Türkler tarih boyunca elde edilen Türk kültür ve geleneğini, İslam'ı kabul ettikten sonra İslam inancıyla yoğurarak korumuştur. Bilinen en eski kültür ve medeniyetin sahibi olan bu kutlu millet, eğer İslam'ı kabul etmemiş olsaydı varlığını sürdürmesi mümkün olmazdı. Çünkü bugün dünya coğrafyasındaki Türk halklarının büyük çoğunluğu Müslüman Türklerdir. Diğer Türk halkları da tarih içerisinde varlıklarını nispeten kültür, dil ve varlıklarını Büyük İslam Türk devletlerine borçludur. Bunlardan bazıları Karahanlılar, Harzemşahlar, Selçuklular, Osmanlılar ve daha niceleri.
Buradan hareketle şunu söyleyebiliriz; ilk dönemlerinde Ehl-i Beyt anlayışı ile kurulan bu şanlı Türk devletleri, Ehl-i Beyt ve onun öğretilerine göre kendini düzenlediği zaman yükseldi. Diğer milletlere bu sayede fetihten önce Alperen dervişlerle "yaratılanı severim Yaratan'dan ötürü" sevgi ekolüyle İslam'ı, İslam kültürünü onlara tanıtıp imanla şereflenmelerini sağladı. Batı ve diğer emperyalist sömürü ve zorba kültürlerin aksine, kendi varlıklarını sürdürebilen Arnavut , Boşnak , Bulgar, Sırp, Arap, Acem vs. kendine çok rahat bir şekilde ben Türk'üm yani Müslüman'ım diyebildi.
Fakat bizler öncelikle yönetimde Ehl-i Beyt'e sırtımızı dönünce elde ettiğimiz muhteşem medeniyetimizi başka medeniyetlerin ve kültürlerin ezici, yok edici ve zillete düşürücü çizmeleri altında kaybetmeye başladık. Çünkü Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in buyurduğu gibi "sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin (Yahudi ve Hıristiyanların) yolunu izleyeceksiniz. Onların inanç ve yaşantılarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir deliğe girseler siz de onları takip edeceksiniz."
Bunu bizlere hafife almak adına kılık kıyafet olarak, onları taklit etmek gibi algılattılar. Halbuki tarihe ve yapılan anlaşmalara baktığımızda hep inancımızdan taviz vermeye zaman içinde başlatıldık. Dünya sevgisi, mal mülk, varlık hırsı bizi sardıkça imanımızdan, Allah'a kulluktan, Resûlullah'ın yaşayan sünneti Ehl-i Beyt'ine uymaktan vazgeçtik. Bu da bizi millet olarak Allah'a kul olup özgür olmaktan uzaklaştırdı. Emperyalist güçlerin elinde oyuncak haline getirdi. O görkemli devletler ve hükümdarlar sünepe, korkak, çözüm üretemeyen önlerine dış güçlerin, yardakçılarının koyduğu anlaşma metinlerini imzalayarak kendi koltuklarını koruma ve kollama derdine düştü. Bu yöneticiler için milletin fertleri, atalarımızın mirası yok olmuş hiç önemli değildi.
Fakat her Türk devletinin yıkılışında genlerimizde olan Ehl-i Beyt duygusu ve sevgisi depreşti. Çözümün adresi "Tevhid'in merkezi Ehl-i Beyt" anlayışı devreye girdi. Millet olarak yeniden kurtuluşun adresi Ehl-i Beyt gemisine, Nuh'un gemisi gibi binerek kurtulduk.
Daha geçmişe de gidebiliriz. Ehl-i Beyt sevdalısı Alperenler bu milletin manevi kültürel kodlarını milletimizin fertleri arasında yeniden hatırlatıp canlandırdı. Anadolu'nun fethi, Sultan Alparslan'ın ordusundaki Ehl-i Beyt sevdalısı Alperenlerin bu ruhu sayesindedir. Daha sonra Anadolu'yu uzun yıllar karış karış, nakış gibi Ehl-i Beyt ruhu ile işleyen Alperenler buraları Türk yurdu yapmıştır. Selçuklular bu Ehl-i Beyt ruhu ile başarılar elde ettiler. Fakat Ehl-i Beyt'in öğretilerinden, yolundan uzaklaşınca makam mevki ve menfaat ön plana çıkınca, "Allah her an beni görüyor" şuurundan uzaklaşınca Moğol belası Türk yurdunu kasıp kavurdu. Yeniden Ehl-i Beyt soyundan gelen Allah dostları sayesinde yolumuzu yönümüzü bulduk ve Osmanlı'nın ilk zamanında Ehl-i Beyt'in ışığı yolumuzu aydınlattı. Gazada muzaffer olduk, devlet olduk, bunu askeri, kültürel, sanat ve sevgi ile büyüttük. İlaikelimetullah adına Alperenlerin öncülüğünde yedi iklime hakim olduk. Bütün milletlere ve mazlumlara kurtuluş olduk.
(Devam edecek...)
- Prof. Dr. Haydar Baş’ın vuslatının 5. yılında duam / 16.04.2025
- AKP yasa çıkardı, ‘evime, mülküme çökme’ / 06.12.2023
- Eğitim ve adalet / 29.11.2023
- BOP mu, Atatürk’ün Ortadoğu projesi mi? / 21.11.2023
- Kaybolan değerlerimiz / 15.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 13.11.2023
- 10 Kasım’da okuduğum Hutbe / 12.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 10.11.2023
- Anayasal düzen / 08.11.2023