logo
28 MART 2024

Kıbrıs'ta yanan sarı ışık

16.12.2003 00:00:00
Kuzey Kıbrıs'ta "tarih" elbisesi giydirilen seçimler tartışılıyor. Bir yandan nasıl bir hükümet? formülü üzerinde kafalar yorulurken, diğer taraftan da seçim sonucuna ilişkin "okumalar" yapılıyor.

AB mi Türkiye mi? denklemini, Brüksel'den yana okuyanlar için sonuç, epeyce hayal kırıklığı. Her ne kadar bunu dışarıya yansıtmasalar da "AB'ci kafa"ya göre bu seçimde iş bitecek, Kıbrıs Türk halkına Rum gömleği giydirilecekti.

Ama olmadı... Şimdi teselliyi bir önceki seçimden yola çıkarak kat edilen mesafede buluyorlar. AB'ci siyasetin yüzde 30'dan, yüzde 51'e tırmandığını ve bunun da ada tarihi açısından bir ilk olduğunu ifade ederek "gelecek bizimdir" diyorlar. Açıkçası bu okumanın ciddi bir doğruluk payı var.

Tam olarak karşılamasa da "Türkiye'ci" siyaset ise, daha kötüsü yaşanmadığı için durumdan memnun. Biliyorlar ki eğer bu seçim bir "referandum"a dönüşmeseydi yüzde 49'u bile kurtarmak mümkün olmayacaktı.

Yani Türkiye'ci siyaset kaybetmedi ama kazanamadı da. AB'ci siyaset ise kazanamasa da kaybetmedi.

Bu iki seçim analizinin de doğruları-yanlışları, artıları-eksileri mutlaka vardır. Ama konuyu dar bir perspektiften değil de Kıbrıs Türk'ünün geleceği, Türkiye'nin geleceği açısından yorumlamakta hayati bir zorunluluk var.

Çünkü Kıbrıs Türk halkı bir son an ferasetiyle kırmızı ışığı sarıya çevirmiş, ancak yeşili kimseye yakmamıştır.

Açıkçası o kadar NGO, o kadar para ve o kadar psikolojik savaş taktiği içinde, nüfusun da 200 bin olduğunu düşününce daha fazlası da ortaya konamazdı.

Kıbrıs Türk halkı herkese, kendisi de dahil olmak üzere sorumluluk taşıyan her vicdana, yeni ama son bir "imtihan hakkı" tanımıştır.

Görünen odur ki bir sonraki seçimde AB'ci, adayı Rumlaştıracak siyaset ka-za-na-cak-tır. Öyleyse bu sarı ışıkta her şeyi ama her şeyi yeniden gözden geçirmekte, biz nerede yanlış yaptık? sorusuna samimi bir cevap bulmakta sayısız faydalar hatta mecburiyet vardır.

Unutmayalım ki ada ateşle dans etmiş ve uçurumun kenarından dönmüştür. Ancak bu ölümden kurtulmak ya da o çukura yeniden yuvarlanmamak anlamına gelmemektedir.

Cevabını arayan sorular

CNN'leri, AB'ci lobinin gemi azıya almalarını ve de Kuzey Kıbrıs'ı tanımayan tüm dünyanın adadan eksik etmediği ilgi cömertliğini! görünce, işin çoktan kotarıldığını anlamamak mümkün değil. Eğer 25 sayısı bir fazlayla 26'yı gösterseydi bugün adada Rumlaşma süreci son sürat yola girmiş olacaktı.

Şimdi "bekleme odası"na alındığımız şu günlerde herkes eteklerindeki taşı bir bir dökmeli ve şu sorulara cevap aramalıdır.

1- Bir millet nasıl olmuştur da 25 yıl önce kurtuluş savaşı verdiği Rum'a, şimdi bir can simidi gibi sarılmaktadır?

2- 10-15 yıl sonra, '74 öncesini yaşayan babalar ahirete göçtüklerinde, yani canlı tanıklar yok olduğunda acaba daha neler olacaktır?

