Bugün sizlere iki farklı manzaradan bahsedeceğim. Birincisi TEOG mağdurları, ikincisi atama mağduru öğretmenler.TEOG sınavı sonuçlarına göre 9. Sınıf öğrencileri farklı okullara yerleştirildiler. Yerleştirme işlemi oldukça da sansasyoneldi hatırlarsanız. Evinin 200 km. uzağındaki okula yerleşenler mi istersiniz, gayrimüslim olup imam hatip lisesine yerleşenler mi? Şimdi de boş kalan kontenjanları doldurmak amacıyla nakiller başladı. Ama velilerin de öğrencilerin de çilesi bitmedi. Bitecek gibi de görünmüyor. Yeni sistem öyle kurgulanmış ki bir önceki yerleştirmede 196 puanlı öğrencinin yerleştiği okula bir sonrakinde siz 305 puanla yerleşemiyorsunuz. Çünkü her seferinde o başvuruda tercih yapmış öğrenciler arasında bir değerlendirme yapılıyor. Bir sonraki tercihte durum daha da farklı olabiliyor. Bu yüzden de veliler adeta şans oyunu oynar gibi tercih yapıyorlar. Bunun yanısıra; örneğin 16 boş kontenjanı görünen bir okula 16 öğrenci yerleştikten sonra hala 7 açık olabiliyor çünkü o öğrenciler de başka bir okula nakil olmuş oluyorlar. Sistem tercih yapanlar arasından o boşlukları otomatik olarak doldurmuyor. Böylece başlıyor bir sonraki nakil telaşı. Bu şekilde ne kontenjanlar dolacak gibi görünüyor. Ne de öğrenciler istedikleri okula gidebilecek gibi. Ayrıca il dışı nakil gitmek isteyen öğrencilerin durumu daha da vahim. Onlar bu sistemde hiç düşünülmemişler. Bu sistemi kurgulayanlar nasıl olup da bu açıkları göremiyorlar ve düzeltmiyorlar, anlamak mümkün değil. Diğer tarafa baktığımızda 40 bin öğretmen ataması yapıldı. Atanamayan binlerce öğretmen yine sokaklara döküldü. Branşlara verilen kontenjanların dengesiz dağılımından şikayetçiler. Diğer taraftan okullarda bir sürü öğretmen açığı var. O dersler ücretli tabir edilen usta öğretici ve öğretmenlerle doldurulacak. Okul müdürleri sırf ders boş geçmesin diye Edebiyat bölümü mezununu Coğrafya dersine, Tarih mezununu Felsefe dersine sokmaya devam edecekler. Artık ne kadar olursa. Bu öğretmenler aylık 1000 TL alacaklar. Sömestrde ve yaz tatilinde maaş almayacaklar ve sigortaları ödenmeyecek. Bu yüzden de sene içinde eğer daha iyi şartlarda bir iş bulurlarsa bırakıp gidecekler. Dersler bir süre yine boş geçecek. Sonra Kimya bölümü mezunu biri gelip boşa çıkan o Coğrafya derslerini dolduracak. Sonra başka biri KPSS kursuna gideyim de bari bu sene atanayım diye düşünüp işi bırakacak. Yerine bir başkası bulunacak ve bu kısır döngü böyle devam edecek. Tabi bu esnada öğrenciler ne öğrenecek, bu durumdan nasıl etkilenecek o önemli değil.Okullarda bu kadar öğretmen açığı varken ve bu açığı karşılayacak fazlasıyla eleman varken yeterli atamanın yıllardır yapılamıyor olmasının tek açıklaması herhalde ekonomiktir. Devlet ödeyeceği maaştan ve sigorta priminden kar etmeye çalışıyor sanırım. Bu karın kimlere nasıl zarar verdiği mühim değil?
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020