"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır." Mithat Cemal'in simgeleşmiş ve hemen her şehitliğimizde yer alan bu tarihi sözleri Kıbrıs'la ilgili yoğun ve kritik bir sürecin yaşandığı şu günlerde daha da bir anlam kazanıyor. Bu sözün şehitliklerimizde yer alması kadar doğal bir şey olamaz. Çünkü şehitlikler, vatan uğrunda ölen insanların yattığı yerler. Toprak parçasını anlamlı kılan, vatan haline getiren o insanlar, kanıyla da bayrağa rengini vermiş.
Kıbrıs'taki şehitliklerimizde de bu veciz ifadeye şahit oluyoruz. Kıbrıs'ın her köşesini süsleyen, Kıbrıs'a ruhunu veren şehitliklerde bambaşka bir hava teneffüs ediyorsunuz. Kıbrıs'ta "şehit"lik üzerine kurulu bir hayat var. Şöyle ki, Kıbrıs'ta "şehit" ifadesine günlük yaşamın her safhasında rastlamak mümkün. Caddeler, sokaklar, parklar, bahçeler, bulvarlar, fidanlıklar, ormanlar vesair? Hepsine ismini veren bir şehidimiz muhakkak var. Kıbrıs tam bir şehitler diyarı anlayacağınız. Kıbrıs'ta şehitleri unutmak mümkün değil, siz gaflete kapılıp bir an için unutsanız caddeler, sokaklar, parklar gözünüze gözünüze sokuyor bu gerçeği.
Geçtiğimiz hafta sonu bir vesile ile Kıbrıs'taydık. Yavru Vatan'ı gezip görme şansına sahip olduk. Bir haftadır Yavru Vatan'la ilgili izlenimlerimi, gezdiğim şehitlikleri, Girne'de Türk askerinin adaya çıkarma yaptığı sahili, Beşparmak dağlarını, Rum mezaliminin tüm vahşetini gözler önüne seren izleri sizlerle paylaşmak istiyordum. Özellikle de şehitlikleri, oradaki ruhu, vatan için akan kanı sizlere bir şekilde taşımak niyetindeydim. Bir türlü nasip olmadı ama bu niyetim Kurtlar Vadisi dizisiyle bir şekilde gerçekleşmiş oldu. KKTC lideri Rauf Denktaş, AB'ci Türk medyasında yer bulamadığı için kendisini ve davasını Türk halkına taşıyacak her türlü yola başvuruyor. Bu dizide oynaması da bu yüzden. Denktaş dizide Kıbrıs'taki şehitliklerde Kıbrıs'la ilgili verilmesi gereken mesajı gayet güzel bir şekilde aktardı. Kıbrıs davasından vazgeçilmeyeceğini, bu topraklarda akan kanın ne anlama geldiğini, Rum'un, ABD'nin, AB'nin, İngiliz'in ne tür oyunlar oynadığını ve burada can veren şehitlerin kemiklerini sızlatacak her türlü ihanet ve satılmışlığa karşı dimdik ayakta durulacağını yüksek sesle ifade etti. Söylenecek ne varsa söyledi Denktaş. Bu sözlerin Kurtlar Vadisi adlı dizide veya bir başka programda söylenmiş olması o kadar da önem taşımıyor. Önemli olan bu mesajın Türk halkına ulaşması, medya ve hükümet zorlamasıyla "Kıbrıs bizim sırtımızda yük, verelim kurtulalım" çizgisine gelenlere o şehitliklerin gösterilmesiydi. Amaç hasıl oldu, Kıbrıs'ın, uğrunda şehit olanlar olduğu için vatan, Yavru Vatan olduğu bir kez daha gösterildi. Anlamakta güçlük çekenler için!
Kıbrıs'taki şehitliklerimizde de bu veciz ifadeye şahit oluyoruz. Kıbrıs'ın her köşesini süsleyen, Kıbrıs'a ruhunu veren şehitliklerde bambaşka bir hava teneffüs ediyorsunuz. Kıbrıs'ta "şehit"lik üzerine kurulu bir hayat var. Şöyle ki, Kıbrıs'ta "şehit" ifadesine günlük yaşamın her safhasında rastlamak mümkün. Caddeler, sokaklar, parklar, bahçeler, bulvarlar, fidanlıklar, ormanlar vesair? Hepsine ismini veren bir şehidimiz muhakkak var. Kıbrıs tam bir şehitler diyarı anlayacağınız. Kıbrıs'ta şehitleri unutmak mümkün değil, siz gaflete kapılıp bir an için unutsanız caddeler, sokaklar, parklar gözünüze gözünüze sokuyor bu gerçeği.
Geçtiğimiz hafta sonu bir vesile ile Kıbrıs'taydık. Yavru Vatan'ı gezip görme şansına sahip olduk. Bir haftadır Yavru Vatan'la ilgili izlenimlerimi, gezdiğim şehitlikleri, Girne'de Türk askerinin adaya çıkarma yaptığı sahili, Beşparmak dağlarını, Rum mezaliminin tüm vahşetini gözler önüne seren izleri sizlerle paylaşmak istiyordum. Özellikle de şehitlikleri, oradaki ruhu, vatan için akan kanı sizlere bir şekilde taşımak niyetindeydim. Bir türlü nasip olmadı ama bu niyetim Kurtlar Vadisi dizisiyle bir şekilde gerçekleşmiş oldu. KKTC lideri Rauf Denktaş, AB'ci Türk medyasında yer bulamadığı için kendisini ve davasını Türk halkına taşıyacak her türlü yola başvuruyor. Bu dizide oynaması da bu yüzden. Denktaş dizide Kıbrıs'taki şehitliklerde Kıbrıs'la ilgili verilmesi gereken mesajı gayet güzel bir şekilde aktardı. Kıbrıs davasından vazgeçilmeyeceğini, bu topraklarda akan kanın ne anlama geldiğini, Rum'un, ABD'nin, AB'nin, İngiliz'in ne tür oyunlar oynadığını ve burada can veren şehitlerin kemiklerini sızlatacak her türlü ihanet ve satılmışlığa karşı dimdik ayakta durulacağını yüksek sesle ifade etti. Söylenecek ne varsa söyledi Denktaş. Bu sözlerin Kurtlar Vadisi adlı dizide veya bir başka programda söylenmiş olması o kadar da önem taşımıyor. Önemli olan bu mesajın Türk halkına ulaşması, medya ve hükümet zorlamasıyla "Kıbrıs bizim sırtımızda yük, verelim kurtulalım" çizgisine gelenlere o şehitliklerin gösterilmesiydi. Amaç hasıl oldu, Kıbrıs'ın, uğrunda şehit olanlar olduğu için vatan, Yavru Vatan olduğu bir kez daha gösterildi. Anlamakta güçlük çekenler için!
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012