Eskiden bir fesli Kadir dolaşırdı ortalıklarda, Allah onu devam âleminde de Yunan'la beraber eylesin. Neyzen Tevfik'in şiirlerinden fırlamış gibiydi. Cerahat dolu ağzıyla ortalığa pisleyip dururdu.
Kısa keseyim, o da gitti herkes gibi.
Ama nasıl gitti?
Vallahi!
Yarın Ruz-u Mahşer'de şahitlik edeceğim. "Ehl-i Beyt'i Rasulullah'ı Kerbela'da katleden Yezid'e taraftardı ve yüksek sesle Hz. Hüseyin'e karşı Yezidi savunuyordu" diye.
(Ben onun zehirlediği gençlere üzülüyorum.)
Peki, İngiliz vatandaşı "Fesli" ölünce, İngilizlerin yüzyılları aşkın bu topraklardaki projeleri bitti mi? Biter mi?
Hemen yerine kolayca yenilerini buluyorlar.
Neyzen'in dediği gibi, "Geldikleri gibi gitmediler. Kimi itini bıraktı kimi bitini…"
Neyse, konumuz bu değil… Asıl konumuz, son zamanlarda popüler olmaya çalışan, "Ben buradayım, beni de görün" diyerek, günümüzün Şeyh Said'i ya da feslisi olmaya hevesli, bu amaç için de her fırsatta Mustafa Kemal Atatürk'e ve Cumhuriyete saldıran, Halil Konakçı isimli zat ve bu zatın "Şeyh Said haininin, Halid-i Nakşibendi tarikatına mensup, bir kahraman" olduğunu anlatan videosu.
Birkaç gündür Şeyh Said'in ihanetinin kökenine inerek Halidilik'le ilgili bir yazı yazmak istiyordum. Araştırma yaparken Yeni Mesaj gazetemizin engin arşivinde bana yazacak tek eksik kelime bırakmamış bir yazı buldum. Bir kısmını alıntı yapmaktan da hacâlet duydum. Aynen aktarıyorum.
İyi okumalar!
03.03.2016 tarihli Yeni Mesaj gazetesi Misafir Kalem (K) yazısı…
Büyük Veli Ma'ruf Berzencî'nin, Nakşi-Halid-i Bağdadî'ye yönelik mücadelesi kadar, Bağdadî'nin bölgedeki İngiliz misyon şefleri ve yerli figüranlarıyla olan bağlantıları da önemlidir.
Seyyid Berzenci, Bağdadî'nin küfür hallerini anlattığı "Tahrir'ul-Hitab" adlı risalesinde, Bağdadî'ye dair özetle şu tenkitleri yapmıştır: "Kürtleri ayartarak ihtilaflar oluşturmaktadır. Ortalık onun bid'atlarıyla dolup taşmaktadır. Âlemde kendisinin tasarruf ettiğini ve gaybı bildiğini iddia etmektedir. Gittiği Hindistan'da Yogi sihirbazlıklarını talim etmiştir. Etrafında din olarak İngiliz Hristiyanlığı zuhur etmiştir." (Nîzâr Abaza, Şeyh Halid en-Nakşibendi , Daru'l-Fikr, Dımeşk-1994, s. 16 vd.)
Berzenci, Said Paşa'ya şu kaydı da düşmüştür: "Halid, Hindistan'a gitmiş ve dersini sihirbaz yogilerden almıştır." (M. M. el-Hâfız-N. Abaza, Ulemâ'uDımaşk ve A'yânuha, Dâr'ul-Fikr'il-Muâsır, Beyrut, c. 1, s. 304)
Said Paşa, Berzenci'nin, Bağdadî'nin foyasını ortaya çıkartan okkalı risaleden hoşlanmamış; bir reddiye yazdırmıştır. (Haydarizade, el-Mecdu't-Talid, Matbaay-ı Amire-1292, s. 35 vd.)
Berzencî'nin Kur'an ve Sünnet ölçüleri çerçevesinde yazdığı reddiyesine, Paşa'nın siyasi talimatıyla bir cevap yazılması manidardır.
Paşa, tekin bir tip değildir. Vezir payesine yükseltilerek Bağdat, Basra ve Şehrezor'un kendisine bağlandığı Paşa, karışık kimliği ve uygunsuz halleri yüzünden azledilerek Halep'e sürülmüştür (Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Bağdat, DİA, c.4, s. 435; Başbakanlık Osmanlı Arşivleri (BOA.), Tahvil d.53, s.22). Vali Said Paşa, Musul Valisi Ahmed Paşa'nın azledilip katledilmesi ve yerine Abdülcelilzadelerden Hasan Bey'in atanması karşılığında Sadrazama ve elemanlarına rüşvet teklif edecek kıratta ve cürette biridir (BOA., Sadaret Kethüdalığı Kalemi Dosyaları (A.SKT) 81/31 7; BOA., A.SKT 81/31).
Halid Bağdadî'nin müridi olan Said Paşa'nın ve babasının asıl dikkate şayan yönleri İngilizlerle olan bağlantılarıdır.
