Lozan Türkiye'nin tapusudur

Lozan Barış Antlaşması, Türkiye'nin bağımsızlığının ve egemenliğinin tanınmasıdır.Lozan, Türkiye'nin tapusudur.Lozan, kazanılan ulusal kurtuluş savaşının ardından, kazanılanların Batıya kabul ettirildiği, Batının emperyalist güçlerinin en çok geri adım atmak zorunda kaldıkları tarihi bir antlaşmadır.Bu sebeple Lozan Barış Antlaşması'nın imzalandığı 24 Temmuz 1920 Türk tarihinin unutulmaz bir günüdür. Lozan'ın ne olduğunu anlamak için dönüp Sevr'e bakmak gerekir. İki anlaşma arasında birkaç yıl olmasına rağmen, Türk milletinin ortaya koyduğu milli mücadele neticesinde Sevr'den Lozan'a olağanüstü bir geçiş sağlanmıştır.Sevr, Birinci dünya savaşından bir senaryo gereği galip çıkmış olan İtilaf devletlerinin, Türk vatanını paylaşma ve Türkleri Anadolu'dan atma projesidir. Sevr haritasında, ülkemizin Doğu Anadolu bölgesinde Ermenistan, Güneydoğu Anadolu bölgesinde Kürdistan, Karadeniz bölgesinde Pontus devleti kuruluyordu ve Batı Anadolu Yunanistan'a bırakılıyordu. İstanbul ise İtilaf devletlerinin kontrolünde kalıyordu.Türk milletine ise sadaka mahiyetinde Orta Anadolu'da az bir kısım bırakılmıştı. Buranın da ne kadar elimizde kalacağı meçhuldü.Ayrıca Sevr'le Türk Ordusu tasfiye ediliyor, azınlık hakları adı altında altından kalkılmaz dayatmalar getiriliyor ve kapitülasyonlar işlemeye devam ediyordu.Bu Türk milletini köleleştirme ve de Türk vatanını paylaştırma projesini maalesef Osmanlı Hükümeti imzalamıştı. Ama Anadolu'da bir çığ gibi ortaya çıkan Kuvayı Milliyeciler ve önderleri Mustafa Kemal bu yıkım projesini asla kabul edemezdi ve böylece silahlı kurtuluş mücadelesi başladı.İlginç ve dikkat çekici bir noktayı vurgulamak isterim. Atatürk'ü cumhuriyet kurulduktan sonra büyük devlet adamı olarak tanıtan İngiliz ve Fransız basını, Milli mücadelenin başladığı zamanlarda "asilerin başı" olarak anlatıyordu. İkiyüzlülüğün böylesi.Atatürk'ün "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. İşte o satıh bütün vatandır" emrinden hareketle aziz dedelerimiz örnek bir mücadele ortaya koydular ve vatanımızı bütün varlıklarıyla  muhafaza ve müdafaa ettiler.Bu kutsal mücadelenin neticesinde emperyalist güçler oldukça sarsmıştı. Yunanistan'da Constantin bir darbeyle indirilmiş, İngiltere'de Llyod George hükümeti çekilmek zorunda kalmıştı.Lozan'da aziz Türk milleti için verilen idam fermanı yırtılıp çöpe atılmıştır.Lozan Sevr'in anti-tezidir.Türk milletinin bağımsızlığı ve yeni Türkiye Cumhuriyeti silahla, mücadeleyle, bileğimizin hakkıyla bütün dünyaya kabul ettirilmiş ve bunun senedi de Lozan'da alınmıştır.Atatürk, Büyük Nutku'nda Lozan'ı şöyle anlatmıştır:  "Bu antlaşma, Türk ulusuna karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr anlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme girişiminin yıkılışını bildirir bir belgedir." Lozan ile beraber topraklarımızı parçalayacak olan Ermenistan, Kürdistan ve Pontus projeleri iflas etmiştir. Batı Anadolu'da Yunan iddiaları son bulmuştur. Böylece bugünkü sınırlarımıza kavuşmuş olduk.Lozan aynı zamanda ekonomik bağımsızlığımızın tapusudur. Türk ekonomisinin kanını emen kapitülasyonlar kaldırılmıştır.Yine Sevr'le Türk ordusu sürekli sınırlandırılmak ve etkisi azaltılmak isteniyor, kısaca tasfiyesi öngörülüyordu. Lozan'la beraber Türkiye, silahlı kuvvetlerinin bağımsızlığını bütün dünyaya kabul ettirdi. Hiçbir ülke TSK'nın sayısına ya da yapılanmasına müdahale edemeyecekti.Lozan'da en büyük tartışmalar azınlıklar meselesinde yaşandı. Lozan anlaşmasında Türk heyeti üyesi olan Dr. Rıza Nur'un bu noktadaki tespitleri oldukça önemlidir:Dr. Rıza Nur, "Frenkler bizde ekalliyet (azınlık) diye üç nevi biliyorlar, ırkça ekalliyet, dilce ekalliyet, dince ekalliyet. Bu bizim için gayet vahim bir şey, büyük bir tehlike. Aleyhimize olunca şu adamlar ne derin ve ne iyi düşünüyorlar. Irk tabiri ile Çerkez, Abaza, Boşnak, Kürt'ü Rum ve Ermeni'nin yanına koyacaklar. Dil tabiri ile Müslüman olup başka dil konuşanları da ekalliyet yapacaklar. Din tabiri ile halis Türk olan 2 milyon Alevi'yi de ekalliyet yapacaklar. Yani bizi hallaç pamuğu gibi dağıtıp atacaklar. Bu taksimi işittiğim vakit tüylerim ürperdi. Ecnebi devletler bizim ciğerimize pençe atıyorlar. Biraz daha gayret ederlerse Türkiye'deki karıncaları da ekalliyet yapacaklar" demektedir.Türk heyetinin başarılı mücadelesi sonucu sadece gayrimüslimler yani Yahudi, Ermeni ve Rum vatandaşların azınlık olduğu Batıya kabul ettirildi. Böylece bir Sevr projesi olan milletimizi azınlıklara bölüp birbirine düşürme ve yoketme projesi de iflas etmiş oldu.Kısacası Lozan Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik belgesi olarak tarihe geçmiştir. Sevr Türk ulusu için nasıl bir ölüm belgesiyse, Lozan da bir yaşam belgesidir.Bugün AB'ye uyum adı altında, ilerleme raporlarında, taslaklarda zirvelerde bizden istenilenlere bakıldığında Sevr'in maddeleri olduğunu görürüz. Acı olan gerçek AB hayali ve ABD müttefikliği uğruna bu yıkım talepleri siyasilerimiz tarafından bir bir yerine getirilmektedir. Hatta Cumhuriyetimizin tapusu olan Lozan bile tartışmaya açılmaktadır.Dün Atatürk önderliğinde savaşarak, can vererek , büyük zorluklarla elde ettiğimiz hakları tek tek kendi elimizle teslim etmekteyiz. Bunun sonucu Sevr'dir, hatta daha kötüsüdür.Maalesef tarih tekerrür ediyor.Yine dışarıdan bu milleti yoketmek isteyen emperyalist güçler, içerde ise onların taleplerini yerine getiren muhipler sahnede.Ama şunu unutmasınlar ki, bu vatanın bölünmez bütünlüğünü, aziz Türk milletinin onur ve şerefini muhafaza ve müdafaa edecek Mustafa Kemaller, Kuvayı Milliyeciler de o devirde olduğu gibi bugün de mevcuttur.Bu aziz millet asla sahipsiz kalmayacaktır.