Avrupa Birliği malumu ilan etti ve Kopenhag Kriterlerinin yanına bir de Lefkoşe koşulu ekledi;
"AB'ne girmek istiyorsanız Kıbrıs'ı çözeceksiniz. Kıbrıs halollmadan üyelik görüşmelerinin başlaması mümkün değildir."
Brüksel'in bu gidişle Türkiye'nin önüne daha neler koyacağı belli değildir. Belli değildir dememiz aslında sözün gelişi. Gören gözler, duyan kulaklar için Kıbrıs'ı yarın Ege'nin öbür gün Pontus'un, Güneydoğu'nun kısaca Türkiye'nin tüm Kırmızı Çizgilerinin izleyeceğine şüphe yoktur.
İşin ilginç tarafı ise şudur ki; "Kıbrıs'ı halledin" talebinin içeriği "Kofi Annan belgesine evet deyin" anlamını taşımaktadır. Ve de Hukümet "Kıbrıs'ı Rumlaştıracak" bu planı, en az Avrupa Birliği kadar desteklemektedir.
Daha dün Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bir kez daha, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonunu ve Kofi Annan Belgesini desteklediklerini açıklamıştır.
Dolayısıyla gözlerden ırak tutulan Kofi Annan belgesi nedir, ne değildir sorusu ayrıca bir anlam kazanmaktadır. Belgenin hükümleri için şimdiden ilan edelim ki "Türkiye bir ihanet dayatmasıyla" karşı karşıyadır.
Kofi Annan belgesini evvelki gün irdelemeye başlamış; Devletin Yapısı ve Yasama Organlarında nasıl bir Rum hakimiyeti sağlandığını ve bu hükümlerle Kıbrıs'lı Türklerin adada bırakınız eşit egemenlik, azınlık statüsünden bile geriye düştüğünü anlatmıştık.
Konuya bugün kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Başkanlık
Konseyinde temsil
Kofi Annan Belgesine göre devletin yürütme organı Başkanlık Konseyi olacaktır. Konsey Üyeleri Senato ve Temsilciler Meclisinden gelen 6 üyeden oluşacaktır. Dağılım Parça Devletlerin nüfus oranlarına göre belirleneceği için 6 üyenin 4'ü Rum, 2'si Türk Parça Devlet'inden gelecektir. Bu durumda Başkanlık Konseyinde, Parça Devletlerin siyasi eşitliği ortadan kalkmaktadır.
Dahası da var... Evvelki gün detaylandırdığımız şekilde; Kuzey'e Türk nüfusunun %28'i oranında Rum yerleştirileceği, bunların da Temsilciler Meclisi ve Senato'da temsil imkanı bulacağından hareketle Türk tarafına ayrılan 2 üye, fiilen 1'e hatta duruma göre 0 (sıfır)'a bile düşebilecektir.
Mal Mülk Mübadelesi ve Toprak Düzenlemesi
Anayasal düzenlemeler meselesinde olduğu gibi mal-mül mübadelesi konusunda da, KKTC yönetiminin ortaya koyduğu kriterler gözardı edilmiştir.
Türk tarafının savunduğu global tazminat sistemi yerine; geri iade, tazminat ve takas yollarının önü açılmıştır. Bu durumda Rumlar 74 öncesi topraklarına "koşulsuz" geri döneceklerdir.
Belge; ilk 15 yıllık süre içinde Türk nüfusunun %28'ine kadar olan 56.000 Rum'a hem Kuzey'e yerleşme, hem de mallarını geri alma hakkı vermektedir.
Bu konuda doğacak sorunlar ise Parça Devletler tarafından değil, bu amaçla kurulacak Mülkiye Kurulu tarafından görülecektir.
Toprak ve Mübadelenin
ince hileleri
Toprak düzenlemesine ilişkin olarak ortaya konulan her iki haritada, KKTC yönetiminin savunduğu güvenlik, derinlik ve su kaynaklarına ulaşım gibi kriterlere uymamıştır.
Rum kesiminin isteğine uygun olarak Maraş, Güzelyurt ve Karpaz gibi önemli su kaynakları ve tarım açısından verimli araziler Rum'lara terkedilmektedir.
Toprak düzenlemesi sonucunda ortaya çıkan acı tabloyu, fazla oranlara boğmadan tek bir rakamla ifade edelim;
"Annan belgesi ile adadaki iyi kalite su kuyularının %75.6'sı, Rum Parça Devletine ait olacaktır."
