Birkaç zamandır CHP'nin Atatürkçü çizgiden çıktığı tartışma konusu.
Hal böyle olunca çok önceden bunu belirten Prof. Dr. Haydar Baş'ın ikazını hatırlatma gereği duyduk.
Aslında bu meseleyi Kılıçdaroğlu bir TV programında şu sözleriyle açıklamıştı: "Atatürk'ün kurduğu Halk Fırkası'yla bugünkü CHP aynı değil, kendimizi yeniliyoruz." (11.12.14)
Başka bir konuşmasında ise şu sözleri duymuştuk: "Bir, CHP cumhuriyeti kuran partidir. İki, 1946'da çok partili rejimi getiren partidir. Üç, 1970'lerde sosyal demokrasiyi getiren partidir. CHP şimdi dördüncü devrime hazırlanıyor."
Hem Atatürk'ün kurduğu Halk Fırkası'nı adeta küçümsemek, hem de bu fırkanın yaptıklarıyla övünmek garip bir durum.
Ayrıca bunları görünce, 'CHP'nin hazırlandığı dördünce devrim; Atatürk'ü unutma ve unutturma devrimi mi?' şeklinde aklımıza bir soru gelmiyor değil.
Biraz da Kemal Kılıçdaroğlu ile Prof. Dr. Haydar Baş'ın Atatürkçülüğü hakkında mukayese yapalım.
Mustafa Kemal Atatürk hakkında atılan asılsız iftiralardan biri de, içki masasında Cumhuriyeti kurmuş olduğudur.
Prof. Dr. Baş, şu ifadeleriyle bu oyunu da bozmuştu: "Mustafa Kemal Atatürk, Allah (c.c.) rahmet eylesin İstiklal Mücadelesine kararı Hacı Bektaş'ta Cemalettin Çelebi Efendi'nin dergâhında üç gün beraber kaldıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmak üzere karar verdiler. Karar dergâhta verilmiştir. Bazıları Mustafa Kemal Atatürk kararını içki masasında verdi diyerek iftira ediyorlar."
Kılıçdaroğlu ise bu sözlere karşı cevap vermek bir yana, aşağıdaki ifadeleriyle bu iftirayı atanları adeta destekliyordu: "Rakı sofralarında Türkiye'yi kurtaranlar, bunlardan partiyi temizleyeceğim. Bana çalışan adam lazım, rakı sofralarında konuşan adam değil." (18. Olağanüstü Kurultay konuşması)
Ayrıca bakınız, Türkiye Atatürk döneminde, bazı madenlerin çıkarılıp işlenmesi konusunda dünya liderliğine yükselmiştir. Bazı madenlerin çıkarılıp işlenmesinde artış yüzde 600 kadardır.
"Lozan'da petrollerin ve madenlerin 2023'e kadar çıkarılmaması diye bir madde yoktur. Madenler bizim hakkımız, hakkımıza sahip çıkalım" sözleriyle aslında Atatürk'ün yapmış olduğu devrimi tekrar diriltmek isteyen Prof. Dr. Haydar Baş'tan başkası değildir.
Diğer parti liderlerinden, bilakis Kılıçdaroğlu'ndan bu konuda hiçbir söz duymadık.
Birkaç gün önce yapmış olduğu röportajda CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Böke, ülkenin en temel sorununu 'vasatlığa saplanmak' olarak nitelendirdi. Böke, "Bunun nedeni AKP'nin siyaset yapma biçimi, çözümü ise Atatürk ilkelerinden yola çıkan yeni bir devrim" demişti.
Yukarıda da gördüğümüz gibi aslında Sn. Böke'nin bahsettiği devrimin adresi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Fırkası'dır" şeklinde ifade ettiği iki büyük esere sahip çıkmak isteyen samimi Atatürkçülere sesleniyorum:
Kılıçdaroğlu'nun da dediği gibi bugünkü CHP ile Atatürk'ün emanet ettiği Cumhuriyet Halk Fırkası birbirinden tamamen ayrıdır. Yalnızca isim benzerliği vardır. Bağımsız Türkiye Partisi'nin ise isim dışında Cumhuriyet Halk Fırkasıyla hiçbir farklılığı yoktur. Samimi Atatürkçülerin yeri BTP saflarıdır.
Son cümlelerimi, bütün söylediklerimizi kabul eden fakat 'barajı geçemez ki' gibi bir ifade ile Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanında olmayanlar için söylüyorum:
Prof. Dr. Haydar Baş'ın meselesi barajı geçmek veya geçmemek değil;
O'nun meselesi Sırat'ı geçmektir.
