Tüm Türkiye, beyazlara büründü. Siz, buna düğüne giden allı-pullu bir gelin gibi mi dersiniz, yoksa ebedi yolculuğa uğurlanan çiçeği burnunda taze gelin gibi mi dersiniz, bilmem. Ama bir gerçek var; ülkemiz, adeta bütün yolsuzluklara, hortumlamalara, peşkeşlere ve çirkeflere inat bembeyaz elbiselerine sarıldı.
Örttü her yanını Türkiye. Esvabına kuşandı. En çok çocuklar sevindi. Karların üstüne attılar kendilerini. Havuç burunlu kardan adamlar yapmak için kapı dışarı attılar narin bedenlerini; ruhları beyazlara doğru kanatlandı adeta. Köşe başlarında üç-beş garip donup kalsa da kar bayramı var şimdi ülkede.
Talimatlı kanunlar çıkarmaktan tık nefes olan politikacılarımız da nefes aldı beyaz karla. Ancak biri var ki durmak dinlenmek bilmiyor; ekonomiden sorumlu sayın Bakan Kemal Derviş bey. Gece gündüz batık banka kurtarıyor. Kara yolları ekipleri kara saplanmış otoları kurtarmayı sürdürürken Derviş bey banka kurtarmakla meşgul.
Bu güne kadar 26.5 milyar dolarlık bir yük bindi Hazinemize batık bankalardan. Batıklar sebebiyle Hazine'den uçup gitti. Adı sanı duyulmamış daha ne bankalar kurtarılacak yarın, öbür gün.
7-8 katrilyon yetmez, diyorlar uzmanlar; Derviş, biraz daha artılmalı batıklara ayırdığı payı.
IMF'den gelen ne kadar dolar varsa, hepsi batıklardan yana düştü, batağa gömüldü. Ne işçi, ne memur, ne çiftçi, ne esnaf, ne sanayici... bir kuruş gördü. Millet, bir kuruşluk fayda görmedi IMF'den gelen faizli krediden. Millet, sadece fatura ödedi zamlarla, vergilerle. IMF borçlarını da yüklendi ister istemez. Artık takatı kesildi. Rengi benzi soldu, beyazlamaya durdu insanlarımızın çehresi. Kara bürünen Türkiye'si ile beyaz örtülere bürünmeye başladı millet.
Doğalgazla ısınmayı kurdu düşünde insanlarımız. Doğalgaz yerine; zamlar ve vergilerle kabaran faturalar ısıttı ocakları, titreyen elleri, ayakları. Batık bankalara katrilyonlan aktarabilenler, gariban milletin faturasına üç kuruşluk omuz vermeye rıza gösteremiyorlar. Kârdan üç kuruşluk indirim yapamıyorlar. Kayıkçı kavgasına tutuşmuşlar. Bin kere binlerce kere düşünüyorlar, adım atamıyorlar. Hazine batar, ülke çöker diyorlar. Ama batıklara katrilyonlar aktarırken kirpikleri bile kıpırdamıyor. Yazık.
Beyaza bürünen Türkiye ile millet de beyazlara bürünsün, dercesine milletten yana düşmüyor kararları, gözleri, gönülleri.
Ama bu kış böyle uzun sürmez. Kar da erir, buz da.
Bu topraklar, kefen niyetine üstüne örtülmeye çalışılan beyazları kısa zamanda atar üstünden. Ekonomide de böyle, siyasette de, kültür de de.
Klasik ve güçlü bir söylem var; her kışın ardından bir bahar gelir. En ağır kışların ardında gizlidir en bereketli baharlar. Çalışmak, dişimizle, tırnağımızla çalışmak kefeni yırtmaktır... Baharı davet etmektir kışın üstüne. Bağımsızlık avazıyla haykırmak lazımdır mandacılık üstüne. Kara ve kardan adamlara aldanmamaktır bağımsızlık. Üretmektir, çalışmaktır, gece-gündüz kar-kış demeden didinmektir, donup kalmamaktır, kendimizin farkında olmaktır bağımsızlık... Takma burun, takma kulak, takma göz, takma beyin ve koyma akılla etrafı dolduranlara aldanmamaktır.