Gelelim tarım alanlarına... Toprak düzenlemesi sonucunda KKTC'nin şuanda elinde bulunan tarım arazilerinin %66.4'ü Rumlar'a bırakılacaktır.
Kofi Annan belgesine göre, Rum parça devletine bırakılması öngörülen 665.13 km2'lik bölgede bulunan 51 yerleşim yerinde ikamet etmekte olan 52.867 Türk, Türk Parça Devletine göçedecektir. Bir başka ifadeyle her 3 Türk'ten birisi topraklarını, evini, mülkünü kaybedecek ve göçe zorlanacaktır.
Türkiyeli Türkler'in
durumu
Adanın Kuzeyine yerleşmiş Türkiyeli Türkler'in anavatan'a dönmesini gerektiren önemli bir düzenleme de, Belgede yer almaktadır.
Annan belgesi tek bir Kıbrıs vatandaşlığını, Kıbrıs Anayasası temelinde tanımlamaktadır. Buna göre vatandaş olabilmek için dil bilmek, Kıbrıs'lı birisiyle evli olmak ve belli süre adada yaşamak gibi kısaslar getirilmektedir.
Konuyla ilgili öyle hükümler belgede yer almaktadır ki sonuçta "Kıbrıslı Kimliği" Kıbrıslı Rum Kimliğiyle örtüşmekte, Türk Parça Devleti vatandaşlığı zımmen azınlık statüsüne sokulmaktadır.
Bunun bir başka sonucu olarakda Türkiyeli Türkler'in 33.000 kişi dışında bir çoğunlukla adayı terk etmesi istenmektedir.
Kıbrıs vatandaşlığı ve Parça Devlet İç Vatandaşlığı ile ilgili her türlü düzenleme ve uygulama ise her kritik konuda olduğu gibi Parça Devlet'e değil, Rumlar'ın kontrolünde olan özel kurullara, Vatandaşlık Kurulu'na bırakılmaktadır.
Anlaşma adada yeni azınlıklar da üretmektedir. Maronitler, Latin ve Ermeniler gibi... Bu azınlıkların Türk tarafında yer aldığını söylemeye ise her halde gerek yok.*
Konuyu irdelemeye devam edeceğiz.
* Yılmaz Çolak, Annan belgesinin analizi.
"AB'ne girmek istiyorsanız Kıbrıs'ı çözeceksiniz. Kıbrıs halollmadan üyelik görüşmelerinin başlaması mümkün değildir."
Brüksel'in bu gidişle Türkiye'nin önüne daha neler koyacağı belli değildir. Belli değildir dememiz aslında sözün gelişi. Gören gözler, duyan kulaklar için Kıbrıs'ı yarın Ege'nin öbür gün Pontus'un, Güneydoğu'nun kısaca Türkiye'nin tüm Kırmızı Çizgilerinin izleyeceğine şüphe yoktur.
İşin ilginç tarafı ise şudur ki; "Kıbrıs'ı halledin" talebinin içeriği "Kofi Annan belgesine evet deyin" anlamını taşımaktadır. Ve de Hukümet "Kıbrıs'ı Rumlaştıracak" bu planı, en az Avrupa Birliği kadar desteklemektedir.
Daha dün Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bir kez daha, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonunu ve Kofi Annan Belgesini desteklediklerini açıklamıştır.
Dolayısıyla gözlerden ırak tutulan Kofi Annan belgesi nedir, ne değildir sorusu ayrıca bir anlam kazanmaktadır. Belgenin hükümleri için şimdiden ilan edelim ki "Türkiye bir ihanet dayatmasıyla" karşı karşıyadır.
Kofi Annan belgesini evvelki gün irdelemeye başlamış; Devletin Yapısı ve Yasama Organlarında nasıl bir Rum hakimiyeti sağlandığını ve bu hükümlerle Kıbrıs'lı Türklerin adada bırakınız eşit egemenlik, azınlık statüsünden bile geriye düştüğünü anlatmıştık.
Konuya bugün kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Başkanlık
Konseyinde temsil
Kofi Annan Belgesine göre devletin yürütme organı Başkanlık Konseyi olacaktır. Konsey Üyeleri Senato ve Temsilciler Meclisinden gelen 6 üyeden oluşacaktır. Dağılım Parça Devletlerin nüfus oranlarına göre belirleneceği için 6 üyenin 4'ü Rum, 2'si Türk Parça Devlet'inden gelecektir. Bu durumda Başkanlık Konseyinde, Parça Devletlerin siyasi eşitliği ortadan kalkmaktadır.
