Vaka I
Irak savaşında
Allah'ın birinci lütfu
ABD Irak savaşı arifesinde Türkiye'den iki büyük istekte bulunmuştu: Bunlar bazı havaalanları, mesela Trakya'daki Çorlu Havaalanı, İstanbul'daki Sabiha Gökçen ve benzeri havaalanlarının kendi kullanımlarına açık olmasını istemişti. Bunun yanında Türkiye'deki, diğer bazı havaalanlarımıza ve limanlarımıza, ABD'den gelecek olan 65.OOO - 70.000 askerini yerleştirme müsaadesini istemişti! Bu durumun Türkçesi ise, Türkiye'nin tüm stratejik yerlerini, kendi kullanımı için, bir nevi bloke etmek istemişti! Bir nevi ülkemizi işgal altına almak istemişti! Bunun yanında: Türkiye'nin de Irak savaşına katılmasını ve Türkiye üzerinden Irak'a 80 - 100 bin ABD askerinin sevkiyatı için izin almak talebinde bulunmuştu!
Meclis'teki oylamaların sonucu
Bu talepler üzerine, TBMM'de "tezkere" oylaması yapıldı ve sonuç olarak 2 oy farkla "evet" çıktı. Ancak 4 müstenklif oy vardı. Onlar "hayır" sayıldı ve böylece teskere bir ret edilmiş oldu! Sonuç olarak bu ABD işgalinden bir nevi bizi Allah korudu demektir! Çünkü, bu tezkere reddinin faydaları ülkemiz için çok büyük oldu. Bu faydaları arasında:
A - ABD'nin 70.000 askeri bizim bütün limanlarımızı ve havaalanlarımızı kendi kontrolü altına alacaktı. Türkiye bir nevi "işgal" altında olacaktı. Sonra onları ülkemizden kim ve nasıl çıkaracaktı?
B - Bunun dışında bu tezkere evet oylansaydı, savaşa katılmamız gerekecekti. Böylece tüm müslüman alemi bizi düşman edinecekti ve biz de kardeş kanı akıtmak zorunda kalacaktık.
C - ABD kuzeyden saracaktı ve Irak'ı yakından fena vuracaktı. Bizim de bir nevi katkılarımızla, yüksek derecede Müslüman kardeş kanı akıtılacaktı!
Vaka II
ABD 1. tezkerenin olumsuz çıkmasından dolayı bize gücendi ve kızdı. Bize karşı soğuk ve mesafeli davranmaya başladı. Hatta Süleymaniye-Kerkük olayları husule geldi ve Irak'taki istihbaratla görevli 11 askerimize bir baskın yapılarak, ellerini kolları bağlnadı, esir alındı ve başlarına çuval geçirildi! Bu olay büyük yankı yaptı ama daha sonra yatıştırıldı ve adeta buz dolabına konulmuş oldu. Irak'ta durum karışınca Türk askeri istendi. Bir müddet sonra ABD askerleri ölmeye-vurulmaya başlayınca Irak'a göndermek için Türkiye'den resmen tekrar asker istendi. Bu sefer TBMM'den izin almaya gidilmeden, bu istek hemen kabul edilidi. Türkiye Bağdat'ın batısındaki bölgeye (Felluce ve Tikrit) bölgelerine asker göndermek için seçmiş oldu.
Kuzey Irak'taki Kürtler
askerimizi istemedi
Fakat Kürtler - özellikle Barzani - ABD'ye baskı yaptı ve ABD Türk askerinin gitmesini istemedi. Askerimiz hazırlıklı kaldı. Kısacası ABD isteklerini geri aldı. Irak'ta bir nevi gerilla savaşları var. Şimdi ise en büyük isyanlar ve saldırılar o bölgede olmaktadır. Her gün yüzlerce yaralı ve ölü oralarda günlük hadiselerden sayılmaktadır. Resmen cepheleşmeler olmaktadır! Tam bir isyan ve gizli savaşlar yapılmaktadır. Eğer Türk askeri oraya gitseydi, bugünlerde oradan askerlerimizin de tabutlar içinde geri dönmeleri kaçınılmaz olacaktı. Bu durumun böyle ucuz atlatılması yine Cenab-ı Hakk'ın bize karşı büyük bir "lütfu" olmuştur!
