Türkiye'de son dönem karşı karşıya kalınan birçok sıkıntının sebebi büyük bir kavram kargaşası içinde yaşıyor olmamız diye düşünüyorum. Hayati birçok konuda sapla saman birbirine karıştı. Dolayısıyla insanların da kafası karıştı ve ne düşüneceklerini, neye inanacaklarını, nasıl tepki vereceklerini şaşırdılar belki de.
Dinî konulardan tutun da, oy kullanma kriterlerine, ya da gündelik basit konulara kadar birçok kavramın içi boşaltıldı. Maalesef çeşitli meslek gruplarında bu işi görev edinmiş ve bilinçli olarak yavaş yavaş empoze etmiş insanlar var. Bunu kime ve neye hizmet için yaptıklarını bilemem. Kendilerine sormak lazım.
İçi boşaltılan bu kavramlara birkaç örnek vermek gerekirse… Şehitlik bunların başında gelir. Said Nursi ile başlayan Hıristiyan ve Yahudilerin de cennete gidebilecekleri, şehit olabilecekleri fikri bugün FETÖ olarak tanıdığımız cemaat eliyle yavaş yavaş yayılmış bir fikirdir.
Bunun akabinde üç büyük dinin buluşması, İbrahimî dinler, Peygambersiz İslam, Kelime-i Tevhid'den 'Muhammedün Resûlullah' kısmının çıkarılması gibi aşamalarla gelinen noktada insanımızın imanı zafiyete uğratılmıştır. Sonuç; domuz etinin kasaplık et yapılması, zinanın serbest olması, binlerce kilise ev açılması karşısında tepkisiz kalan bir toplum.
Vatandaşa kullandığı oy karşılığında berat belgesi kazanacağını söyleyen Milli Eğitim Bakanlığı da yapmış milletvekili; Allah'ın kadını, erkeğin istediği zaman dövebilmesi için yarattığını iddia eden hocalar(!); çocuklara tecavüz edilen dinî(!) vakıflara ait Kur'an kursları derken gençlerimizin %20'sinin Deist olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız.
Dahası ömrünü haçlıyla mücadeleye, tam bağımsızlığa adamış Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında olmadık iftiralar atarak O'nun temsil ettiği milli mücadele ruhu zayıflatıldı. "Keşke Yunan galip gelseydi" diyenlerden tutun da "aslında milli mücadeleyi Vahdettin başlattı" diyenlere kadar... O'nun ilke ve inkılapları hakkında atıp tutarak halkın O'na olan sevgi, saygı ve bağlılığını zayıflatma çalışmalarına kadar…
Peki milli mücadele ruhu, tam bağımsızlık anlayışı zayıfladı da ne oldu? Madenlerimiz yabancılara peşkeş çekildi, halktan tepki yok. Fabrikalarımız satıldı, tarım bitti, hayvancılık bitti, tamamen dışa bağımlı, her şeyi ithal eder hale geldik, halktan tepki yok. Ama 25 kuruşa poşet satılmaya başlandı, halk ayakta!
En son noktada milli mücadele nereye kadar indirgendi biliyor musunuz? Reyting rekorları kıran yarışma Survivor'ın geçen hafta yeni sezonu yayına girdi. Tanıtım videosuna denk geldim ve hayretler içinde kaldım. Türkiye ile Yunanistan arasında yapılıyor bu seferki. Ve bizi temsil eden yarışmacılar çok heyecanlı olduklarını, büyük bir sorumluluk taşıdıklarını, bunun bir milli mücadele olduğunu söylüyorlardı. Kulaklarıma inanamadım. Buradan binlerce kilometre uzakta bir adada çamurlarda yuvarlanıp, kumlarda yapboz yapmak, milli mücadele diye nitelendiriliyor. İşte kavramların içinin boşaltılmasından kast ettiğimiz tam da bu. Allah korusun ama bugün fiili bir işgal yaşasak acaba milli mücadeleyi böyle bir şey zannedenler ne yaparlar?
Geldiğimiz noktada gerçekten oturup ağlamamız lazım. Biz ne günah işledik de bu hale geldik diye sorgulamamız lazım. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda 14-15 yaşında, daha okul çağında bu vatan için canını veren atalarımızın kemikleri sızlamıyor mudur sizce? Bizi bugün görseler ne derlerdi diye düşünüp utanmalıyız ve artık ayıkmalıyız. Yoksa bu gidişle...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020