Kerbela’dan izinle ayrılan tek kişi
Bu savaşa İmam Hüseyin (a.s.) yanında yer alıp da daha sonra ondan izin alarak ayrılan bir kişi vardır
03.12.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Bu savaşa İmam Hüseyin (a.s.) yanında yer alıp da daha sonra ondan izin alarak ayrılan bir kişi vardır.
Zehhak İbn-i Abdillah'il Meşrikî adında biri İmam Hüseyin'in (a.s.) yanına gelerek şöyle dedi: "Ben senin yanında savaşan biri kaldığı müddetçe seninle savaşacağım. Ama bir kimse kalmazsa benim ayrılmama izin vereceksin" dedi.
İmam Hüseyin (a.s.), "Olur" dedi.
Zehhak, Hüseyin (a.s.)'ın ashabının bir bir öldürüldüğünü görünce atını çadırlardan birine sakladı ve piyade olarak savaştı.
Hüseyin (a.s.) yalnız kalınca da, "Ben sözümde durdum" dedi.
Hüseyin (a.s.) ona şöyle dedi: "Evet, sen artık kurtulabilirsini"
O da atını çadırdan çıkardı, atına bindi ve kaçtı.
Ömer b. Sa'd, Rebab bint-i İmriü'l-Kays' ın azadlısı Ukbe b. Sem'an'ı yakalamıştı.
Ona, "Sen necisin?" diye sordu.
Ukbe, "Ben köleyim" deyince, serbest bıraktı.
Murakka b. Sümametü'l-Ezdi de, kavminden bazı kişilerle birlikte Hz. Hüseyin (a.s.)'ın yanına gelmiş bulunuyordu.
Murakka okları yayar ve iki dizinin üzerine gelip savaşırdı. Kûfe leşkeri ona, "Sana eman verilmiştir, yanımıza gel" dediler. Yanlarına varınca Ömer b. Sa'd onu bilgi versin diye İbn-i Ziyad'a yollamıştı.
Kerbela faciasının ardından yaşanan gelişmeler
Kerbela faciasının ardından, erkeklerden İmam (a.s.)'ın iki oğlu dışında başka kurtulan olmadı. Birisi, Zeynelâbidin, diğeri ise dört yaşındaki oğlu Ömer'dir.
Hâşimoğulları'nın kadınları bir ümit içinde İmam (a.s.)'ın tekrar yanlarına gelmesini bekliyorlardı.
Kûfeli Ethem'den şöyle nakledilmiştir:
"İmam Hüseyin (a.s.) öldürüldüğü sırada havayı bir toz bulutu sardı. O kadar ki, dünya karanlıklara boğuldu. Dünya halkı, "Bu kıyamet alametidir" diyerek istiğfara başladılar. O toz yukarılara çıktıkça Hz. Hüseyin (a.s.)'ın atı, yelesini kan rengine boyayarak çadıra doğru yüz tuttu.
Ehl-i Beyt'in hatunları o atın yelesini kanlı ve üzerinde şehzadenin bulunmadığını görünce, figân etmeye, ağlayıp hıçkırmaya başladılar."
Hz. Zeyneb, kardeşinin katliamından sonra şöyle feryad ediyordu:
"Ah Muhammed! Ah baba! Ah Ali! Ah Câfer! Ah Hamza! Bu Hüseyin'dir, tek başına kalmış uçsuz bucaksız meydanda. Kerbela'da yer yıkılmış, kimsesiz. Keşke gök yerin üzerine yıkılsaydı! Keşke dağlar, paramparça olup, ovalara saçılsaydı!" (Maktelu'l Hüseyn, Mukarrem, s. 346)
Ve Hz. Zeyneb kardeşi için şu duayı buyurdu: "Allah'ım! Bu kurbanı kabul et." (Hayatu'l İmami'l Hüseyn, c. 3, s. 304)
Zehhak İbn-i Abdillah'il Meşrikî adında biri İmam Hüseyin'in (a.s.) yanına gelerek şöyle dedi: "Ben senin yanında savaşan biri kaldığı müddetçe seninle savaşacağım. Ama bir kimse kalmazsa benim ayrılmama izin vereceksin" dedi.
İmam Hüseyin (a.s.), "Olur" dedi.
Zehhak, Hüseyin (a.s.)'ın ashabının bir bir öldürüldüğünü görünce atını çadırlardan birine sakladı ve piyade olarak savaştı.
Hüseyin (a.s.) yalnız kalınca da, "Ben sözümde durdum" dedi.
Hüseyin (a.s.) ona şöyle dedi: "Evet, sen artık kurtulabilirsini"
O da atını çadırdan çıkardı, atına bindi ve kaçtı.
Ömer b. Sa'd, Rebab bint-i İmriü'l-Kays' ın azadlısı Ukbe b. Sem'an'ı yakalamıştı.
Ona, "Sen necisin?" diye sordu.
Ukbe, "Ben köleyim" deyince, serbest bıraktı.
Murakka b. Sümametü'l-Ezdi de, kavminden bazı kişilerle birlikte Hz. Hüseyin (a.s.)'ın yanına gelmiş bulunuyordu.
Murakka okları yayar ve iki dizinin üzerine gelip savaşırdı. Kûfe leşkeri ona, "Sana eman verilmiştir, yanımıza gel" dediler. Yanlarına varınca Ömer b. Sa'd onu bilgi versin diye İbn-i Ziyad'a yollamıştı.
Kerbela faciasının ardından yaşanan gelişmeler
Kerbela faciasının ardından, erkeklerden İmam (a.s.)'ın iki oğlu dışında başka kurtulan olmadı. Birisi, Zeynelâbidin, diğeri ise dört yaşındaki oğlu Ömer'dir.
Hâşimoğulları'nın kadınları bir ümit içinde İmam (a.s.)'ın tekrar yanlarına gelmesini bekliyorlardı.
Kûfeli Ethem'den şöyle nakledilmiştir:
"İmam Hüseyin (a.s.) öldürüldüğü sırada havayı bir toz bulutu sardı. O kadar ki, dünya karanlıklara boğuldu. Dünya halkı, "Bu kıyamet alametidir" diyerek istiğfara başladılar. O toz yukarılara çıktıkça Hz. Hüseyin (a.s.)'ın atı, yelesini kan rengine boyayarak çadıra doğru yüz tuttu.
Ehl-i Beyt'in hatunları o atın yelesini kanlı ve üzerinde şehzadenin bulunmadığını görünce, figân etmeye, ağlayıp hıçkırmaya başladılar."
Hz. Zeyneb, kardeşinin katliamından sonra şöyle feryad ediyordu:
"Ah Muhammed! Ah baba! Ah Ali! Ah Câfer! Ah Hamza! Bu Hüseyin'dir, tek başına kalmış uçsuz bucaksız meydanda. Kerbela'da yer yıkılmış, kimsesiz. Keşke gök yerin üzerine yıkılsaydı! Keşke dağlar, paramparça olup, ovalara saçılsaydı!" (Maktelu'l Hüseyn, Mukarrem, s. 346)
Ve Hz. Zeyneb kardeşi için şu duayı buyurdu: "Allah'ım! Bu kurbanı kabul et." (Hayatu'l İmami'l Hüseyn, c. 3, s. 304)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































