Lozan antlaşması ve azınlık tarifi -2-
Devletlerin müdahalesinin sosyal hayata yansımaları, Nutuk’ta, yeni Türk devletinden önceki dönem olarak anlatılır
05.11.2025 00:02:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Devletlerin müdahalesinin sosyal hayata yansımaları, Nutuk'ta, yeni Türk devletinden önceki dönem olarak anlatılır:
"Efendiler, malumdur ki, yeni Türk devletinin yerini aldığı Osmanlı Devleti, Uhud-ı Atika (eski anlaşmalar) adı altında birtakım kapitülasyonların esiri idi.
Hıristiyan halkı birçok imtiyazlara ve istisnailiğe sahip bulunuyordu.
Osmanlı Devleti, Osmanlı memleketlerinde bulunan yabancılara karşı yargı hakkını tatbik edemezdi; Osmanlı tebaasından aldığı vergiyi, yabancılardan almaktan men edilmiş bulunuyordu.
Devletin hayatını kemiren ve kendi sınırları dâhilinde yaşayan azınlıklarla ilgili tedbirler alması mümkün değildi…"
Çok çetin geçen müzakereler sonrasında anlaşmanın 38. maddesi şöyle kabul edilmiştir:
"Türkiye hükûmeti, doğum, milliyet, dil, soy veya din ayrımı yapmaksızın Türkiye halkının tümünün yaşam ve özgürlüklerini tam olarak korumayı yükümlenir."
39. maddesi şudur:
"Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyruklular, Müslümanlarla özdeş medenî ve siyasî haklardan yararlanacaklardır."
Anlaşma'nın 40. maddesinde şu hüküm yer alır:
"Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada öteki Türk uyrukları ile aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır.
Özellikle giderlerini kendileri ödemek üzere her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır.
Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumların dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar dışında Yunanistan'daki Türklerin mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.
Mübadele maddesi gereği; Batı Trakya'daki Türk azınlığı ile İstanbul'daki Rum azınlığı dışında Türkiye'de Yunanlı ve Yunanistan'da Türkiyeli kalmayacaktı.
Yani Türk, Kürt, Çerkez vs. etnik kimlikler üzerinden ayrıştırmalara gidilerek yapılmayan azınlık tanımı, Müslüman ve gayrimüslim olarak sınırlandırılmıştır.
Mustafa Kemal'in, inanç temeline dayalı azınlık tanımı, esasen Erzurum Kongresi'nde de vardır.
Erzurum Kongresi sonrasında alınan kararlardan 5'incisi, "Hıristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyet ve içtimai dengemizi bozacak imtiyazlar verilemez"dir. (Beyanname, madde: 4). (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
"Efendiler, malumdur ki, yeni Türk devletinin yerini aldığı Osmanlı Devleti, Uhud-ı Atika (eski anlaşmalar) adı altında birtakım kapitülasyonların esiri idi.
Hıristiyan halkı birçok imtiyazlara ve istisnailiğe sahip bulunuyordu.
Osmanlı Devleti, Osmanlı memleketlerinde bulunan yabancılara karşı yargı hakkını tatbik edemezdi; Osmanlı tebaasından aldığı vergiyi, yabancılardan almaktan men edilmiş bulunuyordu.
Devletin hayatını kemiren ve kendi sınırları dâhilinde yaşayan azınlıklarla ilgili tedbirler alması mümkün değildi…"
Çok çetin geçen müzakereler sonrasında anlaşmanın 38. maddesi şöyle kabul edilmiştir:
"Türkiye hükûmeti, doğum, milliyet, dil, soy veya din ayrımı yapmaksızın Türkiye halkının tümünün yaşam ve özgürlüklerini tam olarak korumayı yükümlenir."
39. maddesi şudur:
"Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyruklular, Müslümanlarla özdeş medenî ve siyasî haklardan yararlanacaklardır."
Anlaşma'nın 40. maddesinde şu hüküm yer alır:
"Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada öteki Türk uyrukları ile aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır.
Özellikle giderlerini kendileri ödemek üzere her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır.
Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumların dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar dışında Yunanistan'daki Türklerin mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.
Mübadele maddesi gereği; Batı Trakya'daki Türk azınlığı ile İstanbul'daki Rum azınlığı dışında Türkiye'de Yunanlı ve Yunanistan'da Türkiyeli kalmayacaktı.
Yani Türk, Kürt, Çerkez vs. etnik kimlikler üzerinden ayrıştırmalara gidilerek yapılmayan azınlık tanımı, Müslüman ve gayrimüslim olarak sınırlandırılmıştır.
Mustafa Kemal'in, inanç temeline dayalı azınlık tanımı, esasen Erzurum Kongresi'nde de vardır.
Erzurum Kongresi sonrasında alınan kararlardan 5'incisi, "Hıristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyet ve içtimai dengemizi bozacak imtiyazlar verilemez"dir. (Beyanname, madde: 4). (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