Bu gazileri küçük görmemek lazım. Çünkü bugün Kıbrıs Türk halkını "şuur" adına ayakta tutan yegane direk onlardır. Bu insanları da kaybedersek vay Kuzey'in haline!

3- Bazıları için bu kavramlar komik gelebilir. Ama biz doğruyu bir tarih perspektifi içinden bakarak soralım. Kıbrıs Türk'ü, bugün Anadolu Türklüğünün uç beyidir. Dolayısıyla bu halkın normal şartlar altında çok üst düzeyde bir milli ve manevi heyecan taşıması gerekmemekte midir? Eğer bu fotoğrafta "eksiklik" kavramının yeterli olmadığı bir tükeniş varsa, bunun sebebi acaba nedir? Bu konuda yapılmış bir araştırma var mıdır? Sadece parayla açıklanabilir bir şey midir bu durum?

4- Rauf Denktaş'ın oğlu "Bu adada ben varken Kur'an Kursu açılamaz" lafını Mücahit! bir babaya rağmen nasıl söyleyebilmektedir? Bu aymazlık en hafif ifadeyle ya bir ihanet ya da cehalet değil midir?

Kıbrıs Türk halkının kendi dinini öğrenme, Kur'an'ını okuma hakkı olmayacak mıdır?

5- Manevi eğitim almayan insanların vatan duygusunu kaybedip "Rum-Türk aynı şey. Benim için önemli olan karnımın doyduğu yerdir" gibi bir aykırılığa düşmesinin, acaba Kıbrıs Türk'ünden esirgenen dini ve milli eğitimle bir ilgisi yok mudur?

Eğer bir muşamba dekor içinde "tiyatro" oynanmıyorsa Kıbrıs için eller vicdanlara, hem de behemehal gitmelidir.

Kıbrıs Türk halkı ve o topraklar bizim için manen hiç bir değer taşımıyorsa bile, Anadolu topraklarında yaşayabilmemiz için gitmelidir.

Tarih ve dualar bu son şansı bu milletin sorumlularının önüne bir iftar sofrası gibi sermiştir. Alınacak dersler alınmaz, tarihten ders çıkarılmazsa tarihe gömülmek dışında başka da bir seçenek kalmaz.

Para her şey değil

Kim ne derse desin, neyi yazarsa yazsın Kuzey Kıbrıs halkının öncelikli sorunu madde değil manadır. "Rumların milli geliri şu kadar, bizimki bu kadar. O nedenle Rum'a özeniyorlar" lafı doğrunun sadece bir parçasıdır.

Şayet bütün mesele paradan ibaret olsaydı en son Abdüllatif Şener'in götürdüğü karşılıksız 300 milyon dolar işe yarardı. Kuzey Kıbrıs'ın bütçesinin üçte ikisini Türkiye karşılıyor, ancak buna rağmen bir iz'an ve insaf bulunamıyorsa demek ki her şey para değildir.

Kuzey Kıbrıs'ta ekonomi düzeltilmeli, yolsuzlukların önüne mutlaka geçilmeli ama illa da halkın milli ve manevi eğitimi üzerinde durulmalıdır. Hiç değilse bu iki iş birarada gitmelidir.

Bir Allah'ın kulu, üstelik vicdani bir refleksle ortaya çıkmalı ve her sabah Rum tarafına amelelik için geçen insanlara el atmalıdır. Amele olmak için bile adada doğma şartını getiren Rumların bu tavrı ve bu geçişlerin oluşturduğu olumsuz psikoloji derhal çözümlenmelidir.

Bir taraftan bu insanların karınları doyurulmalı, iş imkanı sağlanmalı, diğer yandan da yapılan şeyin "ayıplığı" aynı insanlara anlatılmalıdır.

Türkiye'den akan milyon milyon dolarlar bu işi halleder.

Unutmayalım ki Kuzey Kıbrıs Türk halkının geldiği AB uçurumundan, Türkiye'nin de çıkaracağı acil dersler vardır. Hatta bu dersler, İspanya'da haçlı ordularının yuttuğu Endülüs'e kadar gider.
 
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.