logo
24 NİSAN 2024

Milli Para olsaydı 15 temmuz olmazdı

02.03.2018 00:00:00
İddia ediyorum ve her platformda da iddiamı ispatlamaya hazırım. 2005 yılında Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünya iktisat literatürüne kazandırdığı "milli para", ülkemizde dolaşımda olsaydı, bugün Türkiye bölgesinde sözü dinlenen dünya lideri olurdu. Ayrıca Türkiye kesinlikle 15 Temmuz'u da yaşanmamış olurdu.
Mikrop yuvalarının, misyonerliğin, fakirliğin, işsizliğin ve her türlü yerli ve küresel sömürünün panzehri "milli paranın" dolaşımda olmasıdır. 
"Milli Para" tezi, ülkemiz üzerinde hesabı olan emperyalistlerin hesaplarını koltuklarının altına vererek, hesaplarını bozarak ve güle güle diyecek tek adrestir.
"Milli Para" tezi, kâğıdını boyayarak insanlığı sömüren küresel güçlere hesabını soracak tek çözümdür. Mazlum halkların, sömürülen milletlerin, aç, işsiz ve fakir insanların tek umududur. 
"Milli Para" tezi, elde edilen değil, kazanılan paranın ifadesidir. 
Arkasında emek ve üretimin olmadığı elde edilen para, piyasalara sömürü aracı olarak döner. Ekonomik hastalıkların davetçisidir.
Kazanılan para ise milli paradır. Arkasında emek ve üretim vardır. Ekonomik hastalıkların kökten çözümünü içinde barındırır. Belirleyici olan emek ve üretimdir.
"Milli Para" tezinin hâkim olduğu piyasalarda, gerçek tüketim oluşur ve tüketim devletin gelir kaynağı olarak değer kazanır.
Dünyadaki oluşumlara bakarsanız devletlerin, ekonomik sistemler etrafında bir araya gelerek bloklar, birlikler oluşturduklarını görürsünüz.
Blokların ve birliklerin oluşumunu sağlayan ekonomilerin, insanın yaşam tarzını, dünyaya bakışını, zevklerini değiştirdiğini, o milletin kültürü ve medeniyeti üzerinde dominant etki yaptığını görürüz.
Sosyalizm ve kominizim SSCB'nin oluşumunu sağlamış, insanları o ideoloji çerçevesinde şekillendirmiş ve iç, diş politikasını belirlemiştir. 
ABD tarafında kullanılan kapitalizm, serbest piyasa ekonomileri; Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü ve IMF aracılığı ile Avrupa Birliği devletlerine şekil verilmiş, bütün dünya ülkelerini ABD'nin iç pazarı durumuna getirmiştir.
Kendilerini bu iki ekonomi sisteminin dışında tanımlayan devletlerin ise özgün, yerli ve milli bir ekonomi tezi ortaya koyamadıklarını görmekteyiz. Ülkelerinde uyguladıkları ekonomilere hangi adı koyarsa koysunlar, farkında olarak veya olmayarak o sistemlerin etkisi altında kalmışlardır. Uyguladıkları modelin matematiğini yazamadıkları için diğer sistemlerin piyasa mekanizmalarını uygulamak zorunda kalmışlardır.
Netice olarak iki ekonomi sisteminin dışında olduğunu iddia eden ülkeler, o sistemlerin baskılarına ve tehditlerine boyun eğmek zorunda kalarak, onların bir parçasına dönüşmüşlerdir. 
Şunu da ifade etmek zorundayız ki, bugün yer kürede yaşayan insanların çektiği açlık, sefalet, işsizlik, kan ve göz yaşı, devletlerin uyguladıkları kapitalizmin bir neticesidir.
Rus toplum bilimci Viktor Minin'in, 2005 yılından önce Prof. Dr. Haydar Baş hitaben "Komünizmden biz çektik kapitalizmden insanlık çekiyor. Bizi ve insanlığı kurtaracak bir sisteme şiddetle ihtiyaç vardır" diyerek, Komünizmden ve Kapitalizmin sömürü mekanizmalarından kaçan insanlığın sığınacağı güvenli bir limanın gerekliliğini anlatmaya çalışıyordu. 
Daha sonra 2005 yılında MEM'le tanıştıktan sonra insanlığın aradığı ekonomi sisteminin MEM olduğunu ifade etmiş, bu sistemi elbirliği ile hayata geçirerek, insanlığı sömürü ve zulümden kurtarmalıyız diyordu. 
