Yanlış okumadınız, Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde Atatürk sonrası dönemde ilk defa her zaman 'ayrıntı' olarak görülen 'millet' bastı düğmeye. Bugüne kadar hep başkaları basardı düğmeye. 'Meşhur düğmeye' en son bastıklarında AKP iktidar olmuştu bu memlekette. Hep anlattık bunu... 'Komplo teorisi' yapmakla suçlandık. Güya 'çekemiyorduk' milliyetçi, vatansever, dindar ve delikanlı iktidarı...
Düğmeye daha önce basan gruplardan olan ve bu memleket adına hiç hayırlı rüya görmemiş Cüneyt Ülsever yazısında bakın ne anlatıyor:
"Görünen o ki; AKP Hükümeti 'kamuoyu baskısına boyun eğmeyi' tercih edip 'ABD ile iyi ilişkiler kurmayı geri plana aldı. AKP şu anda tam anlamı ile sakal ile bıyık arasına sıkışmış durumda. Onu iktidara taşıyan millette güçlü bir anti-ABD'cilik hákim. Ancak, herkes biliyor ki, AKP'yi iktidara taşıyan bir diğer unsur ise bizzat ABD'nin kendisidir!" Sabah şerifleriniz hayrola Cüneyt Bey, anlaşılan diğer arkadaşlarınız gibi siz de sıkıştınız o sakal ile bıyık arasına. Panik yapmayın, please...
Vatandaş 'düğmeden adamları' idrak ediyor artık. Panik yapmayın, please..
Halkın 'hışmından' korkup 1 Mart tezkeresini çıkaramayanlar 'gizli tezkere' çıkarmalarına rağmen yine yaranamadılar düğmeye basanlara.
"Emredin, istediğiniz yere asker yollayalım" dedikleri halde yaranamadılar.
"Tamam. Kürt devletine sesimiz çıkmayacak. Kırmızı çizgi de neymiş; Musul da, Kerkük de sizin olsun" dedikleri halde yaranamadılar. "Elimizdeki 11 çuvalı ekonomimize 'yama' yaparız" dedikleri halde yaranamadılar. Çünkü, vatansever milletimiz AKP ile beraber aynı görüşü paylaşmıyordu. Amerika şimdilerde bunu gördü. Suriye ve İran konusunda milletten korkup mırın-kırın eden AKP Amerika'yı rahatsız etmişti. AKP ile Türk milletini yönettiklerini ve yönlendirdiklerini zannedenler, AKP ile beraberken millet tarafından 'basıldılar' şimdi..
Wall Street Journal'de çıkan o meşhur yazıyla basıldılar. 'Bizimkilerin' panik atak haline gelmesine, Wall Street Journal gibi 20 yıldır Türkiye aleyhine tek bir söz söylemeyen gazetede çıkan yazı sebep olmuştu. Editör, -Condelezza Rice ve Douglas Feith gibi- Türk halkının Amerikan düşmanlığından rahatsız olmuş ve şunları yazmış: "Siz nesiniz kardeşim? Sizi biz iktidara getirdik. Nedir bu halkınızdaki Amerikan düşmanlığı? Biz size böyle mi salık verdik? Milletinizin tarafında mısınız? Bizden tarafta mısınız? Orda mısınız, burada mısınız? Suriye ve İran konusunda yanımızda mısınız? Değil misiniz? Saflarınızı netleştirin yoksa işinizi bitireceğiz!" Bir zamanlar tv'de yaptığı 'reality' programda Fatma Girik'in Romen kadınlar ile bastığı bir vatandaş, kendisine "ne yapıyorsun burada" diye sorulup mikrofon uzatıldığında heyecandan şu cevabı vermişti: "Yani, şimdi şey, biz şey etmeyecektik de, şeyden oldu aslında..." İşte şimdi WSC'deki bu yazıyla 'bizimkiler' de düğmeye basanlarla birlikte basıldılar... Yeni Şafak cenahından bazı kalemşörler panik yapmış olacaklar ki, Wall Street Journal'e cevap veriyorlar; "Tamam biz sizdeniz ama şu millet var ya şu millet, bize ayakbağı oluyor, bizi affedin, biz samimiyiz" deyiveriyorlar.
Yani; "Şey, biz şey etmeyecektik de, şeyden oldu aslında" diyorlar.
Sayın kalemşörler! Sizin o ayakbağı olarak gördüğünüz millet aslında Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ta kendisidir. Kuvva-yı Milliye'nin ta kendisidir. Lütfen artık bu gerçeği görüp emaneti ehline teslim ediniz.
