2002 seçimlerinden önce Sayın Başbakan “IMF politikalarını kamçısız uygulayacağız” demişti. Kamçıdan kasıt borçtu. “Borç yiğidin kamçısıdır” sözünden hareketle bu ifadeyi kullandığını düşünüyoruz.
Geçenlerde IMF’ye borcun bittiği açıklandı. Ama IMF modeli dışında hangi modelin uygulanacağı açıklanmadığına göre IMF politikalarına tam gaz devam edilecektir. Yalnız bir farkla, bu sefer yapılacak stand-by anlaşmalarıyla değil, tamamen kendi iradeleri ve IMF’ye olan inançlarıyla ekonomiye yön verecekler.
Hükümet eğer bir ekonomi modeline sahip olsaydı IMF’ye borcun bitirilmesi anlamlı olabilirdi. O vakit ülkemizin refah düzeyinde hissedilir bir artış kaydedilirdi. Ama eski tas eski hamam olacağı hatta daha da kötü bir noktaya geleceği kesindir. Hükümet mademki IMF’ye borcunu bitirdi şu sorulara cevap vermelidir:
Borç bittiğine göre IMF’nin hangi uygulamaları iptal edilecektir?
IMF buyruklarının en karakteristik özelliği olan kemer sıkma politikaları terk edilecek mi?
IMF’nin olmazsa olmazlarından olan özelleştirmeler yapılmaya devam edilecek mi?
Krizlerin faturası emekli, dul, yetim, işçi, memur, çiftçi ve kısaca gariban Anadolu insanının sırtına bindirilecek mi?
Tarım ürünlerine konan tahditler kaldırılacak mı?
IMF’nin talimatlarıyla oluşturulan bütçeler bundan sonra nasıl yapılacak? IMF öncesi sonrası olacak mı?
Sorular, sorular… uzayıp gidiyor. Ama maalesef hiçbirinin cevabı yoktur.
Öyle bir hava estiriliyor ki sanki ülke bütün iç ve dış borçlarını ödemiş zannedersin ki dünyanın en müreffeh ülkesi ve milleti olmuşuz. Hepsi palavra. Resmi rakamlara göre 900 milyar TL (eski parayla 900 katrilyon) iç ve dış borç milli güvenliğimizi tehdit edecek boyutları çoktan aşmıştır.
Prof. Dr. Haydar Baş, IMF’ye “geri dön marş marş” derken bir modele dayanarak söylüyordu. Milli Ekonomi Modeli uygulamaları IMF’nin süründüren baldıran zehrini bünyemizden söküp atarak yepyeni ve dipdiri bir sistem getirmektedir. Oysa AKP hükümeti IMF politikalarına mahkum bir acziyet ve fikir fukaralığı derekesinde debelenmektedir.
Geçenlerde IMF’ye borcun bittiği açıklandı. Ama IMF modeli dışında hangi modelin uygulanacağı açıklanmadığına göre IMF politikalarına tam gaz devam edilecektir. Yalnız bir farkla, bu sefer yapılacak stand-by anlaşmalarıyla değil, tamamen kendi iradeleri ve IMF’ye olan inançlarıyla ekonomiye yön verecekler.
Hükümet eğer bir ekonomi modeline sahip olsaydı IMF’ye borcun bitirilmesi anlamlı olabilirdi. O vakit ülkemizin refah düzeyinde hissedilir bir artış kaydedilirdi. Ama eski tas eski hamam olacağı hatta daha da kötü bir noktaya geleceği kesindir. Hükümet mademki IMF’ye borcunu bitirdi şu sorulara cevap vermelidir:
Borç bittiğine göre IMF’nin hangi uygulamaları iptal edilecektir?
IMF buyruklarının en karakteristik özelliği olan kemer sıkma politikaları terk edilecek mi?
IMF’nin olmazsa olmazlarından olan özelleştirmeler yapılmaya devam edilecek mi?
Krizlerin faturası emekli, dul, yetim, işçi, memur, çiftçi ve kısaca gariban Anadolu insanının sırtına bindirilecek mi?
Tarım ürünlerine konan tahditler kaldırılacak mı?
IMF’nin talimatlarıyla oluşturulan bütçeler bundan sonra nasıl yapılacak? IMF öncesi sonrası olacak mı?
Sorular, sorular… uzayıp gidiyor. Ama maalesef hiçbirinin cevabı yoktur.
Öyle bir hava estiriliyor ki sanki ülke bütün iç ve dış borçlarını ödemiş zannedersin ki dünyanın en müreffeh ülkesi ve milleti olmuşuz. Hepsi palavra. Resmi rakamlara göre 900 milyar TL (eski parayla 900 katrilyon) iç ve dış borç milli güvenliğimizi tehdit edecek boyutları çoktan aşmıştır.
Prof. Dr. Haydar Baş, IMF’ye “geri dön marş marş” derken bir modele dayanarak söylüyordu. Milli Ekonomi Modeli uygulamaları IMF’nin süründüren baldıran zehrini bünyemizden söküp atarak yepyeni ve dipdiri bir sistem getirmektedir. Oysa AKP hükümeti IMF politikalarına mahkum bir acziyet ve fikir fukaralığı derekesinde debelenmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cihat Tekin / diğer yazıları
- İkinci Trump dönemi nelere gebe? / 11.11.2024
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024