Dahası da var... Evvelki gün detaylandırdığımız şekilde; Kuzey'e Türk nüfusunun %28'i oranında Rum yerleştirileceği, bunların da Temsilciler Meclisi ve Senato'da temsil imkanı bulacağından hareketle Türk tarafına ayrılan 2 üye, fiilen 1'e hatta duruma göre 0 (sıfır)'a bile düşebilecektir.
Mal Mülk Mübadelesi ve Toprak Düzenlemesi
Anayasal düzenlemeler meselesinde olduğu gibi mal-mül mübadelesi konusunda da, KKTC yönetiminin ortaya koyduğu kriterler gözardı edilmiştir.
Türk tarafının savunduğu global tazminat sistemi yerine; geri iade, tazminat ve takas yollarının önü açılmıştır. Bu durumda Rumlar 74 öncesi topraklarına "koşulsuz" geri döneceklerdir.
Belge; ilk 15 yıllık süre içinde Türk nüfusunun %28'ine kadar olan 56.000 Rum'a hem Kuzey'e yerleşme, hem de mallarını geri alma hakkı vermektedir.
Bu konuda doğacak sorunlar ise Parça Devletler tarafından değil, bu amaçla kurulacak Mülkiye Kurulu tarafından görülecektir.
Toprak ve Mübadelenin
ince hileleri
Toprak düzenlemesine ilişkin olarak ortaya konulan her iki haritada, KKTC yönetiminin savunduğu güvenlik, derinlik ve su kaynaklarına ulaşım gibi kriterlere uymamıştır.
Rum kesiminin isteğine uygun olarak Maraş, Güzelyurt ve Karpaz gibi önemli su kaynakları ve tarım açısından verimli araziler Rum'lara terkedilmektedir.
Toprak düzenlemesi sonucunda ortaya çıkan acı tabloyu, fazla oranlara boğmadan tek bir rakamla ifade edelim;
"Annan belgesi ile adadaki iyi kalite su kuyularının %75.6'sı, Rum Parça Devletine ait olacaktır."
Gelelim tarım alanlarına... Toprak düzenlemesi sonucunda KKTC'nin şuanda elinde bulunan tarım arazilerinin %66.4'ü Rumlar'a bırakılacaktır.
Kofi Annan belgesine göre, Rum parça devletine bırakılması öngörülen 665.13 km2'lik bölgede bulunan 51 yerleşim yerinde ikamet etmekte olan 52.867 Türk, Türk Parça Devletine göçedecektir. Bir başka ifadeyle her 3 Türk'ten birisi topraklarını, evini, mülkünü kaybedecek ve göçe zorlanacaktır.
Türkiyeli Türkler'in
durumu
Adanın Kuzeyine yerleşmiş Türkiyeli Türkler'in anavatan'a dönmesini gerektiren önemli bir düzenleme de, Belgede yer almaktadır.
Annan belgesi tek bir Kıbrıs vatandaşlığını, Kıbrıs Anayasası temelinde tanımlamaktadır. Buna göre vatandaş olabilmek için dil bilmek, Kıbrıs'lı birisiyle evli olmak ve belli süre adada yaşamak gibi kısaslar getirilmektedir.
Konuyla ilgili öyle hükümler belgede yer almaktadır ki sonuçta "Kıbrıslı Kimliği" Kıbrıslı Rum Kimliğiyle örtüşmekte, Türk Parça Devleti vatandaşlığı zımmen azınlık statüsüne sokulmaktadır.
Bunun bir başka sonucu olarakda Türkiyeli Türkler'in 33.000 kişi dışında bir çoğunlukla adayı terk etmesi istenmektedir.
Kıbrıs vatandaşlığı ve Parça Devlet İç Vatandaşlığı ile ilgili her türlü düzenleme ve uygulama ise her kritik konuda olduğu gibi Parça Devlet'e değil, Rumlar'ın kontrolünde olan özel kurullara, Vatandaşlık Kurulu'na bırakılmaktadır.
Anlaşma adada yeni azınlıklar da üretmektedir. Maronitler, Latin ve Ermeniler gibi... Bu azınlıkların Türk tarafında yer aldığını söylemeye ise her halde gerek yok.*
Konuyu irdelemeye devam edeceğiz.
* Yılmaz Çolak, Annan belgesinin analizi.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021