Örttü her yanını Türkiye. Esvabına kuşandı. En çok çocuklar sevindi. Karların üstüne attılar kendilerini. Havuç burunlu kardan adamlar yapmak için kapı dışarı attılar narin bedenlerini; ruhları beyazlara doğru kanatlandı adeta. Köşe başlarında üç-beş garip donup kalsa da kar bayramı var şimdi ülkede.
Talimatlı kanunlar çıkarmaktan tık nefes olan politikacılarımız da nefes aldı beyaz karla. Ancak biri var ki durmak dinlenmek bilmiyor; ekonomiden sorumlu sayın Bakan Kemal Derviş bey. Gece gündüz batık banka kurtarıyor. Kara yolları ekipleri kara saplanmış otoları kurtarmayı sürdürürken Derviş bey banka kurtarmakla meşgul.
Bu güne kadar 26.5 milyar dolarlık bir yük bindi Hazinemize batık bankalardan. Batıklar sebebiyle Hazine'den uçup gitti. Adı sanı duyulmamış daha ne bankalar kurtarılacak yarın, öbür gün.
7-8 katrilyon yetmez, diyorlar uzmanlar; Derviş, biraz daha artılmalı batıklara ayırdığı payı.
IMF'den gelen ne kadar dolar varsa, hepsi batıklardan yana düştü, batağa gömüldü. Ne işçi, ne memur, ne çiftçi, ne esnaf, ne sanayici... bir kuruş gördü. Millet, bir kuruşluk fayda görmedi IMF'den gelen faizli krediden. Millet, sadece fatura ödedi zamlarla, vergilerle. IMF borçlarını da yüklendi ister istemez. Artık takatı kesildi. Rengi benzi soldu, beyazlamaya durdu insanlarımızın çehresi. Kara bürünen Türkiye'si ile beyaz örtülere bürünmeye başladı millet.
Doğalgazla ısınmayı kurdu düşünde insanlarımız. Doğalgaz yerine; zamlar ve vergilerle kabaran faturalar ısıttı ocakları, titreyen elleri, ayakları. Batık bankalara katrilyonlan aktarabilenler, gariban milletin faturasına üç kuruşluk omuz vermeye rıza gösteremiyorlar. Kârdan üç kuruşluk indirim yapamıyorlar. Kayıkçı kavgasına tutuşmuşlar. Bin kere binlerce kere düşünüyorlar, adım atamıyorlar. Hazine batar, ülke çöker diyorlar. Ama batıklara katrilyonlar aktarırken kirpikleri bile kıpırdamıyor. Yazık.
Beyaza bürünen Türkiye ile millet de beyazlara bürünsün, dercesine milletten yana düşmüyor kararları, gözleri, gönülleri.
Ama bu kış böyle uzun sürmez. Kar da erir, buz da.
Bu topraklar, kefen niyetine üstüne örtülmeye çalışılan beyazları kısa zamanda atar üstünden. Ekonomide de böyle, siyasette de, kültür de de.
Klasik ve güçlü bir söylem var; her kışın ardından bir bahar gelir. En ağır kışların ardında gizlidir en bereketli baharlar. Çalışmak, dişimizle, tırnağımızla çalışmak kefeni yırtmaktır... Baharı davet etmektir kışın üstüne. Bağımsızlık avazıyla haykırmak lazımdır mandacılık üstüne. Kara ve kardan adamlara aldanmamaktır bağımsızlık. Üretmektir, çalışmaktır, gece-gündüz kar-kış demeden didinmektir, donup kalmamaktır, kendimizin farkında olmaktır bağımsızlık... Takma burun, takma kulak, takma göz, takma beyin ve koyma akılla etrafı dolduranlara aldanmamaktır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019