Kayseriliye de mi lolo' Yemezler

Yeni ürün loloşumcuların lideri İpekçizade Cem ilk lolo denemesini seçim bölgesi olan Kayseri'de gerçekleştirdi.

(Daha sonra unuturum, şimdiden belirteyim. Lolo; Gösteriş, tafra. "Bize de mi lolo")

Seçim bölgesi olan Kayseri'ye seçildiğinden bu yana çok ender uğrayan İpekçizade Cem, burada mahşeri bir kalabalık tarafından karşılandı.

Kalabalığın mahşeri olmasından rahatsız olan İpekçizade Cem,

Mahşer, öte alemi,

Öte alem, ölümü,

Ölüm ise 3 yıldır aç bîilaç bırakılan insanların hesabının verilmesi anlamına gelir, ya bu mahşeri kalabalığı dağıtır, normal seviyeye, 100 kişiye indirirsiniz, ya da ben gider ilk lolomu bir Yunan adasında yaparım tehdidinde bulundu. İpekçizade Cem'e ilk destek adetten olduğu üzre korumalarından geldi.

İşin ciddiyetini gören, her biri sahasında uzman, fizikî olarak azman, biraz Heman biraz kazman Kars ve Kağızman korumalar, yüzden fazla kişileri alandan uzaklaştırmaya başladılar.

Üç yıldır yüzüne hasret kaldığımız İsmail'imizden bizi mahrum bırakmayın

Nayır nolamaz,

Bizi kimse yolamaz,

Seni gidi yaramaz

deyip ille de alana girmek isteyenleri zor kullanarak uzaklaştırmaya çalışan korumalar, daha fazla ısrar edene de birden fazla olmamak şartıyla okkalı cinsinden yumruk attılar.

Daha sonra basın mensuplarının; mahşerden çok mu korkuyorsunuz? Sorusuna

İpekçizade Cem;

"Korktuğumdan değil, dini siyasete elet etmemek için böyle yaptım" yanıtını verdi.

Verdi ama olan olmadı.

Korumaların mahşeri/dünya ötesi kalabalığı dağıtmada başarısız olması üzerine devreye Çevik Kuvvet girdi.

Çevik Kuvvetin devreye girmesiyle sigortalar attı.

Her seferinde Papandreu'yu yanında görmeye alışık olan vatandaşlardan bir kısmı de Kayseri'nin nesi eksik ki, Papi'yi getirmedin? diye sorarak İpekçizade'yi yuhaladıkları gözlendi.

Bunun üzerine bir açıklama yapan İpekçizade Cem, Papi'nin şu anda Sisam adasında kirvelik yaptığı için gelemediğini en kısa zamanda yani üç sene sonra bir daha Kayseri'ye gelince mutlaka Papi'yi de getireceğine söz vermesi üzerine ortam yumuşadı. (Buradaki yumuşama günlük kullanımdaki anlamda kullanılmıştır)

Üç yıldır işyerimi kapatıp Erçiyes'in en tepe noktasında yolunu gözlüyordum, niye bu kadar geciktin? diyen bir vatandaşın, işyerini işlerin durduğundan değil de, IMF buyurduğundan kapatmış olduğu zannedilmiş, meğer öyle değilmiş. (bu son cümleyi atabilir, satabilir, hatta yok bile sayabilirsiniz. Benim de içime sinmedi)

Bir başka vatandaşın İpekçizade Cem'e; Buraya hangi yüzle geldin? diye sordu.

Uzun bir düşünceden sonra "anımsayamadım" diye cevap veren İpekçizade Cem, uğradığı bir dükkanda bir dilim pastırma da yedi.

Cem'in dükkan sahibine; "aslında bu bir dilim pastırmayı yemem programımda yoktu ama senin hatırın için yedim" demesi, bazı vatandaşların gözlerini yaşarttı.

Bir başka vatandaşın; şu ana kadar ne yaptın? Diye sorması üzerine

İpekçizade Cem icraatlarını şöyle sıraladı.

Her fırsatta Papandreu ile bir araya geldim, Papandreu ile horon teptim, Papandreu ile "İzmir'in Kavakları"nı" hem de Yunanca söyledik, Papandreu ile Sisam adasına yat seferleri düzenledik, Papandreu ile yurtdışı gezileri düzenledik

Dedi ve ekledi,

Daha ne yapacaktım?

Tam da bu anda coşan yüz kişilik natimahşeri kalabalık hep bir ağızdan; "Cem and Yorgo, where are you going to go", diye slogan attı.

Yüz kişilik kalabalığın özenle, itinayla, titizlikle (hepsi aynı kapıya çıkar) seçildiği bir fabrikanın işçileriyle öğle yemeği de yiyen İpekçizade Cem, işçilere; Türk yemeklerini özlemişim. Yunan mutfağı bir tuhaf, Türk yemeklerinin kıymetinin bilin diye salık verdi.

Tam bu sırada bir işçi de İpekçizade Cem'e yeni soyulmuş bir salatalık verdi.

Kendisine niye böle yaptığı sorulan işçi, aşçımız yeni, bu hafta salık yapmadı, ben de salatalık verdim, dedi.

Bir vatandaşın niye İsmail Cem olarak anılıyorsunuz? Size İpekçi denmesinden rahatsız mı oluyorsunuz? Sorusuna ise İpekçizade Cem; "İpekçi ipek satan demek, siyaseti şahsi çıkar için kullanmak istemediğim için, bana İpekçi diye hitap edilmesini istemedim" cevabı verdi. Evet sevgili Şam tatlısı Şam'da yenir diyenler durum böyle.