Milli Ekonomi Modeli; özgün, kendi içinde bir bütünlük arz eden, ulus devletlerin bütün renklerini muhafaza ederek tam bağımsızlıklarını sağlayacak sistemdir. 
Milli Ekonomi Modeli; sosyalizm, komünizm ve kapitalizmden kurtulmak isteyen devletlerin ve bu iki sistemin dışında kalmayı başaramayıp onların piyasa mekanizmalarını taklit eden diğer ülkelerin sığınağı durumuna gelmiştir. 
Maliyetli paraya son veren, milli para tanımı ve paraya getirdiği özgür dolanım sayesinde finansal sömürüye baş kaldıran, işsizliği ve yoksulluğu, devlete yüklediği misyonla ve o misyonun mekanizmaları olan sosyal devlet projeleriyle tarihin sayfalarına gömen, mazluma hakkını verecek, zalime hat tini bildirecek, varlığı kapitalizmin sonunu getirecek sistemdir; Milli Ekonomi Model.
Özgün, yerli ve milli olan bu sistemi mevcut ekonomi anlayışlarından hareketle anlamaya kalkışırsanız yanılırsınız. Atatürk'ün uyguladığı ekonomi anlayışını ondan sonra gelenler doğru anlamaya çalışma yerine, kolaya kaçarak dünyada hâkim olan ekonomi sistemlerine yamamaya çalışmışlardır.
Burada da aynı yanılgıya düşmemek için, en azından Rusların yaptığı kadar yapıp tezi, sahibinde dinleyerek, sorular sorup cevaplar alarak anlamaya çalışmak daha akıllıca olacaktır.
Bugün yükselen trend, Prof. Dr. Haydar Baş hocamın iktisat ilmine 2005 yılında kazandırdığı "milli paralarla" ticaret yapma tezi ve bu tezin etrafında oluşan BRICS devletlerinin engellenemez yükselişidir.
Dün tankını 100 dolara satan Rusya bugün asgari ücreti yoksulluk sınırı olarak belirleyip kanunlaştırıyorsa, bunun arkasındaki gerçek, milli parasını Milli Ekonomi Modelinde ifade edildiği şekliyle dolaşıma sokmasıdır. 
Yoksulluk sınırının Türkiye için 5 bin 262 lira olduğu düşünülürse, Türk işçisinin hayal bile edemediğini parayı Rusya'nın, MEM'in matematiği sayesinde vatandaşına verebiliyor olması, geldiği seviyeyi göstermesi açısından önemlidir.
BRICS birliğinin kurulması, ayrıca bugün başta Amerika ve AB devletleri olmak üzere tüketime dönük uygulamaların kısmi olarak hayata geçiyor olması Yeni dünya düzeni olan Milli Ekonomi Modelinin ayak sesleridir. Dünyanın her bölgesinden esen yeni meltem rüzgârı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın rüzgarıdır. 
Görmezlikten gelseniz de, gizlemeye, örtmeye çalışsanız da, ülkemiz üzerinde hesabı olan emperyalistlere söylüyorum çatlasanız da, patlasanız da bu çağ ve önümüzdeki çağlar Haydar Baş çağı olacaktır. 
"Benim ülkemde fakirlik suç sayılsın." diyebilen dedemiz Oğuz Kaan'ın ufkundan, Ehl-i Beyt'in nefesinden; Osmanlının harabesinden, Osmanlının devamı olan Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran ve "Benim ülkem bir lokma bir hırka ülkesi olmayacak. Benim ülkem zenginler ülkesi olacaktır" diyen Mustafa Kemal'in azminden hareketle, Bir müjdeyi ilan etmek istiyorum.
Onların bıraktıkları yerden başlayarak, onların sırtını dayadığı Allah'tan güç bularak, tek başına emperyalizmin kalesi olan kapitalizme baş kaldıran ve muvaffak olan, mazlum halkların umudu aline gelen Prof. Dr. Haydar Baş, "Benim dönemim hoş geldin zenginlik güle güle fakirlik" olacaktır diyerek kendi döneminin başladığını ilan etmiştir. 
Mazlum milletlere, fakirlere, işsizlere, yoksullara ve kimsesizlere müjdeler olsun, artık sizin döneminiz başlamıştır. Hayırlı uğurlu olsun.
 
Harun Kayacı / diğer yazıları
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.