Dün olduğu gibi, bugün de ve önümüzdeki süreçte de, Türkiye'miz için, devlet ve milletimiz için en riskli elemanlar, dışarıya bağımlı ve ecnebi güdümlü kişi ve kuruluşlar olsa gerektir.Sözü baştan söyleyelim; meçhul ahvalin ma'lum failleri bunlardır.Bunlar, ABD, AB, IMF, Vatikan ve BOP lobilerine nikahlıdırlar. Kimisi Katolik nikahıyla bağlıdır. Kimisi mut'a nikahıyla? Kimisi imam nikahıyla, kimisi resmi nikahla! Kimisi beyninden, kimisi gönülden, kimisi göbekten, kimisi ise cepten, kimisi koltuktan, kimsisi kürsüden, kimisi ekrandan bağlılar? Ecnebilere, kimisi paralı, kimisi bedava emir erliği yapar!Bunlar siyasetçi olabilir, bürokrat olabilir, amir olabilir, memur olabilir, hakim olabilir, mahkum olabilir. Hacı olabilir, hoca olabilir, alim olabilir, cahil olabilir. Sivil olabilir, asker olabilir. Sade vatandaş olabilir? Fark etmez.Her biri, millet ve devlet mekanizması içindeki yetkilerine, etkilerine, içerideki inisiyatif alanlarına ve ecnebilere bağımlılık derecesine göre risk arz ederler.Devlet ve milleti birbirine kapıştırırlar. Devleti kendi içinden çökertirler. Milleti de kendi içinden dağıtırlar, sosyal dokusunu kemirirler.Her halükârda millet zarar görür, devlet çatırdar. Millet ve devletin ayağının altından Türkiye kayıp gider.Kimsenin tutunacak dalı kalmaz.Bu arada malı götürenler, daima ecnebiler olur? Onlar her zaman kârlı çıkarlar.Faili meçhullerin, gerçekte ma'lum failleri de bunlardır. ABD, AB, IMF, Vatikan ve BOP lobilerine nikahlı olanlar? Ecnebilerden akıl ve talimat alarak iş görenler!Biri sivil, biri askerî eksenli tablo, bu vahim vaziyetin en çıplak halidir.Millet evladı, nereye tutunsun?Hangi emniyete, hangi güvenlik adresine, hangi devlete tutunsun?!Helikopterle bir yerden bir yere seyahat eden genç bir siyasi parti genel başkanının capcanlı bedeni ve umutları, öz vatanının kar beyazı bağrına basılıyor. Arama ve kurtarma çalışmaları bağlamında tüm eleman, ekipman ve kuruluşlarıyla devlet seferber oluyor; öyle deniyor. Genel Başkan sessiz çığlığa gömülüyor. Aylar ve yıllar geçiyor. Devlet Denetleme Kurulu, ölümü şüpheli buluyor, arama çalışmalarında devletin eleman ve kurumlarını "ağır kamu kusur"unun görüldüğünü raporluyor.Aynı günlerde genç bir teğmenin serüveni Meclis gündemine taşınıyor.Kimi medyada haberler şöyle sunuluyor:2. Ergenekon davası sebebiyle 29 aydan beri tutuklu bulunan genç teğmen, 29 ay önce gözaltına alındığında, polis cep telefonuna el koyuyor. Ve o cep telefonuna, Hizbut Tahrir üyesinin telefonundaki 139 adet telefon numarası, ilgili Organize Suçlar Şubesinin deyimiyle "sehven / yanlışlıkla" aktarılıyor! 18 Eylül 2008'de gözaltına alınan teğmen, Hizbut Tahrir örgütü ile bağlantılı olduğu iddia ediliyor.Ağzım burnum diyene kadar 29 ay geçiyor. 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden konuyla ilgili rapor hazırlanması isteniyor.Kodesi boylayan teğmenin telefonunu, poliste 1 saat 23 saniye usulsüz açıldığı teknik olarak tespit ediliyor. Telekomünikasyon İletişim Daire Başkanlığı'nın (TİB) verdiği rapora göre, 19 Eylül 2008'de Merkez Komutanlığı'ndan bir polis memuruna teslim edilen gözaltındaki Çelebi'nin cep telefonu, aynı gün saat 23.52.4223.54.05 zaman diliminde 1 saat 23 saniye "usulsüz" olarak açılıyor. Besleme ve yeşil yandaş medyada tam aksi aktarılıyor.Vatandaş bir o tarafa bakıyor, bir bu tarafa? Bir dem devletin askeri cenahına bakıyor, bir dem sivil çarkına!Başı dönüyor. Ne yapacağını, ne diyeceğini bilemiyor.Gelinen vaziyet, Meclis'e taşınıyor. Devletin askerî kanadında görevli teğmenin, devletin adalet ve emniyet mekanizmasındaki serüveni ve medya sunumları böyle olursa?.Bu vahim gelişmeleri, mağduriyetleri ve kimi zaman saniyesi saniyesine uymayan operasyonları, ekranlardan izleyen, gazetelerden okuyan vatandaş, kendisinin, evladının, ailesinin, devlet ve milletinin can, mal ve sair emniyetine dair kime güvenecek, neye dayanacak?!Kim ne yaparsa yapsın, kim hangi toplum mühendisliklerine tevessül ederse etsin; devlet ve hükümet erkanı bilsin ki, 72 milyon vatan evladının her birinin can, mal, namus, akıl ve din emniyetleri ve temel hak ve hürriyetleri, devletin ve hükümetin mükellefiyetindedir, mesuliyetindedir, uhdesindedir. Bu değerler üzerinde oynanmaz, bu değerler hiçbir siyasi oyuna alet edilemez, bunların üzerinden koltuk devşirilemez? Hele de ecnebilerin güdümüyle bu temeller üzerinden asla toplum mühendisliği yapılamaz? Yapılırsa, devlet ile millet karşıya karşıya getirilir. Devlet gider. Milletin tutunacak dalı kalmaz; millet de dağılır gider!Bu büyük riski azaltmanın yolu, dünyaya açık ve milletin menfaatlerini koruyan yerli siyaset, milletten icazetli lider ve kadro, milli projeler ve ecnebi oyunlarını boşa çıkartacak bir birlik, kardeşlik! BTP ve Prof. Dr. Haydar Baş, işte böyle bir adrestir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019