Gaziantep Rehberlik ve Araştırma Merkezi (GARAM) Müdür Yardımcısı Psikolog Özgül Kılıç, içe kapanık çocukların aileleri ve çevreleri tarafından keşfedilmeyi bekleyen cevherler olduğunu söyledi.
Her çocuk bir olmaz
Kılıç, her çocuğun farklı kişilikle doğduğunu ve zaman içerisinde zihinsel gelişimlerini tamamladıklarını belirtti.
Çocukta, kişilik gelişiminin belirgin olarak başladığı 2 yaşından itibaren farklı davranışlar göstermesinin doğal kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Kılıç, "Bazı çocuklar, hareket ve davranışlarıile etrafa neşe saçıp, kendinden emin davranışlar sergilerken, bazıları aile, arkadaş ve çevre ile ilişki kurmada zorluk çekebilirler" dedi.
İçe kapanık çocuklara ailenin yaklaşımının çok önemli olduğunu anlatan Kılıç, şöyle devam etti:
Çcuğa güven aşılanmalı ve
ödüllendirilmeli
"Öncelikle aileler bu durumun nedenlerini araştırmalı. Her bireyin başarılı olduğu alanlar vardır. Özellikle içe kapanık çocuğun bu yönü keşfedilmeli ve bu alana teşvik edilmeli, sevgiyle ödüllendirilmeli. Çocuğun başarıları ve olumlu davranışları, sadece aile içinde değil, aile dışında da kendisinin duyacağı şekilde anlatılmalı ve övülmeli.
Aile, çocuğa güvendiğini, ona değer verdiğini hem sözel hem de davranışsal olarak ifade etmeli. Olumsuzlukları kesinlikle başkaları ile kıyaslanmamalı. Hangi yaşta olursa olsun, çocuğa sevgi göz teması ya da dokunarak gösterilmeli. Evde ve diğer ortamlarda yalnız kalma süresi en aza indirilmeli. Özellikle grup halinde yapılan folklor, koro, sportif faaliyetler veya yaşıtlarıyla periyodik görüşme etkinliklerine teşvik edilmeli."
İçine kapanıklık önlenmeli
İçe kapanık çocukların 0-6 yaş döneminde tamamen ailenin sorumluluğu altında bulunmasına karşın, eğitime başlanması ile birlikte yeni bir döneme girdiğine dikkati çeken Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İçe kapanık çocukların, eğitime başlaması ile birlikte yeni bir takım zorluklarla karşılaşacağı kaçınılmaz. Zorlukların aşılmasında öğretmenlere büyük görev düşüyor. Sınıf içerisinde arkadaşları ile uyum zorluğu çeken bu çocuklar, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda eğitimde başarısız olabilirler.
Öğretmenler bu konuda çocuğu keşfedip, başarıya yönlendirmeli. İçekapanık olmak eğitime engel değildir. Yeter ki çocuğa özel tedbirlerleokul ve dersler sevdirilsin. Aileler öğretmenlerle sıkı bir işbirliğine gitmeli. Çocukları içe kapanık aileler, bu durumu öğretmenlere bildirip, sürekli ilişki içerisinde olmalı."
Her çocuk bir olmaz
Kılıç, her çocuğun farklı kişilikle doğduğunu ve zaman içerisinde zihinsel gelişimlerini tamamladıklarını belirtti.
Çocukta, kişilik gelişiminin belirgin olarak başladığı 2 yaşından itibaren farklı davranışlar göstermesinin doğal kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Kılıç, "Bazı çocuklar, hareket ve davranışlarıile etrafa neşe saçıp, kendinden emin davranışlar sergilerken, bazıları aile, arkadaş ve çevre ile ilişki kurmada zorluk çekebilirler" dedi.
İçe kapanık çocuklara ailenin yaklaşımının çok önemli olduğunu anlatan Kılıç, şöyle devam etti:
Çcuğa güven aşılanmalı ve
ödüllendirilmeli
"Öncelikle aileler bu durumun nedenlerini araştırmalı. Her bireyin başarılı olduğu alanlar vardır. Özellikle içe kapanık çocuğun bu yönü keşfedilmeli ve bu alana teşvik edilmeli, sevgiyle ödüllendirilmeli. Çocuğun başarıları ve olumlu davranışları, sadece aile içinde değil, aile dışında da kendisinin duyacağı şekilde anlatılmalı ve övülmeli.
Aile, çocuğa güvendiğini, ona değer verdiğini hem sözel hem de davranışsal olarak ifade etmeli. Olumsuzlukları kesinlikle başkaları ile kıyaslanmamalı. Hangi yaşta olursa olsun, çocuğa sevgi göz teması ya da dokunarak gösterilmeli. Evde ve diğer ortamlarda yalnız kalma süresi en aza indirilmeli. Özellikle grup halinde yapılan folklor, koro, sportif faaliyetler veya yaşıtlarıyla periyodik görüşme etkinliklerine teşvik edilmeli."
İçine kapanıklık önlenmeli
İçe kapanık çocukların 0-6 yaş döneminde tamamen ailenin sorumluluğu altında bulunmasına karşın, eğitime başlanması ile birlikte yeni bir döneme girdiğine dikkati çeken Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İçe kapanık çocukların, eğitime başlaması ile birlikte yeni bir takım zorluklarla karşılaşacağı kaçınılmaz. Zorlukların aşılmasında öğretmenlere büyük görev düşüyor. Sınıf içerisinde arkadaşları ile uyum zorluğu çeken bu çocuklar, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda eğitimde başarısız olabilirler.
Öğretmenler bu konuda çocuğu keşfedip, başarıya yönlendirmeli. İçekapanık olmak eğitime engel değildir. Yeter ki çocuğa özel tedbirlerleokul ve dersler sevdirilsin. Aileler öğretmenlerle sıkı bir işbirliğine gitmeli. Çocukları içe kapanık aileler, bu durumu öğretmenlere bildirip, sürekli ilişki içerisinde olmalı."