Geçen Cumartesi günü arkadaşlarımız Cem Odaman, Önder Havuzlu ve Fikret İnan'la beraber Ehl-i Beyt paneli için Kırklareli'ndeydik. Panelden önce şehirdeki esnafı ziyaret ettik. Güzel bir sonbahar gününe tesadüf ettiği için çarşı kalabalıktı. Öğle namazını Hızırbey Camii'nde kıldık. Kentin en eski camisi olan Hızırbey Camii aynı zamanda Osmanlıların Rumeli'de inşa ettikleri ilk külliye olma özelliğini taşıyor. Bu bilgiyi de bize cami imamı verdi. Cami 1383 yılında inşa edilmiş. Yani İstanbul'un fethinden tam 70 sene evvel.Caminin minaresi, Balkan Savaşı sırasında Bulgar ordusu tarafından yıkılmış. Cami 17 yıl minaresiz boynu bükük bir şekilde gelenlere hizmet vermiş. Atatürk 20 Aralık 1930 cumartesi günü, Kırklareli'ne beyaz bir trenle gelince caminin kaderi de değişmiş. Caminin minaresiz olduğunu gören Atatürk bu duruma çok üzülür. Ankara'ya döner dönmez şahsi parasıyla minarenin yeniden inşasını başlatır. Milletvekillerini de bu konuda teşvik ederek onların da katkısını sağlar. Böylece minare, aslına uygun olarak kısa sürede bitirilir ve cami eski görkemine yeniden kavuşur. Bu hatırayı bize Kırklarelili yaşlı bir esnaf anlattı. Kendini İslamcı ilan edenler, bugün Suriye ve ırak politikalarının bir sonucu olarak binlerce cami, mescit ve İslami eserlerin bu bölgelerde yerle bir olmalarını sağlarken, Atatürk'ü de dinsiz imansız ilan etme gibi bir iftiranın da sahibi oluyorlar. Atatürk İslam medeniyetinin simgeleri olan yapıları azami bir titizlikle korumuştur. Yine zamane iktidar sahiplerinin sık sık ti ye alarak eleştirdikleri "Yurtta sulh cihanda sulh" prensibini, "her zaman ve yerde savaş" şeklinde değiştirdiler. Bunun sonucunda İslam dünyasında taş üstünde taş, omuz üzerinde baş kalmadı. Camiler yıkıldı. Medreseler yıkıldı. Türbeler havaya uçuruldu. Daha önemlisi müminler her yerde katledildi. Öyle ya Atatürk ne yaptıysa tersi yapılmalıydı. Muktedirler, böyle anlıyor. ABD ve İsrailli yetkililer keyifle purolarını tüttürerek yıllanmış viskilerini yudumlarken tek kurşun bile atmadan en büyük düşmanları olan Beşşar Esad'ı kendi dindaşlarının eliyle vuruyorlar. Bu nedenle yakında İsrail'de Yom Kipur'dan daha büyük bir bayram ihdas edilirse şaşırmayalım.Ama hakkını yemeyelim İsrail uçakları 15 gün önce Şam havaalanını ve bazı askeri hedefleri bombalayarak müttefiklerine yardımcı oldu. Türkiye'nin eğitip donattığı güçler Suriye'nin kuzeyini, Türk hava sahasında Necmettin Erbakan döneminden beri eğitilen Yahudi pilotlar da Suriye'nin güneyini büyük bir iştahla tahrip ediyor. Eğit-donat yeni bir düşünce değildir. Eskiden beri "milli görüş" politikası olarak dış politika doktrin defterine kaydolmuş durumda. Ne demiş büyüklerimiz anasına bak kızını al. Erbakan'dan Erdoğan'a değişen bir şey yok. Eminim Atatürk'ün zamanında Mescid-i Aksa'ya saldırmayı hiçbir güç aklından bile geçiremezdi. Nerden mi biliyorum? Vehhabilerin Resulullah'ın mübarek Ravzası'nı yıkma teşebbüslerine çok sert bir karşılık vererek engel olmuştu. Yine Yahudilerin Filistinle ilgili düşüncelerine karşı "Filistin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız" diyerek duruşunu ortaya koymuştur. O asla "müsamere Müslüman'ı" değil kendi ifadesiyle "cihad Müslüman'ı" olmuştur. Hayatının baharında yani 20'li 30'lu ve 40'lı yaşlarını Haçlıyla savaşarak geçirmiştir. Son nefesine kadar batı dünyasıyla çekişerek onlara her alanda geri adım attırmıştır. Hızırbey Camii'nin minaresiz olmasını kabul etmeyen bir lider, günümüzde Mescid-i Aksa'nın Yahudi postalıyla kirletilmesine de asla müsaade etmezdi. Çünkü o, "one minute" Müslüman'ı hiç değildi.
Cihat Tekin / diğer yazıları
- ‘Ücret - fiyat sarmalı’ saçmalığı / 06.05.2024
- Enflasyonun sorumlusu sabit gelirli değil / 02.05.2024
- Taksim takıntısını bırakın işçinin hakkını savunun / 01.05.2024
- Kime kızalım? / 27.04.2024
- Enişte inişte / 26.04.2024
- İran vekil güçlerini ateşe attı / 16.04.2024
- Kamçılı IMF dönemi başladı / 15.04.2024
- Mahkeme kadıya mülk değildir / 09.04.2024
- Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değildir / 08.04.2024
- Erken seçim çağrısı yapılmalı / 05.04.2024
- Enflasyonun sorumlusu sabit gelirli değil / 02.05.2024
- Taksim takıntısını bırakın işçinin hakkını savunun / 01.05.2024
- Kime kızalım? / 27.04.2024
- Enişte inişte / 26.04.2024
- İran vekil güçlerini ateşe attı / 16.04.2024
- Kamçılı IMF dönemi başladı / 15.04.2024
- Mahkeme kadıya mülk değildir / 09.04.2024
- Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değildir / 08.04.2024
- Erken seçim çağrısı yapılmalı / 05.04.2024