Seçim tarihi yaklaştıkça, siyasi tartışmalar, manevralar ve hesaplar da kızışıyor.Özellikle iktidar partisinde ciddi bir telaş ve endişe havası hakim. Vekillerin önemli bir bölümü bir daha seçilemeyeceklerini bildiklerinden, vekilliğin nimetlerinden doya doya istifade etmeyi sürdürürken, bir bölümü de farklı denklemler içinde yer alıp, kendilerine siyasi bir rota belirme telaşında. AKP'nin yönetim kadrosunda ise, hızla eriyen parti imajını, yükselen yeni değerler karşısında muhafaza etmenin hesap ve müzakereleri yapılıyor. Yandaş ve yardakçıların yaptığı uydurma anketlere inanmayanların başında AKP yönetimi geliyor, çünkü bu anketlerle kamuoyunun bir yere kadar aldatılabileceğini enn iyi onlar biliyor.Özellikle AKP'nin Kızılcahamam kampında bu endişeler ele alındı, farklı stratejiler belirlendi. Partideki düşüşten ziyade, milletin teveccühünün yönlendiği adres üzerinde duruldu. Çünkü düşüşün sebepleri, yükselen değerin doğrularıyla kesişiyor.Ve şimdi can alıcı soruya gelelim?Akşam gazetesinden Güler Kömürcü dünkü köşesinde soruyor:"Erdoğan neden MHP'nin reklamını yapıyor?"Nasıl mı yapıyor? Erdoğan, Kızılcahamam kampında, yukarıda ifade ettiğimiz endişe ve telaş ortamında, basına özellikle yansımasını istediği şöyle bir cümle sarfetmişti: "4 milyon yeni seçmenin yüzde 17'si MHP'ye oy verecek? Onları kazanın!"Siyasi bilinçten ve tecrübeden ne kadar yoksun olursa olsun bir siyasi parti liderinin, hele hele iktidardaki bir siyasi partinin liderinin seçimlere çok kısa bir süre kala, bir diğer partinin yükselişini bu şekilde haber vermesinin mantıklı bir izahı olamaz. Mantıklı izahı olmayan bu açıklamanın önemli şifreleri bulunuyor.İşte Kömürcü de bu şifreleri kendince çözmeye- çözdürmeye çalışmış ancak kaleyi bir türlü tutturamamış. Kömürcü'nün direkten döndüğü, gole en yakın yorumu şöyle:"Erdoğan, kontrol dışı milli gücü -uzlaşma zemininde- el sıkışabileceği Bahçeli yönetimindeki MHP çatısı altına yönlendirmeyi, partisi AKP menfaatine daha uygun görüyor."Kömürcü'nün atamadığı golü biz atalım. Erdoğan, Bahçeli'nin reklamını şundan yapıyor. AKP'nin uyguladığı ABD, AB ve IMF patentli gayri milli politikalarla ülkenin bölünmez bütünlüğü, kırmızı çizgileri ve üniter yapısı büyük darbeler aldı. Türkiye hızla çözülme sürecine girdi, ekonomi küresel çetelerin eline teslim edildi. Böyle bir işgal ve istila ortamında, Türkiye'nin kurtuluşunun yeni bir Kurtuluş savaşıyla mümkün olacağına inanan ve bu amaçla yeniden Kuva-yı Milliye hareketini başlatan odak halk nazarında hızla yükselişe geçti. Vatandaş kurtuluş reçetesini ve adresini kafasında netleştirmeye başladığı için de AKP'deki düşüş gizlenemeyecek boyutlara tırmandı. İşte böyle bir ortamda, AKP'nin atacağı tek bir adım kaldı o da, milleti farklı adreslere yönelterek, milliyetçi dalganın gerçek adresinden uzaklaştırılması. Daha doğru bir ifade ile Türkiye'nin gerçek milliyetçi çoğunluğunu MHP gibi, denenmiş ve bekleneni verememiş bir parti içinde pasifize etmek!Erdoğan'ın bütün hesabı bunun üzerinedir. Çünkü MHP'nin geçtiğimiz dönemde kendisine sunulan iktidar nimetini nasıl teptiği ve AB uğruna ülkeyi hangi dehlizlere sürüklediği Türk halkının malumu. Erdoğan'ın bu MHP reklamından bir hafta sonra MHP lideri Bahçeli'nin Konya'da sarfettiği şu cümleler tesadüf olamaz: "MHP varken vatansever kuvvetlere gerek var mı? MHP varken Kuva-ı Milliye örgütlenmesine ne gerek var." Erdoğan'ın verdiği sufle, MHP yönetimi tarafından birebir seslendiriliyor. Yani danışıklı dövüş!Ama unutulan bir şey var ki, MHP'nin, kendisine verilen iktidar nimetini nasıl teptiği Türk milletinin hafızasında hala tazeliğini muhafaza ediyor. Kendine ait bir ekonomi modeli olmayan, Türkiye'nin milli yapısını hedef alan AB'yi savunan ve dış politikada sağlam bir duruş sergileyemeyen MHP, Kuva-yı Milliye ruhunu yeni mi hatırladı?Sayın Bahçeli'nin unutmaması gereken bir şey var; Kuva-yı milliyeci olmak öyle kolay değil. Kuva-yı milliyecinin eline gelen fırsatı tepme lüksü bulunmuyor. Çünkü o fırsat bir kere gelir, bir daha da gelmez. Bu yüzden 1999 seçimlerinde Türk halkının verdiği iktidar gömleğini kirleten MHP, Kuva-yı milliye gömleğini giyemez.O gömlek, daha kimsenin gündeminde yokken, Kuva-yı Milliye ateşini yakanlar tarafından giyildi. O ateş Türkiye sınırlarını aştı, Bakü'den tüm Avrasya coğrafyasına uzandı bile?Tüm Türk dünyasına hayırlı olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012