logo
19 NİSAN 2024

Kanlı Noel…

29.12.2020 00:00:00
'Kanlı Noel…' seslendirme dosyası:

Kıbrıs'ı yurt edinen soydaşların, en büyük hayal kırıklıkları 'Adalı' dedikleri yerleşik Rumların dışında, Yunanistan'dan gelerek ortalığı karıştıran EOKA çeteleri olmuştur. Kıbrıs, Türkler tarafından fethedildiği günden bu yana huzur yüzü görmemiş; Türkleri Anadolu topraklarından atmayı hedef edinmiş gizli örgütler, Atalarının izinde büyük Roma İmparatorluğu hayalinin peşinden koşmaya devam etmişlerdir. 

Türk halkına yapılan Kanlı Noel baskını Kıbrıs'taki ne ilk, ne de son soykırım teşebbüsüdür. Yakın tarihimizde yaşanan, belleklerimize işlemiş, ortak paydaları olmayan insanların dost olamayacaklarını gösteren olaylardan sadece biridir. 

1963 Noel'i öncesi Lefkoşa'nın Kumsal mahallesinde Türklerin yaşadığı yerleri basarak kolay kolay unutulmayacak bir vahşet örneği sergilemişlerdir. Baskın sonrası Türk Mukavemetçiler; İrfan Bey sokağının iki numaralı şirin evine, kırılmış kapıdan girdikleri zaman gözyaşlarını tutamamışlardı. 

Banyo küvetinde bir kadın; üç oğlu ile öldürülmüş olarak kanlar içinde yatıyordu.

* * *

Mürvet Hanım ve çocuklarının banyo küveti içindeki kanlı fotoğrafı uzun yıllar Kıbrıs davasının konuşulduğu her yerde afiş oldu… Rum vahşetini münferit olarak gören tüm ülkelere ibret vesikası olarak sunuldu. 

Ben Kıbrıs'ı ve Rauf Denktaş'ı ilk kez tel örgüleri, kum dolu variller arasında; keskin nişancıların Türkleri avlamaya çalıştıkları bir sınırda gördüm. Daha sonra da Cumhurbaşkanlığı döneminde gittiğimiz izcilik çalışmalarında ziyaret ettik. 

Kıbrıs'a sahip çıkmayan ve yardımları gereksiz bulan siyasi iktidarlar gördük.

Kıbrıs Türk kesimini yalnız ve çaresiz bırakan, Kıbrıs davasını sürüncemede bırakarak sürekli erteleyen siyasetçileri izledik. 

Bu kadar güzel bir bölge Türkiye'nin Havai'si yapabilecekken, portakal ve narenciyesinin değerlendirilmesini, her Türk gencinin ibret müzesini görmesi gerekirken tüm bunlara boş vermişiz. Kumar ve seks ticaretinin yapıldığı, uyuşturucu baronlarının ve silah tüccarlarının buluşma noktası olmuş. Türkiye'deki üniversite açığını kapamak için özel üniversitelerin cenneti olmuş. 

Kısacası, Kıbrıs'ı bir Türk toprağı olarak görmedik ve bağrımıza basmadık. Ada halkını kendi kaderi ile baş başa bıraktık. Bunun adına da özgürlük dedik. Allah'tan Türk ordusu sıkışık her dönemde imdada yetişti de bazı ihtiyaçlar giderildi. 

Bugün adada savaşmış ve bir avuç kalmış Türk Mukavemetçileri; örgütlenip, gençlere özgürlüğün hangi koşullarda kazanıldığını, Rumlarla ortak bir devlet kurmanın zorluklarının neler olduğunu anlatmaya, bağımsızlık mücadelesinde söyledikleri marş ve türküleri öğretmeye uğraşıyorlar. Rehavete kapılan, Türkiye'yi Rumlar ile işbirliği yapma konusunda engel olarak gören Soros Vakfı'ndan yetişmiş gençleri ikna etmeye çalışıyorlar. 

* * *

Düşmanlıklar bitti mi? 

Elbette hayır. "Megalo İdea" yunan eğitiminin bir parçası olmaya devam ettikçe, tarih kitaplarında Türkler zalim ve barbar olarak anlatıldıkça bitmeyecek. Biz de saf saf Akdeniz'i dostluk ve barış denizi yapma sevdası peşinde koştukça, gerçeğin şamarını yüzümüze yemeye devam edeceğiz.

Oysa bizim hiç de 'Batı Trakya Türk toprağıdır, oraları geri almak görevimizdir, 12 ada bizim hakkımızdır' gibi ders kitaplarımıza kadar yansıyan bir büyük iddiamız olmamıştır. 

Temel felsefesi, "dünya barışı ve dünya arkadaşlığı" olan, iyi vatandaşlar yetiştirdiği için milli, iyi insanlar yetiştirdiği için milletlerarası bir hareket olan uluslararası izci kamplarında bile düşmanlığın izlerini gördük. Her gece yıkılan Türk standını ertesi günü yeniden kurduk. Bayraklarımızı çalanların iğrenç davranışlarına şahit olduk. 

Boğulmaktan kurtardığımız bir Rum izcisi bile bize, hayatını bize borçlu olmaktan büyük bir zül duyduğunu söylemeden edemedi. 'Keşke ölseydim…' diyecek kadar beyninin yıkanmış olduğunu gördük. 

* * *

Bütün bunları düşmanlık tohumlarını yeşertmek için yazmıyorum.  Yezid'in düşmanlığı ile Ehlibeyt'in başına gelenleri düşünüp, Noel'i birleştirince aklıma gelenleri parmaklarım böylesine yazıya döktü. Noel'in bir suçu yok ama onun kutsallığına inanan insanların yarattığı vahşetin, mezalimin, utancın ve düşmanlığın din ile,  dil ile, ırkı ile alakasını kurmaya çalışıyorsunuz. 

Bize düşen bu gerçekleri unutmadan, dostu-düşmanı birbirinden ayırarak, kendi ülkemize ve milli değerlerimize, birliğimize sahip çıkarak yaşamak… Koruma içgüdümüzü ve güvenlik ayarlarımızı her an canlı tutarak, 'su uyur, düşman uyumaz…' sözünü hatırlamak zorundayız. 

Öyle görünüyor ki, dünya hiçbir zaman bizim hayal ettiğimiz gibi süt liman bir yer olmayacak. Kötüler iyileri yok etmeye, hırsızlar çalmaya, muhterisler güzellikleri almaya çalışacaklar.

Bu kadar güzel bir vatana sahip olmanın bir bedeli var. Bu bedel de kendimizden başkasına güvenmemek; her söylenene inanmamak; lüks bir hayat özlemi içinde, kendi kaynaklarımızı yabancılara peşkeş çekmemek olmalı. Bizzat kendimiz çalışarak işlemek; gelirini kardeşçe bölüştürerek güçlü olmamız ile mümkün. Ancak ondan sonra Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesine hizmet edebiliriz. 

Bu da ancak çizmeleri giyip, kılıçlarımızı kuşanarak saraydan yurdu korumak için savaşa hazır olduğumuzu göstermemizle mümkün olur.

Aksi takdirde biz daha çok kanlı Noeller yaşarız… Hayat bize yine zehir olur…

 
Taner Tümerdirim / diğer yazıları
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.