Hükümetimizin 'barış süreci' veya 'çözüm süreci' diyerek, ortaya koyduğu anlayış ve uygulamalar, milli dayanaktan yoksundur. Söz konusu süreç, terör belâsını başımıza saran ABD ve AB'nin telkin ve tavsiyeleriyle başlatılmıştır. "Analar ağlamasın" sloganıyla başlatılan süreç, tamamen duygusal bir zemine oturtulmuştur. Hangi sorun, kiminle müzakere edilecektir, bu hiç gündeme getirilmemektedir. Diyarbakır'da, fakirlere kurban eti dağıtan öz kardeşlerini vahşice katledenlerle ne müzakere edilebilir? Kardeş katilleriyle 'kardeşlik projesi' hayata geçirilebilir mi? Ne yazık ki, hükümetimiz, işte bu canilerle Kürtlerin ve dahası İslâm dünyasının geleceğini müzakere etmektedir.Çok yazık! Bu, kuklacıyı görmeden, kuklalarla iş tutmaktır. İslâm coğrafyasında kuklacılar ABD ve İsrail'dir. Onların, kuklaları değişir, ama sahneye koydukları oyun, hiçbir zaman değişmez. Oyunun merkezinde İsrail'in yaşatılması ve 'Büyük İsrail'in kurulması bulunmaktadır. Bunun gerçekleşmesi için başta Türkiye olmak üzere, İslâm ülkelerinin yeniden etnik ve mezhepsel olarak bölünmesi gerekmektedir. Fransa'nın eski başbakanlarından Villipan, bir milletin bölünmesi hakkında şunu söyler: "Bölünmüş milletler, kin ve şiddet tohumu ekenler açısından verimli topraklardır." (Bkz. Avrupa İnsanı, s.160). Bu fikirden hareket eden Bernard Lewis de şöyle der: "İslâm coğrafyasının yeniden parçalanması gerekir ve Arapların devletlerinin sayısı 30'u geçmelidir. Lewis, bunun nedenini ve sonuçlarını da şu şekilde açıklar: "Arap devletlerinin nüfusu arttı. İsrail'e karşı tehdit oluşturuyorlar. Bu devletler yeniden bölünürse, bölünen parçalar birbirleriyle boğuşur, böylece İsrail rahat bir nefes alır ve ömrü uzar." Peki, İslâm ülkeleri bölünmezlerse ne olur? Onu da ABD Dışişleri eski Bakanı Yahudi asıllı Henry Kissinger'den dinleyelim: "İsrail devleti, ancak 2025 yılına kadar ayakta kalabilir. İsrail'in gelecekte var olması ve 'Büyük İsrail'in kurulması için Türkiye asıl ve daimi bir hedeftir. Bu hedefe varabilmek için seçilen vasıta da Kürt kardeşlerimizdir. Bir Yahudi kuruluşu olan AIPAC'ın eski direktörü Morris Amatay, "Kürtlerin devleti olmadığını ve devlet kurmaları gerektiğini" söylüyor ve ekliyor : "Yahudi toplumu Ortadoğu'da Kürtlerin doğal ittifakçısıdır." ABD ve İsrail'in, Kürtleri böyle gözde tutmasının nedeni acaba nedir? Kürtlerin kara gözüne ve kaşına mı hevesliler?İsrail'e tehdit oluşturmasın diye Arap devletlerini yeniden küçük parçacıklara bölmeye uğraşan ABD ve İsrail, Kürtlere, İsrail'den daha büyük ve güçlü bir devlet kurdurur mu? Eğer başarırlarsa, yapacakları şudur: Kürtlere de Araplar gibi birkaç küçük sözde devletçik kurdurmaktır. Bu da İsrail'e yem olmak demektir. İsrail'e yem olmanın, nasıl bir şey olduğunu, Kürt kardeşlerimiz Filistinlilerin haline bakıp anlayabilirler.Amatay'ın, "Kürtlerin devleti yoktur" sözü tam bir aldatmacadır. Kürtler, Türkiye, Irak, Suriye ve İran'da yaşamaktadırlar. Bu devletler, Kürtlerin de devletidir. İslâm hukukuna göre, ırkı ne olursa olsun, hiçbir Müslüman İslâm yurdunda azınlık sayılmaz. Onun içindir ki, Kürtler yaşadıkları ülkelerin asli unsurudurlar. Prof. Dr. Haydar Baş, bu gerçeği, 'Sosyal Devlet- Milli Devlet' adlı eserinde şöyle ifade eder: "? Lozan görüşmelerinde Atatürk, azınlık tarifini, 'ancak gayri Müslimlerdir' esasına oturtmuş, Cumhuriyetin ilerleyen yıllarında gerçekleştirilen nüfus mübadelesinde, bu ortak inanç olgusunu kabul etmiştir." (s.24). O bakımdan Kürtler, Türkiye'de hiçbir zaman farklı bir muamele görmemişlerdir. Öyleyse yapılması gereken "çözüm" derken, "çözülmeye" doğru yol almak değil, milli değerlerimize milletçe birlikte sarılmaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018