2005 yılında Prof. Dr. Haydar Baş, dünya kamuoyuna Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) deklare etti. Bu, tarihin dönüm noktalarından biridir. Bu tarihi iyi not etmek gerekir. Sn. Baş'ın kongre kapanış konuşması da tam bir manifesto niteliğindeydi. Adeta erken uyarı görevi yapmakta ve çözüm yollarını göstermekteydi. Aradan 2 yıl geçtikten sonra ABD'de Mortgage Krizi (2007) patlak verdi. Ağır aksak giden, her adımı fecaat olan kapitalist ekonomi artık yıkılmıştı. Nasıl yıkılmasın ki, liberal ve neo-liberal ekonomik uygulamalarla dünyanın yüzde 1'lik kesimi, dünyanın yüzde 99'luk sermaye hareketine yön verme noktasına gelmişti.
Davos ekonominin patronlarının buluştuğu bir toplantı platformudur. Yıllardan beri çıkan sonuç, ekonomide çözümsüzlük olmaktadır. Bugün ülkemiz insanı olsun, dünya halkları olsun ciddi bir perişanlık içindedir. Adeta sürünmeye mahkûm edilmiş bir yaşam kültürü oluşturulmuştur.
Bakın Chicago Üniversitesi bünyesinde kurulan Atom Bilimcileri Bülteni tarafından 'Kıyamet Saati'ne yeni bir ayar daha yapıldı. 3 dakika olan süre, yarım dakika daha ileri alındı. Yani bu bilim adamlarına göre dünyanın sonuna 2.5 dakika kaldı. 1947 yılında bu saat yeni oluşturulduğunda, verilen zaman 7 dakika idi. Bu rakamlar şu anlama geliyor: Ekonomik, sosyal, siyasi ve toplumun geleceğini ilgilendiren konularda dünyanın son derece kırılgan olduğunu gösteriyor. Yani günümüz koşulları, İkinci Dünya Savaşı koşullarından çok daha kırılgan ve riskli. İşte bütün teknolojik gelişmelere rağmen gelinen sonuç budur. Evet, gidişat dünyayı zifiri karanlığa mahkûm etmiştir. Adı konmamış bir dünya savaşı yaşanıyor. Diğer savaşlardan farklı olarak, bir de iç karışıklıklar söz konusu.
Çözüm mü arıyoruz
Almanya'nın Heidelberg kentinde tertiplenen (2007) MEM Kongresi'nden sonra katılımcı ilim adamlarını ülkelerinde ziyaret etmiştik. Almanya, Bonn Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ernst Zürek, "Prof. Dr. Haydar Baş ve MEM ile güneş doğudan doğmaya başlamıştır" demişti. Evet, karanlığın bu kadar kesif hale geldiği şu dönemde çözüm güneş gibi doğan Prof. Dr. Haydar Baş ve MEM'dedir. Ancak köklü bir çözümün koşulları vardır. Bir filin hortumu fildendir ama fil değildir, ha keza dişi, ayağı, vücudu fildendir ancak filden beklenen fonksiyonları tam olarak istiyorsanız filin bütününe sahip çıkacaksınız. Yetmez fili değerlendirmesini bilen ustaya da sahip çıkacaksınız. Aynen bunun gibi, MEM'in tamamı ve sistemin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Hoca ile birlikte olunursa müspet sonuç almak mümkün olacaktır. 2005 yılında MEM kongresine gelen Rus bilim adamları Sayın Haydar Baş Hocamıza "Biz aradığımızı bulduk. Zaten dünya istese de istemese de senin ayağına sürünerek de olsa gelecektir. Bu kadar yorulmana gerek yok" demişlerdi. Evet, ülkemiz için de o günün yaklaştığını hep beraber görüyoruz.
Davos ekonominin patronlarının buluştuğu bir toplantı platformudur. Yıllardan beri çıkan sonuç, ekonomide çözümsüzlük olmaktadır. Bugün ülkemiz insanı olsun, dünya halkları olsun ciddi bir perişanlık içindedir. Adeta sürünmeye mahkûm edilmiş bir yaşam kültürü oluşturulmuştur.