Vesselam?
Hal böyle olunca çok önceden bunu belirten Prof. Dr. Haydar Baş'ın ikazını hatırlatma gereği duyduk.
Aslında bu meseleyi Kılıçdaroğlu bir TV programında şu sözleriyle açıklamıştı: "Atatürk'ün kurduğu Halk Fırkası'yla bugünkü CHP aynı değil, kendimizi yeniliyoruz." (11.12.14)
Başka bir konuşmasında ise şu sözleri duymuştuk: "Bir, CHP cumhuriyeti kuran partidir. İki, 1946'da çok partili rejimi getiren partidir. Üç, 1970'lerde sosyal demokrasiyi getiren partidir. CHP şimdi dördüncü devrime hazırlanıyor."
Hem Atatürk'ün kurduğu Halk Fırkası'nı adeta küçümsemek, hem de bu fırkanın yaptıklarıyla övünmek garip bir durum.
Ayrıca bunları görünce, 'CHP'nin hazırlandığı dördünce devrim; Atatürk'ü unutma ve unutturma devrimi mi?' şeklinde aklımıza bir soru gelmiyor değil.
Biraz da Kemal Kılıçdaroğlu ile Prof. Dr. Haydar Baş'ın Atatürkçülüğü hakkında mukayese yapalım.
Mustafa Kemal Atatürk hakkında atılan asılsız iftiralardan biri de, içki masasında Cumhuriyeti kurmuş olduğudur.
Prof. Dr. Baş, şu ifadeleriyle bu oyunu da bozmuştu: "Mustafa Kemal Atatürk, Allah (c.c.) rahmet eylesin İstiklal Mücadelesine kararı Hacı Bektaş'ta Cemalettin Çelebi Efendi'nin dergâhında üç gün beraber kaldıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmak üzere karar verdiler. Karar dergâhta verilmiştir. Bazıları Mustafa Kemal Atatürk kararını içki masasında verdi diyerek iftira ediyorlar."
Kılıçdaroğlu ise bu sözlere karşı cevap vermek bir yana, aşağıdaki ifadeleriyle bu iftirayı atanları adeta destekliyordu: "Rakı sofralarında Türkiye'yi kurtaranlar, bunlardan partiyi temizleyeceğim. Bana çalışan adam lazım, rakı sofralarında konuşan adam değil." (18. Olağanüstü Kurultay konuşması)
Ayrıca bakınız, Türkiye Atatürk döneminde, bazı madenlerin çıkarılıp işlenmesi konusunda dünya liderliğine yükselmiştir. Bazı madenlerin çıkarılıp işlenmesinde artış yüzde 600 kadardır.
"Lozan'da petrollerin ve madenlerin 2023'e kadar çıkarılmaması diye bir madde yoktur. Madenler bizim hakkımız, hakkımıza sahip çıkalım" sözleriyle aslında Atatürk'ün yapmış olduğu devrimi tekrar diriltmek isteyen Prof. Dr. Haydar Baş'tan başkası değildir.
Diğer parti liderlerinden, bilakis Kılıçdaroğlu'ndan bu konuda hiçbir söz duymadık.
Birkaç gün önce yapmış olduğu röportajda CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Böke, ülkenin en temel sorununu 'vasatlığa saplanmak' olarak nitelendirdi. Böke, "Bunun nedeni AKP'nin siyaset yapma biçimi, çözümü ise Atatürk ilkelerinden yola çıkan yeni bir devrim" demişti.
Yukarıda da gördüğümüz gibi aslında Sn. Böke'nin bahsettiği devrimin adresi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Fırkası'dır" şeklinde ifade ettiği iki büyük esere sahip çıkmak isteyen samimi Atatürkçülere sesleniyorum:
Kılıçdaroğlu'nun da dediği gibi bugünkü CHP ile Atatürk'ün emanet ettiği Cumhuriyet Halk Fırkası birbirinden tamamen ayrıdır. Yalnızca isim benzerliği vardır. Bağımsız Türkiye Partisi'nin ise isim dışında Cumhuriyet Halk Fırkasıyla hiçbir farklılığı yoktur. Samimi Atatürkçülerin yeri BTP saflarıdır.
Son cümlelerimi, bütün söylediklerimizi kabul eden fakat 'barajı geçemez ki' gibi bir ifade ile Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanında olmayanlar için söylüyorum:
Prof. Dr. Haydar Baş'ın meselesi barajı geçmek veya geçmemek değil;
O'nun meselesi Sırat'ı geçmektir.
Vesselam?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018