Ankara, konjonktürel politikaya teslim... Siz buna, "laubali siyaset" de diyebilirsiniz.
Böyle bir siyasî ahlâk zemininde, milletin derdi ve ülkenin problemlerine yer yok. Dolayısıyla, Ankara'ya ilişkin güvensizlik, seçim sandığından yepyeni, ağırbaşlı, Kuvay-ı Milliye ruhuna sahip, proje ve milli duruş sahibi kadroları çıkaracaktır. Vekil adayları listesi açıklandı; Bağımsız Türkiye Partisi dışında böyle bir kadro, böyle bir proje ve Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir lider çıkartan bir başka parti olmadığına göre, BTP'nin tek başına iktidarı çok yakın... 4 Kasım kadar yakın.
Yoğun fobilerle örülü baraj ve seçim erteleme manevralarının, siyasi ahlâktan uzak politika atraksiyonların arka planında da işte bu "alternatifsiz iktidarı ertelemeye" dönük niyetler yatıyor.
Düşününüz... İki-üç ay önce 449 milletvekili parmak kaldırdı, destek verdi. Seçim kararı aldılar.
Hiç kimse "seçim yapın" diye onlara baskı yapmadı. Tüm ekonomik, siyasal ve kültürel çökertmelere rağmen, toplum sabır taşı olarak bekledi. Böyle bir süreçte 449 vekile seçim kararı alındı.
Seçim kararı üzerine vekil nümayişleri yapıldı. "İşte uyumluluk bu, işte ittifak bu" diye ekranlar, manşetler süslendi.
Şimdi ne oldu ki, bu vekillerimiz, "aman seçime gitmeyelim" diyorlar. "Ne yapalım, ne edelim; seçimi, 3 Kasım'ı erteleyelim" diyorlar... Ne oldu?
124 imza toplandı ve seçimin iptali ile ilgili evrak, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.
Bu yapılan doğru ise, önceki 449 vekilin yaptığı yanlış mıydı? Bu vekillerle önceki vekiller ayrı insanlar mı? Hayır.
O halde, bu derece siyasî etikten uzaklaşmış bir manevraya vekillerimizi iten korku, çok ama çok büyük bir korku olmalı...
Biz, olduğumuz yerde, konuştuğumuz sözdeyiz. Ancak kafalarında hafakanlar geçirenler; fobilerin karabasanlarına uğrayanlar, konjonktüre göre manevra yapıyorlar. Fakat millet, ekmek bulamıyor. Aş bulamıyor. Çocuğuna defter alamıyor. Hastasına ilaç temin edemiyor.
IMF'nin borç faizleri ise, vakit geçtikçe kabarıyor, şişiyor. Eninde sonunda bu fatura da milletin sırtına yüklenecek.
Bugün, vakit kazanmak için çabalayanlar, maalesef bu vakti, milletin hayrına projeler üretmek adına talep etmiyorlar. Çünkü onlara IMF ve AB şefleri izin vermez.
Yıllardan beri iktidarda veya muhalefette koltuk işgal ettiği halde bir proje üretmeyenler, iki ayda mı çözüm üretecekler?
Hem bunlar değil mi ülkeyi batıranlar, devleti ve milleti IMF ve AB'nin insafına terk edenler?
O halde, tek çarenin Bağımsız Türkiye Partisi olduğu gün gibi açığa çıkar. Gerisi sadece vakit kaybı olur.
Dahası, ister 3 Kasım ister bilmem kaç Nisan olsun; toplumun hedefi, BTP'yi tek başına iktidar yapmaktır. Anketler de böyle söylüyor; evine, işine misafir olduğumuz topyekün Türk milleti de böyle söylüyor. BTP'nin projelerini çalan acemi işportacı genç politikacılar da lisan-ı halleriyle böyle haykırıyor. Hadi hayırlısı...
Böyle bir siyasî ahlâk zemininde, milletin derdi ve ülkenin problemlerine yer yok. Dolayısıyla, Ankara'ya ilişkin güvensizlik, seçim sandığından yepyeni, ağırbaşlı, Kuvay-ı Milliye ruhuna sahip, proje ve milli duruş sahibi kadroları çıkaracaktır. Vekil adayları listesi açıklandı; Bağımsız Türkiye Partisi dışında böyle bir kadro, böyle bir proje ve Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir lider çıkartan bir başka parti olmadığına göre, BTP'nin tek başına iktidarı çok yakın... 4 Kasım kadar yakın.
Yoğun fobilerle örülü baraj ve seçim erteleme manevralarının, siyasi ahlâktan uzak politika atraksiyonların arka planında da işte bu "alternatifsiz iktidarı ertelemeye" dönük niyetler yatıyor.
Düşününüz... İki-üç ay önce 449 milletvekili parmak kaldırdı, destek verdi. Seçim kararı aldılar.
Hiç kimse "seçim yapın" diye onlara baskı yapmadı. Tüm ekonomik, siyasal ve kültürel çökertmelere rağmen, toplum sabır taşı olarak bekledi. Böyle bir süreçte 449 vekile seçim kararı alındı.
Seçim kararı üzerine vekil nümayişleri yapıldı. "İşte uyumluluk bu, işte ittifak bu" diye ekranlar, manşetler süslendi.
Şimdi ne oldu ki, bu vekillerimiz, "aman seçime gitmeyelim" diyorlar. "Ne yapalım, ne edelim; seçimi, 3 Kasım'ı erteleyelim" diyorlar... Ne oldu?
124 imza toplandı ve seçimin iptali ile ilgili evrak, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.
Bu yapılan doğru ise, önceki 449 vekilin yaptığı yanlış mıydı? Bu vekillerle önceki vekiller ayrı insanlar mı? Hayır.
O halde, bu derece siyasî etikten uzaklaşmış bir manevraya vekillerimizi iten korku, çok ama çok büyük bir korku olmalı...
Biz, olduğumuz yerde, konuştuğumuz sözdeyiz. Ancak kafalarında hafakanlar geçirenler; fobilerin karabasanlarına uğrayanlar, konjonktüre göre manevra yapıyorlar. Fakat millet, ekmek bulamıyor. Aş bulamıyor. Çocuğuna defter alamıyor. Hastasına ilaç temin edemiyor.
IMF'nin borç faizleri ise, vakit geçtikçe kabarıyor, şişiyor. Eninde sonunda bu fatura da milletin sırtına yüklenecek.
Bugün, vakit kazanmak için çabalayanlar, maalesef bu vakti, milletin hayrına projeler üretmek adına talep etmiyorlar. Çünkü onlara IMF ve AB şefleri izin vermez.
Yıllardan beri iktidarda veya muhalefette koltuk işgal ettiği halde bir proje üretmeyenler, iki ayda mı çözüm üretecekler?
Hem bunlar değil mi ülkeyi batıranlar, devleti ve milleti IMF ve AB'nin insafına terk edenler?
O halde, tek çarenin Bağımsız Türkiye Partisi olduğu gün gibi açığa çıkar. Gerisi sadece vakit kaybı olur.
Dahası, ister 3 Kasım ister bilmem kaç Nisan olsun; toplumun hedefi, BTP'yi tek başına iktidar yapmaktır. Anketler de böyle söylüyor; evine, işine misafir olduğumuz topyekün Türk milleti de böyle söylüyor. BTP'nin projelerini çalan acemi işportacı genç politikacılar da lisan-ı halleriyle böyle haykırıyor. Hadi hayırlısı...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019