Irak savaşında
Allah'ın birinci lütfu
ABD Irak savaşı arifesinde Türkiye'den iki büyük istekte bulunmuştu: Bunlar bazı havaalanları, mesela Trakya'daki Çorlu Havaalanı, İstanbul'daki Sabiha Gökçen ve benzeri havaalanlarının kendi kullanımlarına açık olmasını istemişti. Bunun yanında Türkiye'deki, diğer bazı havaalanlarımıza ve limanlarımıza, ABD'den gelecek olan 65.OOO - 70.000 askerini yerleştirme müsaadesini istemişti! Bu durumun Türkçesi ise, Türkiye'nin tüm stratejik yerlerini, kendi kullanımı için, bir nevi bloke etmek istemişti! Bir nevi ülkemizi işgal altına almak istemişti! Bunun yanında: Türkiye'nin de Irak savaşına katılmasını ve Türkiye üzerinden Irak'a 80 - 100 bin ABD askerinin sevkiyatı için izin almak talebinde bulunmuştu!
Meclis'teki oylamaların sonucu
Bu talepler üzerine, TBMM'de "tezkere" oylaması yapıldı ve sonuç olarak 2 oy farkla "evet" çıktı. Ancak 4 müstenklif oy vardı. Onlar "hayır" sayıldı ve böylece teskere bir ret edilmiş oldu! Sonuç olarak bu ABD işgalinden bir nevi bizi Allah korudu demektir! Çünkü, bu tezkere reddinin faydaları ülkemiz için çok büyük oldu. Bu faydaları arasında:
A - ABD'nin 70.000 askeri bizim bütün limanlarımızı ve havaalanlarımızı kendi kontrolü altına alacaktı. Türkiye bir nevi "işgal" altında olacaktı. Sonra onları ülkemizden kim ve nasıl çıkaracaktı?
B - Bunun dışında bu tezkere evet oylansaydı, savaşa katılmamız gerekecekti. Böylece tüm müslüman alemi bizi düşman edinecekti ve biz de kardeş kanı akıtmak zorunda kalacaktık.
C - ABD kuzeyden saracaktı ve Irak'ı yakından fena vuracaktı. Bizim de bir nevi katkılarımızla, yüksek derecede Müslüman kardeş kanı akıtılacaktı!
Vaka II
ABD 1. tezkerenin olumsuz çıkmasından dolayı bize gücendi ve kızdı. Bize karşı soğuk ve mesafeli davranmaya başladı. Hatta Süleymaniye-Kerkük olayları husule geldi ve Irak'taki istihbaratla görevli 11 askerimize bir baskın yapılarak, ellerini kolları bağlnadı, esir alındı ve başlarına çuval geçirildi! Bu olay büyük yankı yaptı ama daha sonra yatıştırıldı ve adeta buz dolabına konulmuş oldu. Irak'ta durum karışınca Türk askeri istendi. Bir müddet sonra ABD askerleri ölmeye-vurulmaya başlayınca Irak'a göndermek için Türkiye'den resmen tekrar asker istendi. Bu sefer TBMM'den izin almaya gidilmeden, bu istek hemen kabul edilidi. Türkiye Bağdat'ın batısındaki bölgeye (Felluce ve Tikrit) bölgelerine asker göndermek için seçmiş oldu.
Kuzey Irak'taki Kürtler
askerimizi istemedi
Fakat Kürtler - özellikle Barzani - ABD'ye baskı yaptı ve ABD Türk askerinin gitmesini istemedi. Askerimiz hazırlıklı kaldı. Kısacası ABD isteklerini geri aldı. Irak'ta bir nevi gerilla savaşları var. Şimdi ise en büyük isyanlar ve saldırılar o bölgede olmaktadır. Her gün yüzlerce yaralı ve ölü oralarda günlük hadiselerden sayılmaktadır. Resmen cepheleşmeler olmaktadır! Tam bir isyan ve gizli savaşlar yapılmaktadır. Eğer Türk askeri oraya gitseydi, bugünlerde oradan askerlerimizin de tabutlar içinde geri dönmeleri kaçınılmaz olacaktı. Bu durumun böyle ucuz atlatılması yine Cenab-ı Hakk'ın bize karşı büyük bir "lütfu" olmuştur!
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006