Muhterem merhum Üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın "Medine'den Mektup" yazısı her an ve her zaman dimağımızdaki canlılığını korumaktadır… Her Ramazanda bu mektubu okur ve farklı âlemlere yürümeye çalışırız…
Yolculuğa çıkmaya hazır mıyız?..
Her renk ve her milletten Allah Resulünün dostları... Dilleri farklı farklı olduğu için sözler gönül dili ile söylenir. Farklı lisanlar bire iner. Bu erenler dili. Hak dostlarının dili. Kısaca peygamber dili, yani gönül dilidir.
Ramazan-ı Şerifte umre maksadıyla mukaddes beldede bir süre kalmış, Medine'de misafir olmuştuk. Bu sırada gönüllerinden bize yazan, selâm ve sevgiler gönderen kardeşlerimize cevabi mektubumuzdur:
Burası Peygamber şehri Medine!
Bütün güzelliklerin düğümlenip sonsuza açılan kapısı. Ölümsüzlüğün sırrını tadanlarla, ölümsüz yaşayan Peygamber ve de ashabının misafirlerini ağırladığı yer. Buranın çok, ama pek çok güzellikleri var. Özetleyecek olursak; güzelliklerin her biri bir numune halinde burada mevcut. Onun için buranın anlatılması zor, belki de imkânsız. Durum böyle olsa da; biz bir iftar sofrasından bahsetsek, bu sofranın güzelliğini idrakten diğer anlatılamayan güzellikler biraz olsa da yaşanır zannındayım.
İftar vakti yaklaşınca, yerli ve taşradan gelen müminler kâinatın Fahr-i Ebedîsinin hazırladığı iftar sofrasında hazır olmak için fevç fevç yola düşerler. Tâ ki, Mescid-i Nebî'nin içi dışı tıklım tıklım dolmuştur. İğne atsan yere düşmez derler ya, işte o şekilde. Ziyafet hazırdır. Başta Peygamberin her ümmetine ikram ettiği bir aşk yumağı, bir sevgi, bir heyecan, bir sevda dolaşır gönüllerde. Sofranın her iftar vakti asıl gıdası bu...
Her renk ve her milletten Allah Resulünün dostları... Dilleri farklı farklı olduğu için sözler gönül dili ile söylenir. Farklı lisanlar bire iner. Bu erenler dili. Hak dostlarının dili. Kısaca peygamber dili, yani gönül dilidir. Bu dili bilen her mümin nereli olursa olsun, hemen anlaşır, dost olur, gözler birbirine bakar, maksatlar ifade edilir, gönüllerdeki hak sevgisi birbirine cömertçe ikram edilir. Derken vakit girer. Zemzem ve birkaç hurma asıl gıdayı perdeler. Bilmeyenler zannederler ki, bizi su ve hurma doyurdu. Zannederim, birçoğu Hak muhabbeti ile doyduğunun farkında… Namaz ile bu sofranın tatlısı yenilir. Artık zaman içinde zamanı delenler burada Peygamberle iftar ederler.
İşte sevgili dostlar; şimdi biz geleli buradayız.
Bu güzelliklerden sadece iftar güzelliğini anlatmakla güzellikleri hatırlattık. Firkate kadar buradayız. Onunlayız, ashabı ileyiz, gönül yolcuları ileyiz. Gelince daha geniş konuşuruz…
Hakk'a emanet olun.
Not: Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) 11-14 Nisan haftasını Prof. Dr. Haydar Baş'ı anma haftası ilan etti. Bu münasebetle Bağımsız Türkiye Partisi Gençlik Kolları, "Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'a Mektup" konulu bir makale yazma yarışması düzenlemiş bulunmakta. Son katılım tarihi 9 Nisan Cumartesi.
Bir mektup da biz yazalım ne dersiniz…
Yine de bir şey yapabildim diyemem hatırana…
- Büreyde b. Husayb el-Eslemi / 18.07.2025
- Hz. Fatıma’nın gerdanlığı / 13.07.2025
- Adil İmam / 25.06.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025