Etmezseniz, bu milletin önünde ezilirsiniz. Çünkü onlar bu gerçeği görüp düğmeye bastılar bile..
Panik yapmayın, please...
Yusuf KIRTORUN
Düğmeye daha önce basan gruplardan olan ve bu memleket adına hiç hayırlı rüya görmemiş Cüneyt Ülsever yazısında bakın ne anlatıyor:
"Görünen o ki; AKP Hükümeti 'kamuoyu baskısına boyun eğmeyi' tercih edip 'ABD ile iyi ilişkiler kurmayı geri plana aldı. AKP şu anda tam anlamı ile sakal ile bıyık arasına sıkışmış durumda. Onu iktidara taşıyan millette güçlü bir anti-ABD'cilik hákim. Ancak, herkes biliyor ki, AKP'yi iktidara taşıyan bir diğer unsur ise bizzat ABD'nin kendisidir!" Sabah şerifleriniz hayrola Cüneyt Bey, anlaşılan diğer arkadaşlarınız gibi siz de sıkıştınız o sakal ile bıyık arasına. Panik yapmayın, please...
Vatandaş 'düğmeden adamları' idrak ediyor artık. Panik yapmayın, please..
Halkın 'hışmından' korkup 1 Mart tezkeresini çıkaramayanlar 'gizli tezkere' çıkarmalarına rağmen yine yaranamadılar düğmeye basanlara.
"Emredin, istediğiniz yere asker yollayalım" dedikleri halde yaranamadılar.
"Tamam. Kürt devletine sesimiz çıkmayacak. Kırmızı çizgi de neymiş; Musul da, Kerkük de sizin olsun" dedikleri halde yaranamadılar. "Elimizdeki 11 çuvalı ekonomimize 'yama' yaparız" dedikleri halde yaranamadılar. Çünkü, vatansever milletimiz AKP ile beraber aynı görüşü paylaşmıyordu. Amerika şimdilerde bunu gördü. Suriye ve İran konusunda milletten korkup mırın-kırın eden AKP Amerika'yı rahatsız etmişti. AKP ile Türk milletini yönettiklerini ve yönlendirdiklerini zannedenler, AKP ile beraberken millet tarafından 'basıldılar' şimdi..
Wall Street Journal'de çıkan o meşhur yazıyla basıldılar. 'Bizimkilerin' panik atak haline gelmesine, Wall Street Journal gibi 20 yıldır Türkiye aleyhine tek bir söz söylemeyen gazetede çıkan yazı sebep olmuştu. Editör, -Condelezza Rice ve Douglas Feith gibi- Türk halkının Amerikan düşmanlığından rahatsız olmuş ve şunları yazmış: "Siz nesiniz kardeşim? Sizi biz iktidara getirdik. Nedir bu halkınızdaki Amerikan düşmanlığı? Biz size böyle mi salık verdik? Milletinizin tarafında mısınız? Bizden tarafta mısınız? Orda mısınız, burada mısınız? Suriye ve İran konusunda yanımızda mısınız? Değil misiniz? Saflarınızı netleştirin yoksa işinizi bitireceğiz!" Bir zamanlar tv'de yaptığı 'reality' programda Fatma Girik'in Romen kadınlar ile bastığı bir vatandaş, kendisine "ne yapıyorsun burada" diye sorulup mikrofon uzatıldığında heyecandan şu cevabı vermişti: "Yani, şimdi şey, biz şey etmeyecektik de, şeyden oldu aslında..." İşte şimdi WSC'deki bu yazıyla 'bizimkiler' de düğmeye basanlarla birlikte basıldılar... Yeni Şafak cenahından bazı kalemşörler panik yapmış olacaklar ki, Wall Street Journal'e cevap veriyorlar; "Tamam biz sizdeniz ama şu millet var ya şu millet, bize ayakbağı oluyor, bizi affedin, biz samimiyiz" deyiveriyorlar.
Yani; "Şey, biz şey etmeyecektik de, şeyden oldu aslında" diyorlar.
Sayın kalemşörler! Sizin o ayakbağı olarak gördüğünüz millet aslında Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ta kendisidir. Kuvva-yı Milliye'nin ta kendisidir. Lütfen artık bu gerçeği görüp emaneti ehline teslim ediniz.
Etmezseniz, bu milletin önünde ezilirsiniz. Çünkü onlar bu gerçeği görüp düğmeye bastılar bile..
Panik yapmayın, please...
Yusuf KIRTORUN
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012