var ama ah şu taktiklerin gözü kör olsun!
Türkiye kendi toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını koruyarak ve de özellikle ABD emperyalizmine karşı savunarak tarihi ve stratejik bir karar verme noktasına gelmiştir. Anahtar olacağız ama aynı zamanda cesur ve inisiyatifli bir kararla ABD için değil, ülkemizin menfaati için, geleceği için Asya kapılarını açacağız. Kendimiz için anahtar, Amerikan emperyalizminin Asya'ya uzanmasına karşı da kilit olacağız.
Türkiye, insanlığın ön cephesi AVRASYA platformunda stratejisini belirlemelidir.
Ülkemiz, öncelikle coğrafi konumu, sosyal yapısı, nüfus yapısı, kültürü, ordu-millet geleneği bakımından hem Avrasya hem de bir Akdeniz devletidir.
Avrasya virajındaki Türkiye'yi Batı yanlısı, Avrupa Birliği için can atan, Washington'a tam boyun eğen olarak kabul edenlerin sayısı oldukça kabarıktır. Bunu tersine çevirecek, tam bu kertede alacağımız karar olacaktır.
ABD'nin yedeğinden Avrasya'ya geçiş?
Bunun için sadece bölgesel değil, daha geniş anlamda uygarlıklar düzeyinde jeopolitik konumumuzu ciddi bir şekilde gözden geçirmemiz gerekmektedir.
Avrupa Asya arasında köprü olan Türkiye, bu rolüne uygun hareket etmelidir.
Yukarıda değindiğimiz gibi, Avrasya'da Türkiye, Asya kapısının kilididir. Emperyalizmin her devirde Türkiye'yi hedef almasının nedeni bu kilidi açmak içindir.
Bu konum bize önemli sorumluluklar yüklemektedir. Kurtuluş Savaşı'mızda da aynı sorumluluklarla mazlum uluslara umut kaynağı ve örnek olduk.
O halde;
Yeniden Cumhuriyet Devrimi rotasına girmemiz gerekiyor. Yeniden ATATÜRK'ün bölge merkezli dış politikası gündeme gelmeli; yeniden Gazi Mustafa Kemal'in "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine sahip çıkılmalıdır.
Öncelikle, İran, Suriye, Azerbaycan ve Irak'la oluşturulacak jeopolitik alanın, Avrasya jeopolitik güç odağıyla bütünleşmesi, Batı'ya karşı ve dahi Avrasya'ya meydan okuyan NATO'ya karşı bir güç oluşturacaktır.
Rusya'ya gelince, NATO'nun Doğu'ya doğru genişleme politikası bu ülkeyi ister istemez baskılamaktadır. Ankara-Moskova ilişkileri olumlu görüntü verse de Putin ve Trump arasındaki görüşmeler ve Suriye'de yer kapma politikaları bize temkinli olmamızı işaret ediyor.
Bir türlü öğrenemediğimiz jeopolitik yasaları, Türkiye üzerine oynan oyunlar yani yaşadıklarımız bize öğretmektedir.
Milletine hanidir kalk borusu çalan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Atatürk'e dönüş projelerinin gereğini yapmak için tüm şartlar oluşmuştur.
Dış güçler ve onların içimizdeki temsilcilerine rağmen büyük değişim ve dönüşüm başlamıştır yani:
"Hoş Geldin Atatürk" diyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023