Ne zor soru değil mi?
Sağlık sistemi ülkede her geçen gün hizmetten ziyade eğitim kurumları gibi para kazanılması gereken bir sektöre dönüştü. Özel hastaneler astronomik rakamlarla muayene ve ameliyatlar yaparken, devlet hastaneleri eski alet edevat ve teknoloji ile, her geçen gün ağırlaşan hasta portföyünün getirdiği sorunlarla hizmet etmeye çalışıyor. Yeni açılan şehir hastaneleri teşhis için gerekli olan personel, alet edevat ve laboratuvar hizmetlerini bir araya toplamış, lüks devasa AVM'ler gibi pek çok şehirde yükseliyor. İnsana görüntüsü ile güven veriyor.
Teşhis tamam, peki ya tedavi?
Genç pırıl, pırıl doktorlar ise tecrübe kazanmak için seçtikleri meslekte sabırla ve inatla devlet hastanelerinde, polikliniklerde hasta bakmaya, kendilerini adeta stajyer gibi geliştirmeye çalışıyorlar. Şehir hastanelerinin görüntü cazibesi onları da cezbediyor.
Bazı ülkelerde; hastalara hastane öncesinde ne gibi hizmetler sunulduğunu gördüğümüzde ise, insana insan olarak değer veren yönetimleri kutlamamız gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar bizim sağlık bakanımız her türlü sorunu hallettik, sağlıkta çağ atladık dese de hastanelerin şehir hastanesi olması, ambulans hizmetlerinin mükemmel bir çizgiye getirilmesi dışında yerelden kaynaklanan özelliklerimizi dikkate almadıkları için pek bir şey yapamadıkları, toplu bir çözüm üretemedikleri ortada.
***
Sorunun geneline baktığımız zaman giderek sağlıksız bir toplum olmamızın birinci basamağının beslenme kaynaklı olduğunu görüyoruz. Piyasada tağşişli ürün dedikleri pek çok gıda insanlarımız tarafından tüketilmeye devam ediyor. Yeni neslin yeterince beslenememesinden ötürü maalesef hastalıklar da artıyor.
Tedavimi oluyoruz yoksa sadece teşhis mi konuluyor derseniz ben ikinci seçeneği daha doğrucu buluyorum. Genellikle hastalığa teşhis koymak ve birazda koruyucu hekimlik yapmak, en çok ilaç firmalarının işine yarıyor. Her ihtimale karşı "O değilse, budur…" diyerek birkaç farklı hastalık için ilaç verilmesi hem cüzdanları, hem de hastaların organlarını yoruyor.
Bilindiği gibi teşhisi doktorlar yapıyor, tedavi ise ameliyatlık değil ise ilaçlarla mümkün. Bu da ilaç sektörünün ürettiklerine bağlı. Gerçekten işe yarıyor mu yoksa ağrı kesiciler gibi sadece kullanılan madde ile absorbe mi ediliyor, bilmiyoruz…
***
Sanal ortamda en basitinden prostat rahatsızlıkları için doğal olduğu söylenen pek çok ürünün reklamı gırla gidiyor… Uzman isimlerce tavsiye ediliyor. Hem de ne tavsiye? Ancak bunların eczanelerde satışı yapılmadığı gibi devletçe de karşılanmıyor. Öte yandan iyi geldiği öne sürülen takviye edici gıdalar oldukça yaygınlık kazanmış durumda.
Kanser tedavisine avuç dolusu para harcadığı halde ölenler malum… El altından getirilen yabancı menşeili ilaçların kullanıldığı da bir gerçek. İnsanlar sağlığına yeniden kavuşmak için her söylentiye, sosyal medyada verilen her tarife, ilaç değildir diyerek satılan her ürüne saldırıyorlar. Buralarda hatırı sayılır paralar harcanıyor. Maalesef bu konuda bir denetim veya engelleme de yok.
Bu işlerin erbabı olan doktorlar yurt dışına gidince pek çok tedavi yarım, hastalar özel hastanelerin elinde öksüz kaldılar.
***
Şu sıralarda yeni bir Covid varyantı ile ilgili bilgiler fısıltı gazetesinde yayılmaya devam ediyor. Hükümetin sağlık bakanı bu konuda bir açıklama yapmadı.
İşin en acı tarafı pek çok kentte hastane randevuları gecikmeli olarak alınabiliyor. Özellikle tıbbi çekim veya ameliyat gerektiren durumlarda hastalar beklemek zorunda.
Böyle durumda eğer bıçak kemiğe dayandı ise "Para mı, sağlık mı?" tercihi devreye giriyor. Para sınırlı olunca sağlık ikinci plana, kocakarı ilaçlarının ve üfürükçülerin insafına kalıyor.
Gerçi hastalananlar çocuklar veya kadınlar oldu mu gözümüz hiçbir şeyi görmüyor. Evin kirasını, elektrik parasını, doğalgazı, telefonu, suyu ödemek için ayırdığımız üç beş kuruş hemen tedavi için harcanmaya başlıyor.
Kendimiz hasta isek, ağrı sınırımızı zorlamaya ve ayakta kalmaya çalışıyoruz.
Hani eskiler derdi ya, "Gençken para kazanmak için sağlığımızı kaybeder, yaşlanınca sağlığımızı kazanmak için paramızı kaybederiz" diye…
Lütfen kendinize dikkat edin. En küçük rahatsızlıkta hastanelere koşmak yerine hastalığınızın sebeplerini teşhis etmeye çalışın.
En iyi doktor insanın kendisidir.
- Melamet hırkası… / 16.10.2025
- Geleceği savunmak… / 12.10.2025
- Çaresizlik… / 06.10.2025
- Düzen ve düzensizlik… / 27.09.2025
- Şehitliklerimiz… / 19.09.2025
- Tepki göstermek… / 06.09.2025
- Eski dostlar… / 03.09.2025
- Çocuk ve gençlerin eğitimi… / 26.08.2025
- Yalnız kalan gençlik ve yangın… / 21.08.2025



















































































