Hicrî 61 yılı…
Irak topraklarında, Kerbelâ adlı küçük bir çöl…
Yezid'in 30 bin kişilik ordusu karşısında, sadece 72 yürekli insan.
Bu, tarihin gördüğü en orantısız ama en onurlu direniştir.
Bir yanda saltanatın kılıcı, diğer yanda ilahî adaletin sesi.
Hz. Hüseyin, haksızlığa boyun eğmedi; zulme rıza göstermedi.
Onun susuzluğu, insanlığın vicdanında yankılandı.
Kerbelâ, vicdanın mesajdır:
"Zulüm kimden gelirse gelsin, mazlum kim olursa olsun, hak onun yanındadır."
Bu direniş, yüzyıllar sonra bile zalimlerin korkusu, mazlumların umudu olmaya devam ediyor.
Kerbelâ...

Susuzluğun, kederin ve adaletin en büyük sınav yeri...
Bu toprak, sadece kanla değil, imanla yoğrulmuş bir topraktır.
Bir yanda zulmün ordusu, diğer yanda adaletin simgesi Hz. Hüseyin ve az sayıdaki Ehlibeyt erleri…
Yezid'in hırsı, insanlığın yüz karası oldu.
Çocuklar, kadınlar, masumlar susuz bırakıldı…
Fırat, birkaç adım ötedeydi ama Hüseyin'in ellerine yasaktı.
Kerbelâ bize bir şeyi öğretiyor:
Zulüm karşısında susmak, zulmün bir parçası olmaktır.
Kerbelâ bize direnişi, sabrı ve hakikat uğruna can vermeyi öğretir.
Bugün bizlere düşen, o kanlı çölün mesajını taşımaktır:
"Her gün Aşura'dır, her yer Kerbelâ'dır."
"Kerbelâ'nın Mesajı: Zulme Boyun Eğme!"
Kerbelâ sadece bir tarih değil, bir vicdan muhasebesidir.
Hz. Hüseyin'in kanı, zalimlere karşı bir ebedî haykırıştır.
O, Yezid'in zulmüne karşı bir iktidar değil, bir ilke mücadelesi verdi.
"Ben ıslah için geldim" dedi, "dedem Resûlullah'ın ümmetini diriltmek için…"
Kerbelâ'da kılıç kazandı sanıldı, ama aslında hakkın sesi kazandı.
Zulüm, Fırat'ı kapattı ama Hüseyin'in adını susturamadı.
Çünkü Hüseyin ölmedi, hakkın yaşadığı her kalpte o diridir.
"Zulme Lanet, Hüseyin'e Selâm"
Her yıl Muharrem geldiğinde Kerbelâ yeniden yaşanır.
Çünkü her çağda bir Yezid çıkar,
ve her çağda bir Hüseyin duruşu gerekir.
Kerbelâ'nın kederi, bizim vicdanımızdır.
Her gözyaşı, bir yemin gibi akar dudaklardan:
"Zulme rıza yok, Hüseyin'in yolundan sapmak yok!"
Kerbelâ, sadece geçmişin değil, bugünün mücadelesidir.
Hüseyin yaşar; çünkü hakikat ölmez.
Ve bizler, Kerbelâ'nın mesajını taşırız:
Adalet, insanlığın onurudur.
Kerbela'dan İmam Hüseyin'in huzurundan tüm canlara selamlar...
Irak topraklarında, Kerbelâ adlı küçük bir çöl…
Yezid'in 30 bin kişilik ordusu karşısında, sadece 72 yürekli insan.
Bu, tarihin gördüğü en orantısız ama en onurlu direniştir.
Bir yanda saltanatın kılıcı, diğer yanda ilahî adaletin sesi.
Hz. Hüseyin, haksızlığa boyun eğmedi; zulme rıza göstermedi.
Onun susuzluğu, insanlığın vicdanında yankılandı.
Kerbelâ, vicdanın mesajdır:
"Zulüm kimden gelirse gelsin, mazlum kim olursa olsun, hak onun yanındadır."
Bu direniş, yüzyıllar sonra bile zalimlerin korkusu, mazlumların umudu olmaya devam ediyor.
Kerbelâ...
Susuzluğun, kederin ve adaletin en büyük sınav yeri...
Bu toprak, sadece kanla değil, imanla yoğrulmuş bir topraktır.
Bir yanda zulmün ordusu, diğer yanda adaletin simgesi Hz. Hüseyin ve az sayıdaki Ehlibeyt erleri…
Yezid'in hırsı, insanlığın yüz karası oldu.
Çocuklar, kadınlar, masumlar susuz bırakıldı…
Fırat, birkaç adım ötedeydi ama Hüseyin'in ellerine yasaktı.
Kerbelâ bize bir şeyi öğretiyor:
Zulüm karşısında susmak, zulmün bir parçası olmaktır.
Kerbelâ bize direnişi, sabrı ve hakikat uğruna can vermeyi öğretir.
Bugün bizlere düşen, o kanlı çölün mesajını taşımaktır:
"Her gün Aşura'dır, her yer Kerbelâ'dır."
"Kerbelâ'nın Mesajı: Zulme Boyun Eğme!"
Kerbelâ sadece bir tarih değil, bir vicdan muhasebesidir.
Hz. Hüseyin'in kanı, zalimlere karşı bir ebedî haykırıştır.
O, Yezid'in zulmüne karşı bir iktidar değil, bir ilke mücadelesi verdi.
"Ben ıslah için geldim" dedi, "dedem Resûlullah'ın ümmetini diriltmek için…"
Kerbelâ'da kılıç kazandı sanıldı, ama aslında hakkın sesi kazandı.
Zulüm, Fırat'ı kapattı ama Hüseyin'in adını susturamadı.
Çünkü Hüseyin ölmedi, hakkın yaşadığı her kalpte o diridir.
"Zulme Lanet, Hüseyin'e Selâm"
Her yıl Muharrem geldiğinde Kerbelâ yeniden yaşanır.
Çünkü her çağda bir Yezid çıkar,
ve her çağda bir Hüseyin duruşu gerekir.
Kerbelâ'nın kederi, bizim vicdanımızdır.
Her gözyaşı, bir yemin gibi akar dudaklardan:
"Zulme rıza yok, Hüseyin'in yolundan sapmak yok!"
Kerbelâ, sadece geçmişin değil, bugünün mücadelesidir.
Hüseyin yaşar; çünkü hakikat ölmez.
Ve bizler, Kerbelâ'nın mesajını taşırız:
Adalet, insanlığın onurudur.
Kerbela'dan İmam Hüseyin'in huzurundan tüm canlara selamlar...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- ‘Kan ve Keder Toprağı: Kerbelâ’ / 11.11.2025
- İmam Ali’nin huzurunda / 09.11.2025
- Lain Hakem bin Ebi'l As / 25.07.2025
- Büreyde b. Husayb el-Eslemi / 18.07.2025
- Hz. Fatıma’nın gerdanlığı / 13.07.2025
- Adil İmam / 25.06.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- İmam Ali’nin huzurunda / 09.11.2025
- Lain Hakem bin Ebi'l As / 25.07.2025
- Büreyde b. Husayb el-Eslemi / 18.07.2025
- Hz. Fatıma’nın gerdanlığı / 13.07.2025
- Adil İmam / 25.06.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025


















































