Bakın Chicago Üniversitesi bünyesinde kurulan Atom Bilimcileri Bülteni tarafından 'Kıyamet Saati'ne yeni bir ayar daha yapıldı. 3 dakika olan süre, yarım dakika daha ileri alındı. Yani bu bilim adamlarına göre dünyanın sonuna 2.5 dakika kaldı. 1947 yılında bu saat yeni oluşturulduğunda, verilen zaman 7 dakika idi. Bu rakamlar şu anlama geliyor: Ekonomik, sosyal, siyasi ve toplumun geleceğini ilgilendiren konularda dünyanın son derece kırılgan olduğunu gösteriyor. Yani günümüz koşulları, İkinci Dünya Savaşı koşullarından çok daha kırılgan ve riskli. İşte bütün teknolojik gelişmelere rağmen gelinen sonuç budur. Evet, gidişat dünyayı zifiri karanlığa mahkûm etmiştir. Adı konmamış bir dünya savaşı yaşanıyor. Diğer savaşlardan farklı olarak, bir de iç karışıklıklar söz konusu.
Çözüm mü arıyoruz
Almanya'nın Heidelberg kentinde tertiplenen (2007) MEM Kongresi'nden sonra katılımcı ilim adamlarını ülkelerinde ziyaret etmiştik. Almanya, Bonn Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ernst Zürek, "Prof. Dr. Haydar Baş ve MEM ile güneş doğudan doğmaya başlamıştır" demişti. Evet, karanlığın bu kadar kesif hale geldiği şu dönemde çözüm güneş gibi doğan Prof. Dr. Haydar Baş ve MEM'dedir. Ancak köklü bir çözümün koşulları vardır. Bir filin hortumu fildendir ama fil değildir, ha keza dişi, ayağı, vücudu fildendir ancak filden beklenen fonksiyonları tam olarak istiyorsanız filin bütününe sahip çıkacaksınız. Yetmez fili değerlendirmesini bilen ustaya da sahip çıkacaksınız. Aynen bunun gibi, MEM'in tamamı ve sistemin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Hoca ile birlikte olunursa müspet sonuç almak mümkün olacaktır. 2005 yılında MEM kongresine gelen Rus bilim adamları Sayın Haydar Baş Hocamıza "Biz aradığımızı bulduk. Zaten dünya istese de istemese de senin ayağına sürünerek de olsa gelecektir. Bu kadar yorulmana gerek yok" demişlerdi. Evet, ülkemiz için de o günün yaklaştığını hep beraber görüyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Bir iman formülünün siyasete alet edilmesi / 21.09.2025
- Geleceği savunmak: Bir nesli kayıp vermemek / 20.09.2025
- Sağ–solun ötesinde: Türkiye siyasetini yeniden okumak / 11.09.2025
- Hüseyin Baş dosyası: Demokrasiye ayar duruşması / 09.09.2025
- Batum’un Osmanlı ve Türkiye Eksenindeki Tarihsel Serüveni / 03.09.2025
- Yokluktan destana: 30 Ağustos’un sırrı / 01.09.2025
- Yokluktan destana: 30 Ağustos’un sırrı / 01.09.2025
- Halkın gündemi ekmek, komisyonun gündemi anayasa / 24.08.2025
- Vatan sağ olsun / 23.08.2025
- Alaska Zirvesi: Yeni paylaşım masasında Türkiye nerede? / 20.08.2025
- Geleceği savunmak: Bir nesli kayıp vermemek / 20.09.2025
- Sağ–solun ötesinde: Türkiye siyasetini yeniden okumak / 11.09.2025
- Hüseyin Baş dosyası: Demokrasiye ayar duruşması / 09.09.2025
- Batum’un Osmanlı ve Türkiye Eksenindeki Tarihsel Serüveni / 03.09.2025
- Yokluktan destana: 30 Ağustos’un sırrı / 01.09.2025
- Yokluktan destana: 30 Ağustos’un sırrı / 01.09.2025
- Halkın gündemi ekmek, komisyonun gündemi anayasa / 24.08.2025
- Vatan sağ olsun / 23.08.2025
- Alaska Zirvesi: Yeni paylaşım masasında Türkiye nerede? / 20.08.2025