1798'lerde İngiliz Hükümeti, stratejik öncelikli Irak bölgesini kendi sömürge yapmak üzere Harford Jones-Brydges'i, Bağdat'a siyasi konsolos olarak atadı. Jones'a verilen birincil görev "Bağdat Valisi üzerinde tesirde bulunarak itibar kazanmak ve Napolyon'un doğudaki etkisini ve planlarını takip etmek"ti. (Dr. Nurcan Yurdakul, Basra ve Bağdat'da İngiliz Konsoloslukları (1798-1856), Marmara Unv. Türkiyat Araştrm. Enst., Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul-2014, s. 69)
Jones'a verilen görevler arasında Bağdat Eyaleti'nin nüfusu, silahlı kuvvetleri ve kaynakları hakkında bilgi temin etmenin yanında İran Devleti ve Mısır Valilikleri ve Vehhabiler hakkında bilgi toplamak da bulunmaktaydı. Arabistan'daki bağımsız prensler ve Arabistan üzerinden yabancılar veya buranın sakinleri tarafından kontrol edilen Hindistan'a gidilebilecek yollar hakkında da bilgi toplaması istenmiştir. (Fattah Hala, The Politics of Regional Trade in Iraq, Arabia and The Gulf: 1745-1900, , State University of New York Press, Albany-1997, s. 103; Dr. N. Yurdakul, a.g.tez, s. 66)
İngilizlerin sömürge programlı Doğu Hindistan Şirketi Başkanı J. Bosanquet ise, süreci bir adım daha ileri götürerek, Fransa'ya karşı askeri harekâta geçmeleri durumunda Hindistan ordusunun bütün imkânları ile Bağdat Valisi'ne yardıma hazır olduğu mesajını iletmesini bildirdi. (Bosanquet'un, 6 Haziran 1798 tarihinde Jones'a yazdığı mektup; Lorimer J. Gordon, A Gazetteer of Persian Gulf, Oman and Central Arabia, s. 1623-1624, Government Press, Calcutta-1908).
Bağdat Valisi Büyük Süleyman Paşa'ya, gerek Kraliçenin, gerekse Hindistan Genel Sekreterinin mektuplarını getiren Jones'un, bu mektuplarda esas olarak Fransa'nın Suriye çölleri, Fırat Vadisi ve Bağdat üzerinden Basra Körfezi yoluyla Hindistan'a ulaşması tehdidini bertaraf etmek sebebiyle "yetkilendirildiği" görülmektedir.(Dr. Nurcan Yurdakul, a.g.tez, s. 66)
İngiliz Hükümeti'nin Bağdat valisine gönderdiği vaad mektupları, valinin karakterini de ortaya koymaktadır (Bkz. Lorimer J. Gordon, A Gazetteer of Persian Gulf, Oman and Central Arabia, s. 1622, Government Press, Calcutta-1908).
Bağdadi'yi himaye eden Said Paşa'nın Paşa'nın Irak'taki İngiliz misyonunu ve bölgenin birliğini temin eden Kadirilere karşı olan pozisyonunu anlamak bakımından şu zehirleme icraatı da kayda değerdir: Bağdat'taki Abdulkâdir Gîlânî külliyesi postnişini İlâ-Ahir Nakîbü'l-Eşraf Seyyid Ramazan el-Kadirî, bizzat Süleyman Paşa tarafından zehirlenerek şehit edilmiştir. (İmâd Abdusselâm Rauf, Tanzîmâtü'l-İctimâiyyesi, Hadarâtü'l-Irak içerisinde c.10, s. 134; B. Abu-Manneh , Vali Necip Paşa ve Irak'taki Kadiriyye Tarikati, s. 185, (Çev: H. M. Yücer), Journal of History Culture and Art Research Vol, 1, No. 3, September 2012).
İşte Seyyid Berzenci'ye karşı cephe açıp Halid Bağdadî'ye sahip çıkan Said Paşa, bu Büyük Süleyman Paşa'nın oğludur. İskoç bir albayın evlilikdışı çocuğu olan dönemin İngiliz elçisi C. James Rich ile Sait Paşa arasında sıkı bir siyasi münasebet vardır (H. Allen, The Asiatic Journaland Monthly Register for British and Foreign India, China and Australia, "Mayıs ? Ağustos 1835", c. 17, London, 1835, s. 65).
Rich, aynı zamanda Said Paşa'nın isyanlar esnasındaki sığınma makamıdır (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Hatt-ı Humayun, 20879 A).
Bağdadî'nin Berzenci'ye karşı işbirliği içinde olduğu ve Bağdadî'yi himayesi altına alan kişi işte bu Said Paşa'dır ki, buna nam-ı diğer Küçük İngiliz Said Paşa demek lazımdır. Tarih, günümüzün de boy aynasıdır.
- Time dergisine başlık: 'Rüzgara düğüm atmak' / 24.08.2024
- Fitiller ateşlendi / 23.08.2024
- Gençliğe Hitabe’den fırlamışçasına / 24.03.2024
- İLKESİZ CHP / 23.03.2024
- ABD terör kuvvetleri / 12.01.2024
- Ölmemek için ölenler… / 08.01.2024
- Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa / 07.01.2024
- Suudiler Müslüman Atatürk’ten rahatsız! / 04.01.2024
- Hırsız İsrail / arsız dünya - 2 / 03.01.2024