Medeniyetler ittifakından Irak katliamına

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,geçtiğimiz günlerde "22. Avrupa Eğitim Bakanları Daimi Konferansı"na katılarak, eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın riyasetinde İspanya Başbakanı Zapatero ile başlattıkları 'Medeniyetler İttifakı Projesi'nin önemine değinip, Medeniyetler İttifakı Projesi'nin başarıyla sürdürülmesinin dünya barışı açısından önemli olduğunu dile getirdi ve 'Dünyada medeniyetler çatışmasını değil, medeniyetler ittifakını sağlamamız gerekiyor. Eğer bugün terörü çocuklarımıza miras olarak bırakmayacaksak, terörü küreselleşmeden onu yerinde boğacaksak, bu güç birliğine ihtiyacımız var. Çünkü dünyanın küresel barışa ihtiyacı var' dedi.Ve konuşmasının bir başka bölümünde de"Ortadoğu ve Irakta yaşananlar bize ders olmalıdır. Her gün 60-70 kişinin öldüğü Irak var, çocuklar, kadınlar savunmasız insanlar ölüyor. 'Biz Avrupa'da yaşıyoruz' diye seyirci kalamayız. Tabiat, çevre bombalarla tahrip ediliyor. Seyirci kalamayız. Dünya, şahsen arzumuz, özellikle insanlığın maddi imkanları, olanaklarını bombalara tahsis ettiği bir dünya olmamalı" şeklinde konuştu.Evvelen şunu belirtelim ki sayın okuyucu Başbakan ve  İspanya Başbakanının başlattıkları "Medeniyetler ittifakı ve projesi"  hikaye ve üfürükten teyyare imkansız bir projedir, çelişkidir.Medeniyetler ittifakı projesinin gerek terim ve kavram, gerekse maksat ve gaye olarak imkansızlığı ve bu isim altında hedeflenen gerçek proje, yani "Medeniyet ilhakı projesi" projesidir.Çünkü eğer medeniyetler ittifak edebilseydi, bunların temeli olan dinlerin de ittifak edebilmesi gerekirdi. Halbuki dinlerin ittifak etmeleri, onların nev'i şahsına münhasır farklı dinler olma hususiyetlerine aykırıdır ve bu gerçek yegane hak din olan İslam ile sayıları pek çok olabilecek batıl dinler açısından değişmez.Kaldı ki, "Doğru tektir" hakikati hakkın batıldan bir şey kaybetmeyeceğini anlatır. Peki acaba bu kavramı ihdas edenler, meramlarını anlatabilmek için farkında olmadan yanlış bir kavram mı kullanmaktadırlar? Esasen Medeniyetler ittifakı projesi bir siyonist senaryosu olan medeniyetler çatışması tezinin olumlu hava verilen bir versiyonudur. Halbuki fiili manada medeniyetler ne çatışır, ne de ittifak eder.Medeniyetler ittifakı projesini ortaya atan, global güçler dünyada tek din ve tek devlet kurmayı amaçlamaktadırlar. Tek dinden de maksat Yahudi - Hıristiyan ittifakı veya Evangelist İsevilik'tir.Maksat ve gaye açısından Medeniyetler ittifakı adı altında İslam'a denilmek istenen şudur: "Kendini feda ederek Evangelist İsevi ve kültür içerisine dahil ol." Yani burada aranan ve istenen ittifak değil ilhaktır.Hak olan İslam'ın mahiyet ve vasfının değiştirilerek, batıla ilhak edilmesidir.Bu tez  pratikteki uygulama şekli olan BOP'la ve Dinlerarası Diyalogla sağlanmaktadır. Yani ABD-İsrail iş birliği ile uygulanan bu tez ve projelerin tamamı Müslümanları tehdit etmekte ve teslime zorlanmaktadır.Bu projelere direkt veya dolaylı olarak destek olanların ve hususen her iki projede de eşbaşkanlık görevi üstlenen Erdoğan, bu büyük cinayetin vebaline ortaktırlar.Şimdi Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında zikrettiği ve vebaline ortak olduğu bir başka cinayet, Irak vahşetini  irdeleyelim. Başbakan "her gün 60-70 kişinin öldüğü Irak var, çocuklar, kadınlar savunmasız insanlar ölüyor. 'Biz Avrupa'da yaşıyoruz' diye seyirci kalamayız"diyor. Türkiye'de yapılan konuşmalarda öldürülen Iraklı Müslüman çocuklara vurgu yaparak ahlanıp-vahlanıyor, ABD halkına hitaben, o çocukları öldüren askerleri için dua ediyor!31 Mart 2003 tarihli Wall Street Journal gazetesinde "Ülkem vefalı bir dost ve müttefiktir" başlıklı yazısını şöyle bitiriyor: "... We further hope and pray that the brave young men and women return home with the lowest possible casualties, and the suffering in Iraq ends as soon as possible. (Kahraman ve cesur kadın-erkek Amerikan askerlerinin en az zarar ve kayıpla evlerine dönmelerini umuyor ve bunun için dua ediyoruz.) ABD'nin Irak işgaline suç ortaklığı yaparak, ABD'yi Irak'a savaş için cesaretlendiren, Türkiye'nin hava sahasını açan,tezkeresiz sevkiyat yapan, Amerikan askerlerinin başarısı için dua eden Başbakan ve dahi bu hükümettir maalesef...Şimdi bu yaman çelişkilerin,bu ne lahana ne turşu duruşunun izahını bu millet  AKP hükümetine bu seçimde sormaz mı acaba,ne dersiniz?..Bu sahipleniş hükümet adına, Amerika'ya her türlü askeri desteğin, cephe desteğinin verilmesi şeklinde yaşanmış, hatta Irak savaşının mimarı Paul Wolfowitz'in ifadesi ile Başbakan Amerika'yı işgal için bizzat cesaretlendirmiştir.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül işgal kuvvetleri için biz "bu ittifakın parçasıyız" derken, Başbakan "Kahraman Amerikan askeri için dua ediyorum" demiş, diyebilmiştir.